Hepsi doğru translate English
836 parallel translation
Anlattıklarınızın hepsi doğru.
It's all right for all you to talk.
Bunların hepsi doğru, Sir Joseph, ama eninde sonunda insanız.
That's all very true, Sir Joseph, but after all, we're human.
Orada yazanların hepsi doğru.
It's quite true, what it says there.
Hepsi doğru.
All these things are true.
- Hepsi doğru, değil mi?
- Uh-huh. It's all true, isn't it?
Hepsi doğru.
They're all true.
- Hepsi doğru.
- All correct.
Hepsi doğru.
It's all true.
Hepsi doğru, Lemani.
All true, Lemani.
- hepsi doğru, efendim.
- It's all right, sir.
hayır, hepsi doğru. ateşi düştü.
No, it's all right. The fever's broken.
Yalanım yok, hepsi doğru!
All the same, it's true!
Yemin ederim anlattıklarımın hepsi doğru.
I swear this is all true.
Bize söylediğin şeyler - Onların hepsi doğru.
The things you told us - every one of them's true.
Hepsi doğru.
- It was all true.
- Hepsi doğru.
- That's all right.
Oh hayır, Hepsi doğru.
Oh, no. All true.
Göreceli olarak hepsi doğru.
All truth being relative.
Evet, hepsi doğru.
Yes, it's true.
- Tekne hariç hepsi doğru çıktı.
- All corroborated except the boat.
Hepsi doğru Richard, her şey.
It's all true, Richard. All of it.
Anlattıklarım hepsi doğru.
This life almost everything is.
-... birçok neden saydın. - Ama bunların hepsi doğru.
- But they're all true.
Dediklerinin hepsi doğru ama ben, senin sayende artık yepyeni bir insanım.
It's all true, but I'm another person now... thanks to you.
Düşüncelerinizin hepsi doğru.
Your beliefs are all right.
Hepsi doğru.
All correct.
Hepsi doğru.
It's all the truth.
Hepsi doğru.
It happens to be true.
Hepsi cenazelerine doğru yol aldılar.
All of them driving themselves to the funeral service, sir
Paraların hepsi bulundukları oyuğun içinde sadece ileri ve geriye doğru kayarlar.
All monies must be slid in and out through the groove.
Bunların hepsi can sıkıcı, bu doğru.
All kinds of bother and trouble. That's true.
Ancak bunların hepsi kontrol edilebilir. Tıbbi tedavi, ameliyat, doğru beslenme, fiziksel rehabilitasyon ve öz bakım ile.
However, all of these may and can be controlled... by medical therapy, surgery, proper nutrition, physical rehabilitation and self-care.
Kimisi güzel, kimisi çirkin ; doğru ama hepsi de çok önemlidir. Aşk ve sevgi gibi.
some beautiful, some ugly, it's true... but they're all important... like affection and love.
Hepsi doğru.
Julie!
- Hepsi doğru.
Go on, Julie.
Hepsi de doğru.
But it's true.
Dediğim doğru, hepsi bu.
It's true, that's all.
Hepsi aynı. Belki de doğru söylüyordur.
All the same, he may be right.
Çünkü benimle doğru şekilde yaşıyorsun. Hepsi bu.
It's because with me you live correctly.
Ben hariç herkes alıştı hepsi aynı şeyleri arzuluyor. Ama ben bunun doğru olmadığını biliyorum doğru değil.
Some get used to city life and they seek the pleasures of city people.
Hepsi doğru!
It's all true!
Hepsi yalan! Eğer dediklerim doğru değilse çarpılayım!
I hope I drop dead right now if I told you a single lie.
Doğru ya! Hepsi benim hatam.
Ah, so it's my fault.
- Doğru, hepsi açılmış.
That's right, they all have.
Şu anda hepsi size doğru geliyor.
They're both coming your way.
Bunların hepsi çok doğru sevgili Teddy.
That's all quite correct, my dear Teddy.
Hepsi doğru.
And it's all true.
Aniden hepsi ellerindeki aletleri bırakıp silahlarına doğru koştu ve 14 adamımızı öldürdüler.
– Do you consider that a partisan war?
Bakalım, doğru çıkardım mı? Siz neden söz ediyorsunuz, Komiser? Şey, sadece belirlemeğe çalışıyorum, hepsi bu.
I've asked you to join me to confirm that several years ago you had an affair with Senator Gordon Madison.
Eee, ilk ikisi sabah olmuş. ve diğer hepsi - 13 tane saydım - onların tümü öğleden sonra ortasında ya da gün sonuna doğru olmuş.
Er, the first two were in the morning and all the rest, and I counted 13 of them, they were always in the middle or the late afternoon.
Ben sizler için bu mesleği yapıyorum... Bütün bunların hepsi sizleri memnun etmek için... ve bebeklerin... doğru evlere verildiğine emin olmak için.
If it wasn't for you, I wouldn't be in this business... and that's all I care about is satisfying my customers... and making sure that the babies... are placed in good homes.
doğru 10892
dogru 95
doğru söylüyorsun 77
doğrudur 303
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrusu 383
doğrulandı 46
doğru bildin 42
doğruymuş 64
dogru 95
doğru söylüyorsun 77
doğrudur 303
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrusu 383
doğrulandı 46
doğru bildin 42
doğruymuş 64
doğru söylüyor 187
doğru mu söylüyorsun 24
doğru mu anladım 18
doğruyu söyle 121
doğru söylüyorum 192
doğru değil 421
doğru diyorsun 34
doğruyu söylemek gerekirse 116
doğru değil mi 315
doğrusu bu 47
doğru mu söylüyorsun 24
doğru mu anladım 18
doğruyu söyle 121
doğru söylüyorum 192
doğru değil 421
doğru diyorsun 34
doğruyu söylemek gerekirse 116
doğru değil mi 315
doğrusu bu 47