English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ D ] / Dinle bak

Dinle bak translate English

1,927 parallel translation
Dinle bak.
Listen to me.
Dinle bak, bu adam tüm eyalete uyuşturucu satıyordu.
Listen, listen. This guy, he sold drugs all over this state.
Dinle bak.
Listen.
Dinle bak, karşılaşmamıza sevindim.
I'm glad I ran into you. What are you doing on Friday?
Dinle bak.. dediler, hepimizin bir hilesi vardır ya da iki kolumuz.
Mind you... that said, we all have a trick or two up our sleeves.
Dinle bak, adam delinin teki.
I tell you, the guy's a nut job.
Dinle bak...
Listen, I...
Abi, dinle bak!
Yo, listen to me.
Dinle bak...
Look...
Dinle bak, p-brane üzerinde dikkatli olmazsa hepimiz Fenway Parkı'ndaki geniş ekran televizyon gibi ışık saçarız.
And, look, if he doesn't go easy on that p-brane the next time through, we're all gonna light up like the Jumbotron at Fenway.
Dinle bak. Tabby, birlikte iyi vakit geçirdik ancak her hafta yeni bir sorun çıkarıyorsun.
Look, Tabby, we've had a good run, but there's a new problem every week, and...
- Dinle bak.
- No, listen.
Evet, dinle bak.
Right?
Tamam dinle bak.
Okay, this is good.
Dinle bak oyuncular parti veriyorlar.
Well, listen, we... there's a cast party going on.
Dinle bak.
Just listen to me.
Tamam dinle bak, maksadım şu işe yarayacak sanırım bu oyun :
Ay, my lord, I would know that. Marry, sir, here's my drift, and I believe, it is a fetch of wit.
Dinle bak, Battleford ile ilgili sonuca gidecek bir atılım yapacağım.
Listen, I'm gonna make a deductive leap with Battleford.
Dinle bak, memur Summers hakkında bulabileceğin her şeye ihtiyacım var.
I need you to find out about PC Martin Summers.
Dinle bak kendini.
Listen to you!
Dinle bak, Trol çatıdan gelecek!
Listen! The troll's coming through the roof!
Dinle, dinle bak!
( Listen, listen, listen, listen! )
- Ne... Dinle, biliyorum. O kadar çabuk gelmene bakılırsa hala beni istiyorsun.
It's perfect.Keep doing it, because that'll be, like, your, um, crazy, resentful, grudge sex...
Christopher, dinle, bak bana.
Christopher, listen, look at me.
Bak, ne diyeceğini biliyorum ama önce beni bir dinle.
- Look, I know what you're gonna say, but just hear me out.
Hayır, hayır bak dinle önemli bir şey değildi.
No, no. Listen it was nothing.
Zaten biliyorum, bak dinle.
I already know,'cause I... Listen, you know what?
Bak, dinle. Perşembe akşamı bir kaç arkadaşımız geliyor.
So, listen, we have some friends coming over on Thursday night.
Dinle Bartolo, bu işin icabına bak.
Listen, Bartolo, take care of it.
Bak, dinle.
Watch out.
Bak dinle beni.
Nothing will happen. I'm telling you.
Beni dinle. Bana bak, Allen.
- Look at me.
Yalvarırım, bana bak ve beni dinle!
I beg you, look at me and listen!
Bak dinle.
No, look.
Bak, dinle param var ve her zaman olacak.
Look, look, I got the money and I'm totally good for it for, like, ever.
Tamam, dinle. Benim için Daisy'e biraz bak, olur mu?
Look after Daisy for me for a while, right?
Dinle, bugün yapman gereken şeyler vardır sanırım, bu yüzden bebek bakıcımızı aradım.
Uh, well, listen, I'm sure you've got lots to do today, so I called our regular babysitter.
Bak--Lütfen, lütfen, karar vermeden önced bizi bir dinle- -
Look... please, please, just hear us out before you decide...
Dinle bak nasıl olmuş.
I'm working on this sermon.
- Bak dinle.
- Listen.
Dinle, bak.
Look, look.
- bak, lütfen beni dinle.
- look, please listen to me.
Bak, sadece dinle. Kimliğim yok. Yani bana kefil olman lazım, o, ufak bir olay yüzünden orada.
Look, just listen, I've got no ID, so I need you to vouch for me, he's only on minor charges so I can stand bail.
Bak, dinle, ortada dönen çok şey var.
Look, listen, there's a lot more going on.
Bak, Laurie, beni dinle.
Look, Laurie, listen to me.
Doktorları dinle, ve iyileşmene bak. Tamam mı?
You listen to the doctors and get better, okay?
Dinle Hampton, hayatta kalan başka kimse varmı bakın.
Listen, Hampton, check and see if there are any other survivors.
Dinle bak.
Listen, we're having
Dinle, bak ne diyeceğim.
Listen, I know what.
Ondan sonra dedi ki bana, bak bak dinle.
Come into my room, Recep.
Bak sen şu işe. Dinle.
Far out.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]