Dünyada translate English
18,493 parallel translation
Bu dünyada çok az arkadaşım var.
I have very few friends in this world.
Bu derece bir hasarı düzeltebilecek dünyada beş kişi ancak vardır.
There's maybe five people in the world who can restore them.
Maya'nın dünyada kimsesi yok.
Maya has no one in the world.
Dünyada iyi işler yapmanın başka yolları da var.
And there are other ways to do good in the world.
Belki de dünyada kalan iyiliği fazla hafife almışsındır.
Maybe you've underestimated the good that's left in this world.
Bu dünyada senin hortlaklarından çok daha büyük bir kötülük var Waverly Earp.
There's an evil in this world far greater than your revenants, Waverly Earp.
- Bu dünyada tek istediğim şey o cadı.
The witch is all I want in this world.
İşlerin dünyada nasıl yürüdüğünü biliyorsun.
You know how the world works.
Tüm dünyada aranıyorum.
I've been hunted around the world.
Bu dünyada saklı olmayan hiçbir şey kalmadı.
There's nothing left in this world that isn't hidden.
Arz-talep kanunu gereğince dolu bir kovan, bu dünyada para yerine geçiyor artık.
Per the law of supply and demand, a full cartridge is now the coin of the land.
Bu dünyada mümkün değil.
It's not possible, not in this world.
Bu dünyada yansıtmaz.
Not in this world.
Bu dünyada hayatta kalmak için ne yapmamız gerekiyorsa onu yapıyoruz.
In this world we do what we gotta do to survive.
Bu dünyada yalnızsın.
You are alone in the world.
Sadece bu dünyada iyilik ve kötülük yapan insanlar vardır.
Only men and the good and evil they do in this world.
- Kesinlikle sarhoşumdur. Bu dünyada hatıralarımdan ve pişmanlıklarımdan başka pek bir şeyim yok.
I do not have much in this world, besides memories and regret.
Ayrıca bu dünyada en çok istediğim şeyi bulmaya sadece iki adım mesafedeyim.
I'm also two spits away from finding the one thing that I want most in this world.
Tek istediğim, iki dünyada da, yaşayan hızlı kişinin kim olduğunu öğrenmek.
All I want to know is who's the fastest man alive on either world.
Yukarıdaki dünyada hikaye kitabını burada bulmuştum.
In the world above, this is where I found the Storybook.
Bu dünyada güçlerim sınırlı işte bu yüzden sana bir anlaşma önermeye geldim.
My power has its limits here, which is why I came to offer you a deal.
Bu dünyada kısa kalacağım, neden daha fazla şey yapmayayım ki?
I realized I'm only here on this earth for a bit, why not dig deeper? - Huh.
Annem her yerde güvende olur. Her şekilden dünyada.
My mother would be safe anywhere, in any world.
Bu dünyada nasıl hareket edeceğini iyi biliyor.
He knows how to move through this world.
- Annem her şekilden dünyada güvende olur.
My mother will be safe in any world.
Dünyada boş boş gezmekle lanetlendiler.
Damned to just wander the earth and hang out and stuff.
Heidi, bu dünyada yaşamak kolaylaşacak mı?
Heidi, does it ever get any easier, living in this world?
Dünyada birşeyler oluyor, ve trollerin bir araya gelmesi gerek.
There are things happening in the world, and trolls have to come together.
Babaların oğullarına bu dünyada nasıl erkek olunacağını göstermesi gerek. Ama dünya sana ağır geliyor sanırım.
Fathers are supposed to show sons how to be a man in the world, but I guess the world is too much for you.
Dünyada basamakları tırmanmaktan konuşurdum seni etkilemek için bir şeyler saçmalardım.
I would have talked about coming up in the world, some nonsense to impress you.
Senden, onu bu dünyada kuralların farklı olduğu ve sürekli değiştiği bu yeni dünyada korumanı istedi ve sen de aynen bunu yaptın.
She asked you to protect him, and in this world... this new world, where the rules are different and always changing, that's exactly what you did.
Bu dünyada sabahları kalkmanı sağlayan ne?
In this world, what gets you up in the morning?
Her şeye rağmen trollerin dünyada söz hakkı olabileceğini gösterdiğimizi düşünüyorum.
I think if anything, we proved that trolls really can have an effect on the world.
Öylesine takılıyordum, zaman öldürüyordum. Farkına varmadan dünyada görüp görebileceğin en iyi görüntülü görüşme uygulamasını uyduruverdim.
I'm at my computer, freestyling, just kind of jammin'out, you know, before I knew it I had thrown together the greatest video-chat app the world has ever seen.
Danimarka neredeyse her yıl dünyada yaşamak için en iyi yer olarak seçilir.
Denmark is ranked the nicest place to live in all the world almost every year.
Bu dünyada güzellik var.
There is beauty in this world.
Biz insanlar bir neden yüzünden dünyada yalnızız.
We humans are alone in this world for a reason.
Ah be Çin, şu dünyada senin yapmadığın bir şey var mı acaba?
Oh, China, is there nothing that can't be made in you?
Bir zamanlar bu dünyada muazzam hayvanların dolaştığını söylüyorlar.
They say that... great beasts once roamed this world.
İhtiyacın olan operasyonu dünyada daha önce yalnızca iki cerrah yapmış.
Well, there are only two surgeons in the world who have ever done an operation like the one you need.
Dünyada bir farklılık yaratmak için
♪ there's nothing you can't do ♪
Gey evliliklerinin ve cinsiyet değiştirmiş Cumhuriyetçilerin olduğu, yeni ve cesur bir dünyada yaşıyoruz.
We live in a brave new world of gay marriage and transgendered Republicans.
Bir yere ait olmak için, kendine bu dünyada bir yer bulabilmek için.
To belong somewhere, to find your place in this world.
Ama sonra farkına vardım ki bu dünyada kucaklanmayı bekleyen bir sürü sevgi var ve siz, National City halkı, bana siz yardım ettiniz.
But I found out that there is so much love in this world out there for the taking, and you, the people of National City, you helped me.
Sen hızla değişen çağdaş bir dünyada yeni bir çağın simgesisin.
Symbol of a new era. In a fast-changing, modern world.
Biraz gerçek dünyada yaşa, olur mu?
Live in the real bloody world for a moment, will you?
" Dünyada sadece sayılı ülkeler monarşiyi bu kadar el üstünde tutuyor.
" Few other countries in the world retain such regard for their monarchies.
Sizin hediyenizi de bu dünyada taşımak isterim 12 kez taşıyıcılık yaptım sen nesin?
I would love to carry your gift into the world. I've been a surrogate 12 times. What are you?
Şimdi bu hırsla kaplı dünyada, hepsini ateşe vermek istiyorum.
Burning world filled with greed this...
Bir yuva ihtiyacıyla, baba ihtiyacıyla bu dünyada bir yer ihtiyacıyla.
Need of a home, need of a father, need of a fucking place in the world.
Dünyada barış.
Peace on Earth.
dünya 1278
dünyanın 28
dünyayı 22
dünyaya 17
dünyalı 32
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünya küçük 47
dünya değişiyor 17
dünya kubbesi 22
dünyanın 28
dünyayı 22
dünyaya 17
dünyalı 32
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünya küçük 47
dünya değişiyor 17
dünya kubbesi 22