English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ G ] / Geldiğim yerde

Geldiğim yerde translate English

763 parallel translation
Benim geldiğim yerde herkes eşittir, tamam mı?
Where I come from, everybody is equal, see?
Geldiğim yerde bana pek mahcup demezler ben evimde olsaydım ve sen de Lizzie Smith veya Susie Brown veya Mary Jones olsaydın...
Look, where I come from, I'm not considered exactly bashful and if I were home and you were... Lizzie Smith, or Susie Brown, or Mary Jones...
Benim geldiğim yerde daha yeni başlıyor.
Just beginning where I come from.
Şimdi size, geldiğim yerde, Leyden'de bunu nasıl içtiğimizi göstereceğim.
Now I'll show you how we drink you how... we drink it in Leyden, where I come from.
- Geldiğim yerde pek fazla haber yok.
- There ain't much news where I come from.
Benim geldiğim yerde üniversiteler var. Büyük eğitim yerleri. Oraya büyük düşünür olmak için gidilir.
Back where I come from, we have universities seats of great learning, where men go to become great thinkers.
Benim geldiğim yerde, "kahraman" denen erkekler vardır.
Back where I come from, we have men who are called hheroes. " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " `
Benim geldiğim yerde, bütün gün iyilik yapan insanlar var.
Back where I come from, there are men who do nothing all day but good deeds.
Geldiğim yerde herkes böyle konuşur.
Everybody talks like that down where I come from.
- Benim geldiğim yerde değil.
- Not where I come from.
Geldiğim yerde, güneşe çıkılmasına izin vermezlerdi.
Where I was before, they didn't let me get out in the sun.
Geldiğim yerde sabahları kalkardık!
Where I come from we get up in the morning.
2,600 papel, geldiğim yerde baya hamur eder.
$ 2,600 is lot of dough where I live.
Geldiğim yerde karar vermeden önce iyice düşünürüz.
Up in Medford we take our time making up our mind.
Benim geldiğim yerde çalıların içinden sinsice ilerlemeyiz, anlıyor musun?
Where I come from, we don't skulk around in the bushes, you get me?
- Benim geldiğim yerde de yasak.
Yeah, it's against the law where l come from, too.
Benim geldiğim yerde bütün kadınlar kömür tozu kaplı.
And I wanna take'em out. Back where I come from all the dames are covered with coal dust.
Sevgili bayan Antonini geldiğim yerde, bir adamın parası kendisine aittir.
My dear señora Antonini where I come from a man's money is his own.
Benim geldiğim yerde, salonlarda kadınlarımızdan söz etmeyiz.
Where I come from, we don't talk about our womenfolk in saloons.
- Benim geldiğim yerde dini toplantılarda ya da saçma oyunlarda böyle olurdu.
- Where I come from, this'd be a revival meeting or a crap game.
Bilmen gerekir, geldiğim yerde, bir erkeğin ancak bir karısı olur.
You see, where I come from, a man's only allowed one wife.
Yüzbaşı, geldiğim yerde viski en sevdiğimiz şeydir.
Captain, down where I come from, we dearly love our whiskey.
Geldiğim yerde, hiçbir şerif silahsız bir adamı sırtından vurmazdı ve her verdiği söze de, itimat edebilirdi.
Where I come from, a lawman don't shoot an unarmed man in the back, and when he gives his word, you can count on it.
Benim geldiğim yerde, birisi kendinden beklenildiği gibi davrandığında bunu oradakiler ya hiç kutlamazlar ya da büyük bir kutlama yaparlar.
Where I come from, folks don't celebrate or have a big to-do when a man acts the way a man's supposed to act.
Geldiğim yerde, adam çok ciddi duruyorsa saatinizi aşırmaya çalıştığını düşünürüz.
Where I'm from, if a fella looks too dignified we figure he's looking to steal your watch.
Benim geldiğim yerde, barında çok komik... bir tabela asılı olan küçük bir kafe vardı.
Back in my hometown, there was a certain little cafe... with an amusing sign over the bar.
Eskiden, geldiğim yerde bana saygı ile bakılırdı.
Yeah, time was I was looked on with a fair amount of respect where I come from.
Geldiğim yerde sürüyle pınar kaynağı vardı.
Where I come from, there are plenty of sources.
Benim geldiğim yerde sizin gibi yüzüne bakmaya değecek hoş biriyle karşılaşmak imkânsız.
In my division it is difficult to meet a fine person like you, who doesn't have that face that hurts.
Bana bak Lelia, benim geldiğim yerde teklifi erkekler yapar.
Now, look, Lelia, where I come from, the men do the asking.
Benim geldiğim yerde biz onunla 30 adamı donatabilirdik.
Where I come from, we could outfit 30 men for that.
Benim geldiğim yerde kimse Yankileri sevmez.
Where I come from everybody's against the Yankees.
Geldiğim yerde, kadınlar yerini bilir.
- Back home, women know their place.
Geldiğim yerde, gençler savaş kurulu yapmazlar.
Back home, little boys don't have war councils.
Evet, geldiğim yerde işler biraz farklı yürütülüyor.
Yes, it's a bit different where I come from.
Benim geldiğim yerde ortada bir namus meselesi olmadıkça biz düelloya başvurmayız.
Where I come from, we don't engage in dueling unless there's a point of honor involved.
Geldiğim yerde biraz olay çıkmıştı ve bende burda, Patronun mekânında ortalığın sakinleşmesini bekliyordum.
There'd been some trouble, and I came in place of the boss to cool things off.
Geldiğim yerde bunlarla baş etmek için bir yol var.
We have a way to deal with that where l come from.
Benim geldiğim yerde kadınlar.
Well, it's something women have where l come from.
Bakın, benim geldiğim yerde böyle teşhisler bir dizi insan içinden yapılır.
You know, where I come from... I have the right to be picked out of a lineup.
Geldiğim yerde elle seçtiğimiz tek şey küçük sarı nergizlerdir.
Where I come from, the only thing we pick by hand is little yellow daffodils.
Benim geldiğim yerde, çürük elmaları seçip domuzlara verirdik.
Where we come from, we pick the rotten apples from the barrel and feed them to the hogs.
Bayım, benim geldiğim yerde bunu dar ağacı halleder.
Mister, where I come from, this calls for a rope.
Geldiğim yerde, Henry Caddesi'nde iki insan birbirine, bir nevi aşıksa...
Well, where I come from on Henry Street when two people sort of love each other...
Biliyor musun benim geldiğim yerde de bu böyledir.
You know it's pretty much the same where I come from.
Geldiğim yerde
Where I come from...
Alexander, geldiğim yerde, ölçü, şekil ya da renk bir şey değiştirmez.
Alexander, where I come from, size, shape or colour makes no difference.
Geldiğim yerde, sizin gibi bir kabile vardı,
- In my land we have a tribe like you.
Aslında, geldiğim yerde, bu tür yerler umuma hizmet sayılır.
The fact is, where I come from, it'd be considered something of a public service.
Vallahi geldiğim yerde, o kadar ekşi surat gördüm ve kötü söz işittim ki hayatım boyunca bana yeter.
I tell you, I've seen enough sour faces and heard enough angry words where I just came from to last me a lifetime.
- Geldiğim yerde, hayalini kurarlar.
Where I come from, people dream of it.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]