Geri geleceksin translate English
228 parallel translation
Geri geleceksin Harry.
You'll be coming back, Harry.
Yakında geri geleceksin, değil mi?
You'll come back soon, won't you?
- Şimdilik hoşçakal, Fred, yaşlı adam.Geri geleceksin.
- So long, Fred, old boy. You'll be back.
Geri geleceksin.
You is coming back.
Bir gün geri geleceksin ve beni burada bulamaycaksın.
Someday you'll come back and I won't be here.
Geri geleceksin.
You'll get back.
- Geri geleceksin.
- You'll be back.
Geri geleceksin.
You'll be back.
Öğrendiğinde, bana geri geleceksin.
When you have, you'll come back to me.
İşte benim evlilik anlayışım da bu. Ne zaman geri geleceksin?
Now that's a marriage.
Orayı beğenmezsen,... doğrudan geri geleceksin. Söz mü?
Now, if you don't like the place, you come straight back.
Neden bu korkunç şeyleri söylebiliyorsun. - Güle güle ve iyi şanslar diliyorum kollarını açarak, öpücük verecek ve geri geleceksin, her zaman ki gibi. - İşte gördün mü?
That's the most horrible thing anybody could say!
Geri geleceksin, değil mi?
You'll come back, won't you?
- Jameson, sen benimle geri geleceksin.
- Jameson, you're to come back with me.
Sonra Mobile'ye geri geleceksin.
Then you'll come back to Mobile.
Geri geleceksin Doktor.
You'll be back, Doc.
Kardeş Bob'a doğru koşup sonra bana geri geleceksin.
You'll run to brother Bob, then turn and run back to me.
Yeni bir tekneyle geri geleceksin ve ikimiz Santo Domingo'ya gideceğiz.
You'll come back with a new boat. Then we'll both go to Santo Domingo.
Önemli değil, kaç yıllar geçtiği, geri geleceksin. Pişmanlıkla dolu, affedilmeyi isteyerek.
No matter how many years go by, you will come back, full of remorse, to ask forgiveness.
Bir gece mahcup, geri geleceksin. Çıkmayacak!
One night in shame you will come back.
Geri geleceksin.
You will come back.
Önemli değil, kaç yıllar geçtiği, geri geleceksin Pişmanlıkla dolu, affedilmeyi isteyerek.
No matter how many years go by, you will come back, full of remorse, to ask forgiveness.
Bir gece mahcup, geri geleceksin.
One night in shame you will come back.
Fark ettiğinde hata yaptığını, kırık bir kalple, geri geleceksin.
When you realize you were mistaken, broken-hearted you will come back.
Sen gideceksin ve... arkanda bir trajedi bırakıp geri geleceksin.
I didn't tell you all this so you'd go and turn the thing into a tragedy.
Bir kaç hafta içinde, buna benzer bir tekne ile geri geleceksin ve beni kollarına alacaksın.
In a few weeks, a boat just like this one will take me back on this same wharf and you will hold me in your arms.
Geri geleceksin, değil mi?
You're coming back, right?
- Ne zaman geri geleceksin?
- When will you be back?
Ne zaman geri geleceksin?
WHEN ARE YOU COMING BACK?
Geri geleceksin. Geri geleceksin.
You'll be back.
Geri geleceksin, değil mi?
You will come back, right?
Fakat ne zaman geri geleceksin?
But when will you come back?
Gifford Arms için geri geleceksin değil mi?
Go round by the Gifford Arms, will you?
Cuma günü, geri geleceksin.
Friday, you will be back.
- Geri geleceksin!
- You'll be back!
Sonra sen de geri geleceksin. Her şey normale dönecek, değil mi?
And then, bingo, you waltz right back in, and we're back in business?
Gelecek yıl geri geleceksin, değil mi?
You'll come back next year, right?
Bana geri geleceksin, Ray.
You get back to me now, Ray.
Ne zaman geri geleceksin?
When will you be back?
Fakat eminim, çok uzun süre geçmeden geri geleceksin.
But I'm sure you'll be back before long.
Bir kaç hafta sonra geri geleceksin 40 veya 50 pound daha kaybettikten sonra!
You come back in another couple of weeks... after you've lost another 40 or 50 pounds!
- Ama geri geleceksin, değil mi?
But you're coming back, right?
- Buraya geri mi geleceksin?
You plan to return here?
Şimdi, peşimizden geleceksin, ve üçüncü gecede, sana geri döneceğim.
Now, you will follow us, and on the third night, I will walk back to you.
Geri geleceksin, değil mi?
You will come back, won't you?
Geri geleceksin.
Write down the dates too. You will come back.
Geri geleceksin.
Didn't you like it? You will come back.
Kırık bir kalple, geri geleceksin.
Broken-hearted, you will come back.
Dediklerimi aynen yapıp her şeyi buraya geri yollayacak, sonra da sen geleceksin.
You send everything back here and then you return.
Geri geleceksin!
And so will you... and you... - You'll be back!
Eğer seni ararsam geri eve geleceksin diye konuşmuştuk.
We agreed that if I called you, that you were gonna come home.
geleceksin 36
geri zekalı 308
geri zekâlı 75
geri dön 997
geri istiyorum 22
geri ver 111
geri gel 638
geri getir 23
geri çekil 905
geri döndü 106
geri zekalı 308
geri zekâlı 75
geri dön 997
geri istiyorum 22
geri ver 111
geri gel 638
geri getir 23
geri çekil 905
geri döndü 106
geri döneceğim 286
geri dur 89
geri gelecek misin 32
geri git 182
geri gelecek 78
geri döndün 87
geri gelmeyecek 30
geri dönüyorum 52
geri dönmeyeceğim 51
geri çekilin 1056
geri dur 89
geri gelecek misin 32
geri git 182
geri gelecek 78
geri döndün 87
geri gelmeyecek 30
geri dönüyorum 52
geri dönmeyeceğim 51
geri çekilin 1056
geri dönme 24
geri döndüm 161
geri döneceksin 37
geri geliyor 54
geri gelin 133
geri dönecek 75
geri döndüğümde 39
geri geldi 70
geri geleceğim 165
geri dönelim 114
geri döndüm 161
geri döneceksin 37
geri geliyor 54
geri gelin 133
geri dönecek 75
geri döndüğümde 39
geri geldi 70
geri geleceğim 165
geri dönelim 114