Dışarıda mı translate English
6,657 parallel translation
- Dışarıda mı?
Out there? A black hole.
- Kız arkadaşın seni dışarıda mı bıraktı?
Your girlfriend lock you out of the editing room?
Yaklaşık yarım saattir dışarıda mıyız?
We've been gone, what, half an hour?
O tam olarak dışarıda mı?
They're right outside? - Yeah.
- Dışarıda mı?
- Outside?
Dışarıda mı kaldın?
Locked yourself out?
Bizi içeride mi tutuyor yoksa bir şeyi dışarıda mı?
Which is it? Is it keeping us in? Or something else out?
Eminim dışarıda başından berbat şeyler geçmiştir.
I mean, I'm sure what- - what you went through out there was horrible.
- Evet, dışarıda bulalım.
- Yeah, well, let's find out.
- Seninle dışarıda biraz konuşalım mı?
Speak to you outside for a second? Of course.
Margaret ve benim de dışarıda kutlama yapmaya hakkımız var.
Margaret and I deserve the right to celebrate too, outside.
Eminim şu an dışarıda eğleniyorsundur ama bana göndereceğin fotoğrafı görmek için sabırsızlanıyorum.
I'm sure you're out having fun but I'm dying to see that photo you were gonna send me.
Beni bulmak için dışarıda 2 hafta mı harcadın?
You spent two weeks out there looking for me?
Tatlım bak dışarıda kimi buldum.
Hey, hon. Look who I found outside.
- Dışarıda bana yardım edebilecek birileri var mı?
- Anyone off-site who can help me?
Bunu dışarıda onlarla yaparım.
I do that out here with them.
Bak, dışarıda bir araba var tamam mı?
Look, there's a car there, okay?
Dışarıda sadece benim arabam var.
I'm the only car out there.
Gecenin bir yarısı dışarıda tek başıma neden etrafta dolandığımı biliyor musun?
Do you want to know why I'm out here, middle of night, driving around by myself?
Arkadaşlarımız dışarıda bir yerde olabilir mi yani?
So you think our friends could really be out there?
â ™ ª Bütün bu zaman â ™ ª Senin gitmene izin vermezdim. â ™ ª Ve şimdi seni tuttuğum aynı zincirler â ™ ª Benim ruhumu da tutuyor â ™ ª Seni kandırdım, sana hayat verdim â ™ ª Seni ateşten dışarı sürükledim â ™ ª Ve şimdi beni yere devirdin, dışarı attın
# ª All this time # ª I'd never let you go # ª And now the same chains that I kept you in # ª They're holding down my soul # ª I set you up, I gave you life
Kızım ve arkadaşları dışarıda.
My daughter and her friends are outside.
Bakın, çocuklarım dışarıda bir yerde.
Look, my kids are out there somewhere.
Yoksa dışarıda kayıp mı oldunuz dostum?
Or did you just get lost down there, mate?
en azından ben dışarıda duracağım.
At least I'll stand out.
Dışarıda yemekten bıkmıştım.
I was so tired of eating out.
Ethan Hunt, hâlâ dışarıda bir yerlerde. Bense burada oturmuş hep aynı soruyu cevaplıyorum.
Ethan Hunt is still out there in the field, and I'm stuck here answering for it
- Dışarıda tek başına mı çalışıyorsun?
- You working out alone?
Dışarıda bekleyeceğim, arkadaşım geliyor da.
Listen, I'm gonna wait outside, my friend is coming for me.
Üzgünüm ama üçünüz dışarıda bekleyin.
I'm sorry, You three are gonna have to wait outside.
Dışarı da olduğum zamanlar... Dağda, hangi dağ önemli değil.
When I'm out here... on a mountain, any mountain,
Size dışarıda yardım edebilirim.
I can help you guys out there.
Dışarı çıktığımızda, diğerlerine saygısızlık olmasın diye onlar da geldi sonuçta, hâlâ düşünüyormuş gibi yap.
When we go outside, you know, just out of respect for them because they came here, just act like, you know, you're still thinking about it.
Bak, eğer beni dışarıda görmek istemessen bunu anlayışla karşılarım.
Look, if you don't want to see me when I get out of here, I'll understand.
Öyle severim ki, onunla bir hayatım olabilecekken, dışarıda onun gibi milyon tane insan var.
There's like a million people out there that I could have a life with, that I could love.
Dışarıda beklemenizi rica etmek zorundayım.
I'm gonna have to ask you to wait outside.
Tamam merak etme. Sana daha iyi göz kulak olmak için dışarıda olacağım.
well, don't worry, because I'II be able to keep a better eye on you now.
Ama biliyorsunuz, dışarıda bunu çözmenin yolunu şiddet ve yıkım, bombalama ve terör olarak görenler var.
But you know, there are these people out there, that think the way to solve it is violence and destruction, bombing and terror.
Arabanın restorasyonundan sonra yaptığım en havalı şey, onunla dışarıda dolaşmaktı. İnsanların tepkisini dinlemek...
- One of the coolest things I've done since the restoration is just go hang out by the oar, just listen to people's reactions.
Dışarıda zavallı biriyim.
Outside, I'm powerless
Dışarıda karşılaştığım saçları darmadağın olan genç çocuk.
The young guy with the bed head that I just ran into outside?
Tanrım bütün günü en son ne zaman dışarıda geçirdiğimi hatırlamıyorum bile.
God, I don't even remember the last time I spent a whole day away from my house.
Dışarıda pijamalarımın içinde titreyerek öylece duruyordum. Ve tüm dünyamın alevler içerisinde yanışını izliyordum.
And I stood there shivering in my pajamas and watched the whole world go up in flames.
Dışarıda konuşalım.
Let's just talk about this outside.
Kendisi dışarıda.
I'm just gonna...
Dışarıda neye bakayım?
At what?
Ben dışarıda beklemenizi rica sakıncası var mı?
? Mind if I ask you wait outside?
Dışarıdayken bana da bir şeyler al, tamam mı?
Yeah keep smoking yourself to death?
Neden annen ve arkadaşını dışarıda bırakıp, seninle içeride çay içmiyoruz. Bizim hakkımızda konuşuruz.
Why don't you and I go in and have some tea and leave your mom and, uh, your friend out here to talk about us?
- Gel, dışarıda konuşalım.
Come on, let's talk outside.
Çocuklarımız dışarıda boğulacak.
Our kids are drowing out there.