Görüşmek üzere translate English
3,049 parallel translation
Görüşmek üzere.
Bye.
- Görüşmek üzere.
- Bye. Have a nice day.
Görüşmek üzere.
Thanks. Bye.
Ben teşekkür ederim. Görüşmek üzere Robert.
It's me who should thank you.
- Görüşmek üzere.
- Thank you.
Yarın görüşmek üzere.
I'll see you tomorrow.
Görüşmek üzere.
I'll see you.
Görüşmek üzere. Tekrar teşekkürler.
Thanks, goodbye.
Görüşmek üzere.
- Oh, we got one!
Görüşmek üzere.
- Hope you're on your way. Miss you.
- Görüşmek üzere!
I'll see you out there.
Görüşmek üzere, Vic.
See you soon, Vic. Okay.
Görüşmek üzere, Deana.
Okay, I'll be talkin to you, Deanna.
Görüşmek üzere.
Goodbye.
Görüşmek üzere...
See you soon...
Görüşmek üzere.
We'll see you then.
Görüşmek üzere.
We'll see.
Saat üçte vakıfta görüşmek üzere, tamam.
See you at the foundation at three o'clock, OK.
Görüşmek üzere Adviye Hanım!
- See you Mrs Adviye!
Görüşmek üzere!
See you!
Sonra görüşmek üzere Lauren.
I'll be seeing you, Lauren.
Tamam, görüşmek üzere.
All right, I'll talk to you later.
haftaya görüşmek üzere, sadık izleyiciler - - aynı "O.T.H." saatinde, aynı "O.T.H." kanalında.
Tune in next week, loyal viewers - - same "O.T.H." Time, same "O.T.H." Channel.
Görüşmek üzere.
I'll see you soon.
- Tamam, teşekkür ederim. Umarım başka şartlar altında da görüşme fırsatı buluruz. - Görüşmek üzere.
Hopefully I'll see you soon under more pleasant circumstances.
Görüşmek üzere.
Until we meet again.
Gelecek yıl tekrar görüşmek üzere.
I'll see you all again next year. Yeah.
Görüşmek üzere.
See you.
Pekala, görüşmek üzere.
Bye-bye. Thanks.
Kumar masalarında, tekrar görüşmek üzere.Gitmem gerek.
I will see you around the gaming tables. I have to go.
Görüşmek üzere!
I'll see you there!
Evet, görüşmek üzere.
Yeah, god bless.
Görüşmek üzere.
See you again.
Konuşmanın sonunda ben "g-ü" yazmıştım. "Görüşmek üzere" yani.
And then at the end I wrote "s-y-s."
Yıldızlarınız hayrolsun, görüşmek üzere!
May your stars align, until next time!
Daha birkaç gün önce, Quintilius Varus'la görüşmek üzere giderken, kendi sokaklarımızda saldırıya uğradı.
The boy is ill-starred acquaintance with such misfortunes. Why only days past he was set upon in our own streets, on way to appointment with quintilius varus.
Batiatus, konuyu görüşmek üzere kendisini çağıracağınızı biliyor.
Batiatus knows you will summon him to meeting. To "discuss" the matter.
Washington Post'tan bir muhabir ile görüşmek üzere yola çıktım.
Ah, I'm on my way to an interview with a reporter from the Washington post.
Akşamki partide görüşmek üzere.
- See you tonight at the party.
Tekrar görüşmek üzere.
We'll see you again soon!
Görüşmek üzere.
Mr. Summers.
Görüşmek üzere, koca oğlan.
See you, big guy.
Görüşmek üzere, tatlım.
Well, see you soon, sweetheart.
Görüşmek üzere.
- OK, see you.
Mükemmel. Görüşmek üzere.
Ah, well, till we meet again.
Yakında görüşmek üzere.
I will see you soon.
Görüşmek üzere.
- See you.
Görüşmek üzere.
So long...
Görüşmek üzere.
Awesome.
Seneye görüşmek üzere.
♪ dance with me, my old friend ♪
Görüşmek üzere.
See you later.