English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ G ] / Geç kaldı

Geç kaldı translate English

13,529 parallel translation
Çok geç kaldık.
We're too late.
Peki çok mu geç kaldık?
So, were we too late?
Muhtemelen bunun için çok geç kaldım. Ama...
I know that I'm probably too late, but...
- Çok geç kaldım.
- I've waited too long.
Çok geç kaldın.
You're too late.
Niye geç kaldınız bu kadar?
What took you guys so long to get here?
- Bence bu konuda geç kaldık.
I think we're too late.
Geç kaldın.
You're late.
- Geç kaldığında ücretini kesmek zorundayım.
So don't be. Get one of these.
- Hadi, geç kaldık.
- Come on, we're late.
İşe geç kaldım.
Okay, I'm late for work.
Çok geç kaldık!
It's too late!
Çok geç kaldınız.
[Scimitar] You are too late.
Çok geç kaldınız.
You're too late.
Biraz geç kaldı.
Little late.
Cidden ama seçmelere geç kaldım, ondan haber alırsam size...
I really do. But I'm late for an audition, so if I hear from her, I can just...
Siz salaklar, niye bu kadar geç kaldınız?
What took you idiots so long?
Odin'in kestiğini söyledi Buluşmaya yarım saat geç kaldığı için.
He said Odin cut it off'cause he showed up half hour late to a meet.
Artık çok geç kaldın.
Now you're too late.
- Geç kaldın.
Well, you took your time.
Onu her gün gördüğünü söyledin. Belli ki bugün geç kaldı.
You said you see her every day, she's obviously late.
O yüzden bu kadar geç kaldık.
It's the reason why we're running late now.
Öğle yemeği için çok geç kaldın, akşam yemeği için de... -... çok erken geldin kocacığım.
You are too late for midday meal and too early for supper, husband.
Çok pardon, geç kaldım.
So sorry I'm late!
Geç kaldın
You're late.
Üzgünüm geç kaldı.
- Sorry I'm late.
Geç kaldım ve Profesör Ashby akşamki teslim saatini kaçırırsanız filmi flaş belleğe koyup sabah 10 : 00'a kadar odama getirin demişti.
- I was late. And Professor Ashby said if we missed the deadline last night, we had to bring our film on a flash drive in person - before 10 : 00 A.M.
İşe geç kaldım.
I'm kind of late for work.
Cidden geç kaldım. Evet.
I am indeed late, yeah.
- Geç kaldıysak özür...
- Sorry we were late...
Eğer o gerçekten Ward'sa çoktan geç kaldık.
If that really is Ward, then we're too late.
Geç kaldı.
She's late.
Özür dilerim geç kaldım çünkü partinin ne zaman başladığını bilmiyordum.
I'm so sorry I'm late. I didn't know what time your party started.
Cross'la buluşmaya geç kaldım.
I'm late to meet Cross.
- Kesinlikle. Ve Briggs o gün geç kaldı.
And Briggs was late that day.
İşe geç kaldın!
You're late for work!
- Ne yazık ki elimizde çok az var ve geç kaldık.
Sadly, it was too little, too late.
Bence geç kaldım.
I think it's too late.
- Özür dilerim biraz geç kaldım.
- I'm so sorry I'm late.
- 39 yıl geç kaldınız, ya da, biliyorsun, kaç yaşındaysa işte.
- Well, you're 39 years too late, or, you know, however old he is.
Eğlenceye geç kaldım, biliyorum, ama sarayda bana da bir yer ayır.
And, I know I'm late to the party, but reserve me a spot in the court.
İşe geç kaldım bile.
I'm late for work as it is.
Geç kaldınız Bayan Crain.
You are late, Miss Crain.
Barry, geç kaldın.
Barry, you're late.
Babam bu saati bana sürekli geç kaldığım için vermişti.
You know, my dad only gave me this watch because I was always late.
Çok geç kaldık! - Bu tuhaf oldu çünkü... Bakın bakalım, ben de nereye gidiyormuşum?
Well, this is funny, because... guess where I'm going.
- Gece geç saate kadar mı kaldın?
What, already? Late night?
- Bunun için geç kaldık bence.
I think it's too late for that.
İşe geç mi kaldın?
Late for work?
- Geç kaldın.
You're late.
Bu kadar geç / geri kaldığım için özür dilerim.
Apologies for being so tardy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]