Gelecektir translate English
3,337 parallel translation
Gelecektir.
It is the future.
Üstesinden gelecektir.
He's gonna come through.
- Gelecektir.
He'll come.
Eğer önce Michelle'yi ararsak diğer herkes gelecektir.
If we call Michelle first, then everyone else will get on board.
Gelecektir.
She will come.
" Düşman topraklarında bir milyondan fazla nüfusa hükmeden bir devlet ister istemez bir Shin Bet devleti haline gelecektir.
"A state ruling over a hostile population of one million foreigners " will necessarily become a Shin Bet state,
Birisiyle bir kahve içmen iyi gelecektir.
A cup of coffee with a guy is hardly moving on.
Mutlaka birileri gelecektir.
Maybe somebody will come in.
- Gelecektir.
He will.
Shah haklıysa, Sakai 20 dakika içinde gelecektir.
If shah is right, sakai should be arriving in 20 minutes.
Bir kaç günlük dinlenme ve bakım onlara ve Golyat'a iyi gelecektir.
A few days rr and they and the goliath will be fine.
Yola gelecektir.
She'll come around.
Gerek yok, Onu ararsak gelecektir.
No need, she'll come if we call her.
Dzhanibek ordu ile gelecektir ve her ezmek
Jani Beg will come with his army and trample all.
Alexis büyücü size gelecektir.
Alexis, the magician, has come from Moscow.
- Muhtemelen sonrasında gelecektir.
- Perhaps she'll come here after.
O geri gelecektir.
He'll be back.
Bu da gelecektir.
This will come.
Emin olun Bay Roemer yönetim kurulu toplantısından önce gelecektir.
And I assure you, mr. Roemer will be here. Before the board of directors meeting.
Şahin Takımı tek başına yeterli gelecektir.
Let me strike with the Band of the Hawk.
Ona da sıra gelecektir.
We'll work our way up to it.
Gelecektir!
He'll come round!
Bilirsin, Mac zor badirelerden geçti ve eminim bunun üstesinden de kendisi gelecektir.
You know, Mac's been through a lot, and I'm sure it's just him settling back in.
Su gelecektir, Stevie.
Water's the future, Stevie.
Bana kalırsa gerçekle yüzleşmek hepinize iyi gelecektir.
I think it would be good for all of you to face a little reality for a change.
Sevgili ile bakıldıktan sonra bunların üstesinden gelecektir.
But with some TLC, he should pull through for you.
Michael ve benim peşimden gelecektir. Becca Winstone için hazırız.
She'll be coming after Michael and me.
- Ama gelecektir.
But she will.
Böyle ani bir değişikliğe tepkiler gelecektir.
A reversal like this... there will be blowback.
Kendine gelecektir.
He'll snap out of it.
"Paniğe kapılmışsın ve bu sana engel oluyor ve eğer gitmesine izin verirsen eninde sonunda geri gelecektir" konuşmasını yapmasam olur mu?
Do I have to do the whole "you're freaked out, " and it's blocking you, and if you just let go, it'll eventually come back " speech?
Son çare olarak senin peşinden gelecektir.
He's going to come after you with all he's got.
Billie üstesinden gelecektir.
Heck, Billie's gonna come out fine.
İyi gelecektir.
It'll be good for you.
Karanlık aydınlığın üstesinden geldikçe, kötülük de iyiliğin gelecektir.
As darkness overcomes the light, so shall evil overcome goodness.
Aklıma bir şey gelecektir.
Something will come to me.
Zamanla "Artık öldüm" noktasına gelecektir.
Gotta figure eventually it's gonna be, "Now I'm dead."
Eğer şansımız varsa öğlen saatlerinde gelecektir.
With any luck he'll be here by midday.
Önemli olan gelecektir.
What matters is the future.
Uykusuzluk çekiyorsan çok iyi gelecektir.
If you have any trouble sleeping, it will put you to sleep right away.
Plan yaptığımıza göre eminim gelecektir. Beyzbol maçına mı gideceksiniz?
We have already agreed to meet, so she will be there.
Shinsengumi'nin son üyesi yelken açmamızı görmeye gelecektir.
The last of the Shinsengumi has purposly come to see us set sail.
Ali kendine gelecektir.
Ali will come around.
Yola gelecektir.
He'll listen to reason.
Biraz meşguldüm de. - O zaman fazladan yardım sana acayip iyi gelecektir.
Well, then you must be happy to have the extra help, then.
Bir süre için senin evcil hayvanin olmak ona iyi gelecektir.
I will find her! Snow! ( Clanking )
Başı çok kötü ağrıyacak ama kendine gelecektir.
She'll have a headache like a freight train, but... she'll be coherent.
Sabırlı olursan, fırsat kendiliğinden gelecektir.
If one is patient, the opportunity will always present itself.
O bize gelecektir.
It'll come to us.
Yola gelecektir.
He'll come around.
Onun için gelecektir.
He'll come for him.
geleceğim 238
gelecek misin 89
gelecek 246
geleceksin 36
geleceğe 29
gelecek hafta 86
gelecek misiniz 18
geleceğiz 22
gelecekte 47
gelecek mi 35
gelecek misin 89
gelecek 246
geleceksin 36
geleceğe 29
gelecek hafta 86
gelecek misiniz 18
geleceğiz 22
gelecekte 47
gelecek mi 35