Hediye mi translate English
1,120 parallel translation
- Hediye mi?
Was this a present?
Benim için bir hediye mi?
Is this a present for me? - Yes.
- Hediye mi?
- A gift?
Hediye mi?
A present?
Başka bir hediye mi?
Another present?
Karımı Şoguna hediye mi edeceksin?
Present her to the Shogun?
- Hediye mi aldın?
A present, then, eh? Yeah.
- Hediye mi?
- Present?
Bu geleneksel bir hediye mi?
- This is a traditional gift?
Hediye mi?
A gift?
Bana hediye mi ediyorsun?
A gift for me?
Hediye mi?
Present?
- Bir hediye mi?
A gift?
- Bir hediye mi?
- A present?
- Sana hediye mi aldım?
- Did I get you a present?
Köpük için hediye mi almak istiyorsun?
You want me to buy a present for Bubble?
Hediye mi bu?
Is it a gift?
Bu bir hediye mi?
Is it a present?
Doğum gününde, bana bir hediye mi aldın?
You Got... You Got Me A Present On Your Birthday?
Ne yani, bir de hediye mi alacağım şimdi?
What, I gotta buy a present now?
Hediye mi? Bu çok karlı görünmüyor.
That doesn't sound very profitable.
Benim için bir hediye mi?
A present? For me?
Dostundan küçük bir hediye mi?
Some sort of souvenir there from your pal?
Özel hediye mi?
Special present?
- Hediye mi?
- It's a gift?
Bir hediye mi?
A present?
Ufak bir hediye mi?
A small gift?
- Hediye mi?
- Gifts?
Bir hediye değil, değil mi?
Is it a present?
- Valerie bana hediye verdi mi?
- Did Valerie give me a present?
Bana hediye mi yolladın Chet?
- You sent me a present?
Hoş bir hediye, değil mi?
Nice touch, eh?
Anne, heyecanını bozmak istemem, ama babam bize hediye alacağına göre, bizim de ona hediye almamız gerekmez mi?
Well, Mom, I hate to put a damper on the festivities but since Dad's getting us presents, shouldn't we get him something?
Al, demek gerçekten hediye alıyoruz, öyle mi!
So, Al, we're really gonna get presents?
Daha bana hediye getirmedi mi?
Did he bring me stuff yet?
Güzel Belle Ada'sı gibi ecdadının evini cömertçe hediye etmesi kalbindeki acıyı ve sızlamayı geçirmedi değil mi?
And even her generous gift to ya of the ancestral home, the beautiful Belle Isle... has not eased the grief, pain and suffering'in your heart now, has it?
Dünya çocuklarına, nükleer felaket terörüyle yaşamamaktan daha güzel bir hediye verilebilir mi?
What greater gift can we give to the children of the world? They will no longer have to live with the terrors of nuclear holocaust.
Hediye vermeyi sever mi?
Does he give lots of gifts?
Bir süpürge hediye ediyorsun öyle mi?
You brought me cleaning equipment.
İyi geçinirsek size bir şampiyonluk hediye ederiz. ... Takımı mutlu edersiniz Öyle değil mi? Sınıfı geçirirseniz...
It's a special class for jocks like me and airhead chicks.
Amcan, Üniformalı Anatomik Hediye Hareketi ile ilgili bir şey dedi mi?
Paul, did your uncle mention anything about the Uniform Anatomical Gift Act?
Şimdi bu aptalı hediye paketi mi yapalım ya da eliniz boş mu gidersiniz?
So do we gift wrap this sucker for you, or do you walk away empty-handed?
- Julie'ye hediye getirir mi?
- Will Julie still get presents?
Böyle bir hediye veren biri, sevgiden fazlasını ister değil mi?
A fella gives a gift like that, he wants more than a piece of her heart, eh?
Çok fazIa hediye geldi mi?
Get lots of prezzies, did you?
- Bana hediye getirdin mi?
- Did you bring me a present?
Fargo'dan çok zekice bir hediye, değil mi?
What a clever reward from Fargo, huh?
Böylece sana bir hediye almak için bir yılım var, değil mi?
So I have a year to get you a present, right?
- Bize hediye getirdiniz mi?
- Have you brought us some presents?
O şey hediye değil mi?
The thing's not the gift?
Hâlâ domuz sana hediye gibi görünüyor, değil mi?
Nearly knocked me down. Still... you don't look a gift pig in the mouth, do ya?