English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ G ] / Güvenilir

Güvenilir translate English

5,163 parallel translation
"Jana projesi Cıa için güvenilir bilgilere ularaşak gözetim yapar".
"Project Jana was initiated to provide reliable and responsible CIA oversight". Aggressively vague, right?
Size güvenilir birinci dereceden istihbarat verdim.
I gave you verifiable black intel.
Bu kanunlar acımasız satıcılar tarafından, masum ve güvenilir alıcılar için oluşturuldu
Right, these laws are actually designed to protect innocent and trusting purchasers from unscrupulous vendors.
Eğer ileride birlikte olacaksak senin güvenilir biri olduğuna kanaat getirmeliyim.
If we happen to bump into each other in the future, I assume I can rely on your discretion.
Berberler her zaman bizim güvenilir dostlarımız oldu.
You know, barbers have always been very trusted friends to us.
Güvenilir biri olmak çok hoş olurdu.
At some point, it'd be nice to be trusted.
Ancak Ahn uzun süredir güvenilir ve sadık bir hizmetkâr olmuştur.
But AHN has long been a trusted, faithful servant.
Güvenilir hasta olmanın yanından bile geçmiyor yani, aklıma tutacağım.
Yeah. Well, I guess he, uh... Doesn't come across as the most reliable patient.
Paranoyaktı, ama haklıydı ki bu da hep sana söylediğimi kanıtlar. - Barış güzeldir ama... -... güvenilir değildir.
Paranoid, but correct... which goes to prove what I always told you - - peace is beautiful, but - - But not to be trusted.
Adamın Cogan güvenilir mi?
Is your guy Cogan reliable?
Ve güvenilir bir dosta ihtiyaç duyacağın zamanlar gelecek.
And there will come a time when you need one.
Angelo'nun son raporuna göre "ailenin" güvenilir bir üyesi olmuş.
According to his last report, he's become a trusted member of the "family".
Emma Hill güvenilir mi?
Can Emma Hill be trusted?
Sakin görünebilir ama sokakların ne kadar güvenilir olduğu konusunda fikrimiz yok.
It may seem quiet, but we have no idea how safe the streets are.
İkimiz de işimizi yapıyoruz ve ben güvenilir tek haber kanalında çalışıyorum.
We're both doing a job and I'm at the only reliable breaking news network.
Hangi güvenilir haber ajansı böyle bir şey yapar ki?
What credible news agency would do that?
Güvenilir bir istihbarat, senin hedef olarak gösterildiğini söyledi.
We have credible intelligence that you're being targeted.
Bir sene kadar önce Varşova'da benim de çalıştığım güvenilir bir sahtekardan üç tane pasaport satın aldığını öğrendim.
About a year ago, I discovered he had purchased three passports from a trusted forger I use in Warsaw. That's it?
Onun güvenilir olduğunu söylemiştin.
You said she was trustworthy.
Çok güvenilir ve çalışkan biri, değil mi?
Isn't she a trouper?
Lillian Nükleer Reaktör'ün kontrolünü kaybettiğimiz anda radyasyon güvenilir sınırlarının üzerine çıkacak.
Lillian. As soon as we lose control of the nuclear reactor's coolant system, the radiation will breach the containment vessel.
Ayrıca Beyaz Saray'ın içinde değerli bir kaynağın var, güvenilir bir ajan sana kendini ara ara gösterecek.
You also have a valuable resource inside of the White House, a trusted agent who will reveal themselves to you shortly.
Güvenilir, sana güvenebilirmiş gibi.
Trustworthy, like she can trust you.
"Güvenilir" in sözlük anlamıyla benim adım eşanlamlıdır.
I'm familiar with the definition of "trustworthy."
Güvenilir olanlarla tabii.
The ones who can be trusted anyway.
Ve güvenilir.
And dependable.
Bu dünyada güvenilir erkek yok.
There's not a man to be trusted.
Messer'ın güvenilir bir muhbir olacağına nasıl inandınız?
How did you ever believe Messer would be a reliable CI? - He is a reliable CI.
- O kadar da güvenilir değilmiş. - Hedef geç kaldı.
Well, he's not that reliable.
Güvenilir biri.
Well, he's solid.
Ben eski, güvenilir van "Süper Mavi" aldı ve emeklilik dışında yola.
I took my old, trusty van "Super Blue" out of retirement and hit the road.
Ve onlar emin olmak istiyorum onlar güvenilir bir finansman kaynağı var.
And they want to make sure that they have a reliable source of funding.
Bir avcı ve toplayıcıyı medeni bir insana dönüştürecek güvenilir bir besin kaynağı.
A reliable supply of sustenance that turned the hunter-gatherer into civilized man.
Güvenilir, Micah.
He's all truth, Micah.
Güvenilir bir yerde yeniden başlaman için bazı şeyler var.
Stuff you need to start over someplace safe.
Burayı onunla bebeği için uygun ve güvenilir bir yer yapmak istiyoruz. Neler oldu Cami?
Want to make this place right for her, safe for her and the baby.
- Doğal ve güvenilir.
It's- - it's natural, and it's responsible.
Bu işteki ortağımın güvenilir olmasından memnuniyet duyuyorum.
I am grateful for a reliable partner in our business.
Güvenilir bir araştırmacıya ihtiyacım var.
I need an investigator who won't leak.
İtibarın yerle bir güvenilir sözlerin değersiz olacak. Ama ölüm ızdırabının sonu olmayacak.
Now your reputation is ruined, your good word worthless, but death will not be the end of your suffering.
Güvenilir bir kaynaktan öğrendiğime göre Meksikalılarla bağlantı kurmaya başlıyormuş.
I got it on good authority he's striking up a connection with the Mexicans.
Bir sorum var ama. Kim bu güvenilir kaynak?
You got this on good authority from who?
O da çok güvenilir biri ya!
Yeah, like she could be trusted.
- Güvenilir bir istihbarat mı?
- Credible intelligence?
Bize yetki almaya yetecek kadar güvenilir olacak mı diye araştırılmalı.
He'll need to be vetted if it's gonna be - solid enough to get us a warrant. - Agreed.
Büyükanne ve büyükbabasından daha güvenilir kim olabilir ki?
Who's safer than her grandparents?
Bak, senin sentetik dizilimini o buldu ve bunun üstünde çalışabilecek güvenilir birine ihtiyacımız var.
Look, he found your synthetic sequence, and we need an expert we can trust on examining that.
Güvenilir arkadaşlarıyız.
We're safe friends.
- Kendisi güvenilir bir muhbir.
- Oh, yeah?
- Güvenilir bir muhbir.
- A reliable informant.
Kız güvenilir.
She's clean.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]