Haberim yoktu translate English
2,115 parallel translation
Alet edevat her zaman Noel listende vardı ama bir şeyler yapabildiğinden haberim yoktu.
Well, tools were always on your Christmas list, but I had no idea that you knew how to actually make anything.
Ama fuhuştan hiç haberim yoktu.
But I didn't know anything about prostitution.
Mutfakta eski bir şarap dolabı olduğundan haberim yoktu.
I never realize your kitchen had an old wine closet.
İstediğinden haberim yoktu. Artık onun.
I had no idea you'd want it.
Ben de gidebilirdim ama haberim yoktu.
I would've gone, but I didn't know.
Sen din bilimciymişsin be Profesör. Bundan haberim yoktu.
Mm, professor, you're a theologian here and I ain't even know it.
Bilmediğinizden hiç haberim yoktu.
I had no idea you didn't know.
"Ohh, aman tanrım, burada olduğundan haberim yoktu. afedersin!"
"Oh, my goodness, I had no idea you walked through at that moment. Oops!"
Hiç haberim yoktu.
I didn't realise.
Onların varlıklarından bile haberim yoktu, ki o kadar da yaşlı değilim.
I didn't know they were ever alive, and I'm no worse for wear.
Bundan hiç haberim yoktu.
I HAD NO IDEA.
Taraf olayı olduğundan haberim yoktu.
I didn't know there were teams.
Bak adamım, çiftlikte marihuana yetiştirildiğinden haberim yoktu.
Look, man, I had no idea marijuana was growing at the Body Farm.
Juliet'in planı olduğundan hiç haberim yoktu, sen beni biliyorsun, Dan.
I had no idea that was Juliet's plan, and you know me, Dan. I would never be okay with things going that far.
Andy ayakkabılarımı harika bir şekilde boyadı ve siz ikinizin daha önceden birlikte yaşadığınızdan haberim yoktu.
Andy just gave me a phenomenal shoeshine and I did not know that you two once lived together.
Sana yapacakları şeyden haberim yoktu.
I didn't know what they were gonna do to you.
O zamanlar Jonathan Gilbert'ın yüzüğünden haberim yoktu.
I didn't know about Jonathan Gilbert's ring yet.
Bundan haberim yoktu, Fiona.
I didn't know that, Fiona.
Öyle bir şeyden haberim yoktu.
I didn't know there was a sorry window.
Hiç haberim yoktu.
I didn't know.
Seth'in alkolik olduğundan haberim yoktu.
I don't know if Seth was an alcoholic.
Bundan haberim yoktu.
I didn't know that.
Bundan hiç haberim yoktu.
I knew nothing about it.
Anlamadım, hiç haberim yoktu.
I didn't understand, I was out of it.
Dediğim gibi, seni kurban edeceklerinden haberim yoktu.
Like I said, I didn't know they were going to sacrifice you.
Şefim olduğundan haberim yoktu.
I'd no idea you're my boss!
Hiç haberim yoktu.
I never knew.
Mona herkesi çağırmış. Benim haberim yoktu.
Mona invited people over, I had no idea.
Burada olduğundan bile haberim yoktu.
Didn't know you were here.
Buranın varlığından bile haberim yoktu.
I didn't even know this was here.
Haberim yoktu. Ama öğrendiğimde Veda çoktan yayına çıkmıştı bile.
Couldn't prove it by me, but the way I get it, Veda's been on the air a lot already.
Haberim yoktu çünkü!
Because I didn't know.
Bundan haberim yoktu.
I had no idea.
Yaz okulları olduğundan haberim yoktu.
I didn't know they had summer school.
Babamızın ölümünün ertesinde Merlin gelene kadar hiçbir şeyden haberim yoktu.
Until Merlin arrived just after our father's death, I knew nothing.
Yani, Keith'in buraya taşındığından haberim yoktu.
I mean, I had no idea that Keith had just moved in with you.
Üç gün önce, çocuğun varlığından bile haberim yoktu ama şimdi onsuz nasıl yaşayacağım bilemiyorum.
Three days ago, I didn't even know that this kid existed, And now I don't know how I'm gonna live without him.
Benim uzay istasyonundan haberim yoktu.
I didn't know about the space station.
Haberim yoktu.
I did not know.
Söylentilerin doğru olduğundan haberim yoktu.
I did not think rumors were true.
Birbirlerinden hoşlandıklarını biliyordum, ama işlerin bu raddeye geldiğinden haberim yoktu.
I knew that they had eyes for each other, but I had no idea it had got to this.
Çiftçi olduğundan haberim bile yoktu, baba.
I didn't even know you were a farmer, Pop.
- Boşanmadan haberim yoktu.
- What are you talking about a divorce?
Paul'un kumara tekrar başladığından haberim dahi yoktu.
I didn't even know that Paul had been gambling again.
Benim haberim bile yoktu!
I didn't even know!
Bundan haberim bile yoktu.
I didn't even know that.
- Haberim bile yoktu.
I know nothing ab...
Haberim bile yoktu.
I know nothing ab- -
Ablası az önce söyleyene kadar haberim bile yoktu.
I didn't hear about it until her sister told me just now.
Barınakta bu kadar çocuk olduğundan haberim yoktu.
I didn't realize there were so many children at the shelter.
Benim parçalardan haberim bile yoktu.
I... didn't even know about the damn shard.
yoktur 42
yoktu 131
haber 33
haberin olsun 61
haber ver 32
haber veririm 28
haberiniz olsun 32
haberin yok mu 27
haber yok 20
haberler 37
yoktu 131
haber 33
haberin olsun 61
haber ver 32
haber veririm 28
haberiniz olsun 32
haberin yok mu 27
haber yok 20
haberler 37