English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ E ] / Ed

Ed translate English

12,540 parallel translation
İyi adam, ed.
Good man, ed.
Ed?
Ed?
Burada ne arıyorsunuz, ed?
What are you doing here, ed?
Ed!
Ed!
Ed, bu bir aile meselesi.
Ed, this is a kind of family thing.
Baba, ed bana yeni telefonu aldım.
Dad, ed got me the new phone.
Ed, oğlum-o, bu benim için çalışmıyor.
Ed, boy-o, this isn't working for me.
- İyi şanslar, ed!
- Good luck, ed!
Ed Porter, I.T. Adam.
Ed Porter, the I.T. Guy.
Adı Porter değil.
His name is not ed Porter.
sahipim - - ed :
I have...
Lütfen, lütfen gelin lütfen!
- ed : Please come, please!
Evet, Bu doğru, ed Porter.
Yeah, that's right, ed Porter.
Ed.
Ed.
Şöyle yazmalıyız. "Sevgili Ed."
We should just say, "Dear Ed."
Ed diye seslenemezsin.
You can't just call him Ed.
Ed daha samimi, Ellie.
Ed is more personal, Ellie.
- Ed Sullivan Show'a çıkacağız. Onlara dansımızı göstermek için.
Trying to get on The Ed Sullivan Show, so we can show him our dance.
Hakiki hayalet avcıları Ed ile Lorraine Warren'a dönüyoruz.
We're back with real life Ghost Hunters,
Amityville evindeki deneyimleri hakkında konuşuyoruz.
Ed and Lorraine Warren, talking about their experiences at the Amityville house.
Ed Warren, bütün evlerin perili olduğunu düşünüyor.
Listen, Ed Warren's never seen a house that he didn't think was haunted.
- Ed.
- another one of those little ass.. - Ed!
Söz ver Ed.
Promise me, Ed.
Ed, inanılmaz görüntüler kaydettik var ya.
Ed, we managed to capture some amazing things.
- Memnun oldum. Ed Warren.
- Nice to meet you, Ed Warren.
Orada oturursa Ed daha kolay iletişim kuracak.
It will be easier for Ed to contact her, if she is sitting there.
Bizler, Ed ve Lorraine Warren burada Peggy ve Janet Hodgson ve Maurica Grosse ile birlikteyiz.
This is Ed and Lorraine Warren, sitting with Peggy and Janet Hodgson, also present, is Maurice Grosse.
Ed...
Ed..
Ed kâfi.
Ed, is fine.
Babam da diğer herkes gibi bana Ed derdi.
My father called me Ed, just like everybody else.
Bu esnada ben ve Ed de Peggy ve çocuklarla birlikte zaman geçireceğiz.
In the meantime, Ed and I can be spending time with Peggy and the kids.
Ed, neler oluyor?
Ed, what's going on?
Ed, dikkatli ol.
Oh Ed, watch it.
- Ed, iyi misin?
- Ed, are you okay?
- Arkadan dolaşacağım.
I'm gonna go around the back. No, Ed!
Ed! Hayır!
No!
Ed.
Ed?
Ed, orada bekle hayatım.
Ed hon, wait right there.
- Hayır Ed, yapma!
No, Ed don't!
Ed, lütfen.
Ed, please!
Ed, hayır!
Ed, no!
Lorraine! - Ed!
Ed!
- Ed!
- Ed!
üniversitedeki pozisyonunu birkaç öğrenciyi baştan çıkarmak için kullandı oldukça riskli iş değil mi?
He used his standing at the university to woo a co-ed or two. Pretty risky business, don't you think?
Tom, hafta sonu mu, yoksa her gün kullanan mı?
Tom, hey, weekend or ED?
Numarayı söyle sadece, fikrini değil.
Just the number, not the op-ed.
Şehirdeki 80 bin vatandaş açılan ateş kurtulmak için evlerine kaçarken...
As many as 80,000 residents of the city have fled their homes to escape the shooting...
Bugün, ed bağlı papatyalar ile modellik yapıyor.
Today, ed is modelling laced daisies.
- Ed teknisyenimiz.
- Ed, grip.
Ed, etrafta oyalanmayı bırak!
Ed, stop messing around!
Ed Warren.
Ed Warren.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]