Geç kalmayın translate English
224 parallel translation
Sabah 9 : 30'da başlıyoruz. Geç kalmayın lütfen.
We start at 9 : 30 in the morning, and please try not to be late.
Geç kalmayın.
It's late.
Bir daha geç kalmayın. Oturun lütfen. Bir daha olmayacak.
I ask you not to be late the next time.
Benim yüzümden geç kalmayın yoksa kendimi affetmem.
And do not be late because of me, it would never forgive me.
Geç kalmayın, biz Lyubomirov'un kendisini bekliyoruz.
Don't be late, we're expecting Lyubomirov himself!
20 dakika sonra ön tarafta buluşacağız, sakın geç kalmayın.
We'll meet out front in 20 minutes, and don't be late.
Geç kalmayın Bayan Annie.
Don't be long, Miss Annie.
- Lütfen geç kalmayın.
- Don't you be late.
"... fabrikanın kapısına gelin, ve sakın geç kalmayın! "
"... at 10 o'clock in the morning, October 1st, and do not be late! "
Çok geç kalmayın.
Don't be too late.
Tamam, İşe geç kalmayın dostlar.
OK, don't be late for work, now, folks.
Geç kalmayın, yarın okul var.
Don't be late, it's a school night.
- Akşam yemeğine geç kalmayın.
- Don't be late for dinner.
Geç kalmayın.
Don't be late.
Greenville'e çok geç kalmayın.
Just don't be late getting to Greenville.
Lütfen geç kalmayın.
Be on time.
- Şimdi gidiyoruz. - Geç kalmayın ama.
She will sue the city.
- Biz gidiyoruz. - Sakın geç kalmayın.
My dear citizens!
- Geç kalmayın ama. Mahkeme günü yaklaştıkça, yaklaştı.
Suddenly Dr. Röder came over.
Geç kalmayın!
Don't be late!
İlk gösteri dokuzda, geç kalmayın.
First show's at nine.
Geç kalmayın yemek neredeyse hazır.
Well, I think he just wants me to know he's watching.
Hiçbir şekilde egzersiz dersinize geç kalmayın siz sakın!
In no way it is possible to be late for his classroom to keep one's cool.
Tamam. Geç kalmayın.
Okay ; oh, don't be late
Çok geç kalmayın tamam mı?
I did not return very late, Tomorrow is Sunday.
Yarın akşam, San Shui Lokantasında, geç kalmayın.
Tomorrow night, the San Shui Restaurant, and don't be late.
Geç kalmayın.
Be tried to delay.
Geç kalmayın.
Oh! Come home early.
Sakın geç kalmayın.
Don't be late.
İş kulübüne geç kalmayın!
Don't be late for job club, lads.
Siz delikanlılar da çok geç kalmayın, tamam mı?
You boys don't stay up too late, huh?
Geç kalmayın.
- Don't be late.
Fazla geç kalmayın.
Don't stay up too late.
Şu anda sekiz yer daha var, geç kalmayın.
There are eight more places available, so don't delay.
- Güle güle. - Siz de eve çok geç kalmayın. - Peki, efendim.
Bye. / Let's not be too late going home / okay
Bir dakika bile geç kalmayın.
Do not be one minute late.
Bir daha, bu kadar geç kalmayın.
Next time, don't hang out till late.
Bir daha ki sefer bu kadar geç kalmayın, anlaşıIdı mı?
Try not cutting things so close next time, understood?
Ve geç kalmayın.
And don't be late.
Geç kalmayın. Bayrak bile tasarlamış.
She designed the flag.
- Pazartesi geç kalmayın.
Make sure you're on time monday.
Geç kalmayın.
- That's cool right there. Don't be late.
- Geç kalmayın. - Treni kaçırmamalıyım.
- I have a train to catch.
Geç kalmayın.
Together.
Geç kalmayın.
No later.
Geç kalmayın!
Don't be tardy!
Ama geç kalmayın.
- 6 : 00.
Televizyondaki dizileri izlemek için, geç saatlere kadar kalmayın.
You'd not stay late to watch TV series.
Kalmayı isterim ama grup terapim var. Geçen sefer geç kaldım. Kumar bağımlıları pasif-agresiflerle yemek bağımlılarını ağlatamazsınız diye bahse girmiş.
Yes, and I'd love to stay, but I have my therapy group meeting, and last time I was late, the compulsive gamblers were betting the passive-aggressives that they couldn't make the overeaters cry.
Her gün yürümeye çalışın, yarım mil, fazlası olmaz.Gece geç saatlere kadar kalmayın.Hepsi bu kadar.
Try to walk every day, half a mile, no more. And don't sit up too late at night. And that's all.
Dinleyin çocuklar, artık geç oldu, burada daha fazla kalmayın.
Listen, you guys. It's getting late, so don't stay down here much longer. Alright!