English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ G ] / Genç biri

Genç biri translate English

868 parallel translation
Bu kadar genç biri için büyük bir sorumluluk.
I bet he's read it. Quite a responsibility for somebody so young.
Şimdi, aradığımız daha genç biri, şiddete eğilimli biri.
Now, what we're looking for is a younger guy, a guy with a violent temper.
Genç biri mi, merak ediyorum.
*  I Wonder If He`s Young. *
Genç biri, ama fena adam değil.
He's fresh, but he's not so bad.
Bebek konusunda ne kadar heyecanlı olduğunu biliyorum, ben de öyleyim ama tüm arkadaşlarımız beni genç biri olarak düşünüyor, öyleyim de zaten.
I know how thrilled you are about the baby, and so am I... but all our friends here think of me as young, and I am.
Bazen genç biri etrafında neler olup bittiğini görmek için sağa sola bakabilir.
Sometimes a young fellow deserves credit for looking around him... see what's going on.
Genç biri için bu çok zordur.
That's bad for a young fella.
Federal yargıç önemli bir görev, özellikle o kadar genç biri için.
Federal judge is a big job, especially for a man that young.
Genç biri, topallayarak yürüyordu.
WALKED WITH SORT OF A LIMP.
Biliyor musunuz, orduda genç biri olarak görev yaparken, cinayetler
You see, when I was in the army always interested me...
İnsanlar maskenin altında genç biri olduğunu düşünsün kadınlar onu züppenin teki sansın ve kulaklarına ayıp şeyler fısıldamasına izin versin diye.
So people think he's young under the mask So women take him for a dandy and let him whisper dirty things to them
Dürüst, adamlarına karşı adil ve genç biri olarak oldukça anlayışlı. Ona ne yapalım?
- Did he let you off a couple of work details?
Alçakgönüllü Alexevich'in hizmetinde bu kadar adam ve genç biri var!
Modest Alexevich is a man high up in the service and no longer young.
Genç biri. Olay bu.
It's Warren.
O genç biri, zengin ve mutlu olacak.
She's young, she'll be rich and she'll be happy.
Genç biri çok faydalı olabiliyor.
A youngster can be very useful, you know.
Karlı bir gecede... kendimi genç biri olarak Zürih'te buldum.
One night, one snowy night... I found myself, a young man, in Zurich.
Genç biri olduğundan, benim rehberliğime gerek var sanıyorum.
This way, I'll have conditions to conduct better the life of this young lady!
Genç biri olduğundan, benim rehberliğime gerek var sanıyorum.
But, for I believe Her Majesty is in need of my guidance, due to her youth alone.
İstasyonda çalışanlara göre, bu adam bu gece manastırı ziyaret eden genç biri tarafından öldürülmüş.
According to the station agent, this man was killed by a young man... who visited the monastery earlier this evening.
Çünkü bu adam, Rodman, şey, genç biri.
Because this guy Rodman, well, he's kind of young.
Daha genç biri gerek.
We need someone young.
Biri geliyor, genç biri.
There's someone comin'. Someone young.
Genç biri ona senin mesajını getirdi.
A young person came for him with a message from you.
- Genç biri mi?
- A young person?
Yani, ben aziz değilim, genç biri olsaydı neyse ama Peder, çok yaşlıydı.
I'm not a saint. If she would have been younger... but she was just too old.
Birinci sezonun başlarında Allison 17 yaşında bir genç kız hayatı sürüyordu fakat daha sonra kurtadam avcısı olan bir aileden olduğunu keşfetti sevgilisi kurtadam olan biri için bu oldukça zor.
The top of season one, Allison, you know, she's living a 17-year-old girl's life. But then she finds out she's from a family of werewolf hunters... [Snarls]
Genç, ama nüfuzlu biri.
He's young, but he's influential.
ERKEK, hoş, biraz ürkek, o kadar genç değil ama fazlasıyla saf biri.
HE is a nice, timid chap, not that young but much too naive.
Ancak, sizin gibi genç bir çifte manevi babalık yapacak biri olduğunu hiç düşünmemiştim.
