English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ G ] / Gerçekten iyi

Gerçekten iyi translate English

10,522 parallel translation
Bugün gerçekten iyi iş çıkardık, millet.
Really good work today, everyone.
- İyiyim ben. - Gerçekten iyi misiniz?
I am fine you sure you really - really good?
Yi Soo Woo Jin gerçekten iyi bir adam, onu asla incitme.
Yi Soo, Yi Soo Kim Woo Jin is really a good person, do not hurt him
Gerçekten iyi.
Really, she's all right.
Birkaç yeni arkadaş edinmek gerçekten iyi olur.
And it would be really nice to have some new friends.
Bir kız orgazm olduğunda, gerçekten iyi hissediyor.
When a girl has an orgasm, it feels really good.
Kusura bakma ama bu gece gerçekten iyi bir gece değil.
I'm sorry, but tonight's not really a good night.
Sen oldukça iyi bir doktor ve gerçekten iyi bir diyet hapı satıcısıydın.
You were a... pretty good doctor and a really good diet-pill salesman.
Onun gerçekten iyi bir eş olduğunu düşünmüştüm.
I really thought he was a good match.
Gerçekten iyi bir evlilikle iyi bir adam olabilirdin.
You could have been a good man with a good marriage for real.
Gerçekten iyi bir arkadaşsın.
You're a really good friend.
Ama Trilafon gerçekten iyi geldi.
But the Trilafon really helped.
Gerçekten iyi olacağımı bilmeni istiyorum.
I want you to know that... I'm going to be okay.
Ve dürüst olmak gerekirse, benimle birlikte olmak isteyen biriyle olmak gerçekten iyi hissettirdi.
And honestly, it felt really good to be with somebody who wanted to be with me.
Gerçekten iyi bir performans gösterdin.
You really outdid yourself, Lucy.
Sanırım bu gerçekten iyi olur...
I think that that would be really good.
Aslında gerçekten iyi.
It's actually really good.
Gey mi İngiliz mi oynadık ve gerçekten iyi oynuyor.
We played "Gay or British?" and she is really good.
Burada olman gerçekten iyi.
It's really good you're here.
Bu gerçekten iyi bir fikir mi?
Is that really a good idea?
- Adam işini gerçekten iyi biliyormuş.
This guy really knew his stuff.
Bu gerçekten iyi bozulmuş.
This is... indeed broken.
Gerçekten iyi bir arkadaşsın.
For everything. You've been a really good friend.
- Bak, bu gerçekten iyi. - Biliyorum.
- That's actually pretty good.
O gerçekten iyi bir adam.
( whispers ) : He really is a good guy.
Benim de içime bir canavar eklediler. Ve o gerçekten iyi biriydi.
They added a beast inside me, too, and he is... he's a really good guy.
Bu gerçekten iyi.
That is really good.
JADE : İnsanlarla olan ilişkileri gerçekten iyi.
- She has a really good PR person.
- Siz gerçekten iyi misiniz?
But are you really okay?
Bunlar gerçekten iyi görünüyorsun.
Those look real good.
Cidden Bayan McMartin gerçekten iyi birisi.
Seriously, Ms. McMartin is a genuinely nice person.
- Gerçekten çok iyi. - Değil mi?
This is great it's good, is not it
Gerçekten bunu mu öğrenmek istiyorsun yoksa Michelle için yeterince iyi biri olup olmadığımı mı öğrenmek istiyorsun?
Is that really what you want to know, or do you want to know if I'm good enough for Michelle, here?
Her neyse, seninle gerçekten çok iyi vakit geçirdim.
Anyway, I had a really great time with you.
İyi mi? Gerçekten mi?
Really?
Bu iyi olurdu gerçekten.
Yeah, that must be nice.
Colin, bu gece gerçekten çok iyi zaman geçirdim.
Colin, I had a really great time tonight.
Ben iyileşene kadar sana gerçekten çok iyi bakacak.
She's gonna take really good care of you till I get better.
Kelsey, bebek doğduğunda seninle daha iyi zaman geçirmek için gerçekten ileriye dönük bakıyor.
Kelsey's really looking forward to spending some quality time with you when the baby's born.
Gerçekten iyi misin Gibbs?
Are you, Gibbs?
Ama iyi bir insan olduğunu düşünüyorum. Ve yardım edebilseydim gerçekten ederdim.
But I think you're a good person, and if I could help you, I would.
Ve bu paraya iyi bir şeye harcanmış olacak çünkü bu yatak benim sende gerçekten uyumamı sağlayacak.
- I didn't. And it would be money well spent, because it would allow me to actually sleep in your bed.
Gerçekten başvuru sonuçlarını beklediğin bu gergin zamanda bunun altından çok iyi kalkıyorsun.
This is a really nervous time, you know, waiting to hear about college, and you're handling it great.
Gerçekten... İyi... İyi güvenlik.
Really... good... good security.
Nashit'in iyi şeyler başarmasını gerçekten çok istiyorum.
I really want Nashit to work out.
Biliyor musunuz profesör, içimde küçük bir parçam gerçekten benim en iyi olduğumu düşündüğünüz için geldiğinize inanmıştı ama siz benim sadece kazanmak için her şeyi yapacağımı düşünüyorsunuz.
You know what, Professor? There's a small part of me that actually thought that you came to me because you thought I'm the best, but you just think I'll do whatever it takes to win.
Gerçekten de iyi günündesin.
You really are on your best behavior.
- Son zamanlarda Dr. Herman'la çok iyi anlaşıyor gibisiniz. Önceden seni öldüresiye çalıştırmasından şikayet ederdin ama şimdi çalışma koşullarından memnunsun ve ondan gerçekten hoşlanıyor gibisin.
- Well, it just seems like you and Dr. Herman are getting along really, really well, and you used to complain that she was killing you, but now you're happy that she's killing you,
Gerçekten gülmek iyi geldi.
It feels good to laugh for real.
Ve bak, eğer gerçekten o şey ile nasıl ilişkiye gireceğini öğrenmek istiyorsan yaşlı babandan daha iyi bir öğretmen bulamazsın.
And look, if you really want to learn how to bang that thing, there's no better teacher than your old dad.
O gerçekten de sağlam bir karardı, fakat benimkinin daha iyi olmasından emin değilim.
It was a kick-ass precedent, but I'm not sure that my case is better.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]