But he never struck me like the man who would take the trouble to play fairy godfather to a young couple like you...
Genç ve kibar biri olurdu.
He'd be young and very kind.
O genç, güzel ve terbiyeli biri.
She's young and pretty and decent.
Sizi temin ederim ki, ne düşünüyorsanız ve o size her ne anlattıysa, bunun tam tersi. Bu genç adam kesinlikle bu ülkenin düşmanlarında biri değil.
I can assure you that, contrary to what is supposed, and to what he may have told you, that young man is certainly not one of his country's enemies.
Ama genç ve sert biri olmanız gerekiyor.
But you've got to be young and tough.
Son derece terbiyesizsin genç subay, ama şunu söyleyeyim, 40 sene içerinde sen de yaşlı bir centilmen olacaksın ve göbeğin aklına ayak uydurursa, hepimizden daha büyük biri olursun.
You're an extremely impudent young officer, but let me tell you that in 40 years'time you will be an old gentleman too. If your belly keeps pace with your head, you'll have a bigger one than any of us.
Sizi sordular. Biri genç diğeri yaşlıca iki adam.
Two men asking for you, a young man and a kind of older man.
Genç bayanı karşılayan biri oldu mu?
Did anyone meet the young lady?
Krallıktaki her evlenmemiş genç kız, ayrım yapılmaksızın, bu camdan ayakkabıyı ayağına giymeyi denesin, ayağı bu ayakkabıya tam olarak uyanlardan biri bulunsun ve o genç bayan bu araştırmanın sonucu olarak ilan edilsin ve Majestelerinin, sevgili oğlumuzun ve tahtın varisi olan asil prensimizin gerçek aşkı olarak kabul edilsin.
"That every maid throughout the kingdom without exception, " shall try on her foot this slipper of glass, " and should one be found upon whose foot this slipper shall properly fit,
Öyle biri ki mağrur, asil, genç, cesur ve güzel!
Such a man. He is proud, noble, young, brave, beautiful!
Az önce avukatımla görüştüm... Genç olmasına rağmen oldukça ünlü ve etkili biri.
I just spoke to my lawyer... although he's young, he has quite a reputation, and much influence.
Düşündüm ki, eğer genç zihinlere biçim, hayatlara yön verirsem yaratıcı biri olabilirim.
But I thought that if I could help to shape young minds, sort of sculpt lives and by teaching, I'd be creative.
Ama sen sevgilim sen benim için her zaman genç ve adil biri olarak kalacaksın.
? BUT, MY DARLING, YOU WILL BE ?
Günün birinde ona uygun, genç ve yakışıklı biri çıkar.
One day, a nice young man will come along, just right for her.
Fakat balıksız geçen 40 günden sonra en sonunda gencin ailesi ona yaşlı adamın kara bahtlı biri olduğunu anlatmışlardı. Böylece genç adam ailesinin sözünü dinleyerek ilk haftasında 3 iri balık yakalamış olan diğer bir kayığa geçmişti.
But after 40 days without a fish the boy's parents told him that the old man was now definitely and finally salao which is the worst form of unlucky and the boy had gone at their orders in another boat which caught three good fish the first week.
Genç biri.
He is young.
Genç bir akrabam, daha doğrusu anne tarafından uzak bir akrabam görüşlerimi paylaşmayan serserinin biri.
Well, a young relative - distant, on my mother's side - is a scoundrel who doesn't share my view.
Yine şu genç sokak serserilerinden biri olsa gerek.
Ah! Probably another one of those young hoodlums again.
Geçen gün seni genç bir kızla görmüşler. Biri söyledi.
Somebody told me the other day they'd see you out with a young girl.
Eğer yaşlı biri yerine bir genç öldüyse çok yazık.
It's pitiful if it's a young person instead of someone old
Genç ve güzel biri ama giyecek tek bir güzel kimonosu bile yok.
She's young and beautiful, yet she doesn't have a single fancy kimono to wear.
Palm Beach'deki yüzü olmayan genç bedenlerden biri miydin?
I will live alone and I will work alone. I know exactly the kind of goId-pIated hell I'm going to.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]