Herşeye rağmen translate English
382 parallel translation
Hayır, bana herşeye rağmen yazardı.
No, she'd have written me anyway.
- Herşeye rağmen.
- Despite all.
Herşeye rağmen Lord Henry ile tanışmana sevindim.
I'm glad you met lord henry after all.
Herşeye rağmen Dorian yaptığı için tedirginlik duyuyordu.
In spite of himself, dorian was troubled by what he had done.
Herşeye rağmen biz düşman değiliz.
We are not enemies, after all.
Herşeye rağmen evet.
Considering everything, yes.
Ama herşeye rağmen, ölü adamın kimliğini bilmiyoruz.
But after all, we don't know the identity of the dead man.
Herşeye rağmen ben yaparım...
I'll do it, no matter what...
Herşeye rağmen çok komikti.
Still, he can be fun sometimes.
Herşeye rağmen güzel bir yaz geçirdik. Bugünden itibaren herşey değişecek.
It's been a lovely summer... but everything changes starting today.
Yaptığım veya yapabileceğim herşeye rağmen gün geçtikçe büyüyorsun.
But in spite of anything I can do or you can do you're getting bigger every day.
- Ve sende herşeye rağmen hayır dedin.
If it means anything to you, I'm grateful.
Evet herşeye rağmen?
Yeah. Ain't they, though?
Biliyor musunuz, herşeye rağmen o kadar da kötü bir arkadaş değil.
You know, he ain't such a bad chap after all.
Herşeye rağmen benimle karşılaşmayı tercih ediyor.
After all, his heart has chosen the way of the sword.
Herşeye rağmen çekingen olduğunu biliyor.
After all she knows she's a mousey little thing.
Ama Mr. Bledsoe öyle olduğumu düşünüyor ve herşeye rağmen düşüncelerine saygım var.
Mr Bledsoe seems to think I am, and I have a great respect for his opinion.
Herşeye rağmen, birlikteyiz.
After all, we got what we wanted : each other.
Sanırım herşeye rağmen sen de duygusalsın.
I believe you really are sentimental after all.
Herşeye rağmen, anlıyorsun?
Considering everything, you know?
Herşeye rağmen yine de bir hava saldırısı düzenlemenin zamanıdır.
There's time to get off one air strike anyway.
Şimdiyse, herşeye rağmen bana dönüyorsunuz ve suçu üzerime atıyorsunuz.
And now, despite all that, you turn on me. You blame me.
Herşeye rağmen kız hoşuma gitti.
I still like that girl.
Herşeye rağmen o sadece kör bir adam.
He's just a blind guy, after all.
" herşeye rağmen sanırım bu muhabbet kuşlarına ihtiyacınız var.
" I think you need these lovebirds after all.
Herşeye rağmen duvarın içinde kayboldu.
After all, he vanished into the wall.
Herşeye rağmen, bunlar, ilk kaçıranlardan daha akıllıymışlar.
In any event, the new abductors are better quality than the first ones.
Herşeye rağmen, siz polis değilsiniz.
You're not just police, though.
Harika bir geceydi... herşeye rağmen...
It was a wonderful night... in spite of everything.
Herşeye rağmen abine yaptığım şeyi aklından çıkaramayacaksın.
No matter what I do, you can't forget what I've done to your brother.
Herşeye rağmen, kızlar bunu bilmemeli.
The girls must not hear this.
Herşeye rağmen, bu yaşımda benimle ilgilendiğin için teşekkürler.
In spite of everything, I thank you for caring for me in my old age
Sayılır, yani herşeye rağmen.
Yes, a bit, despite everything.
Herşeye rağmen, bu kadın senin geçmişinin bir parçası.
After all, she's a part of your past.
Size birşey hatırlatmak zorundayım, bayım, söylediğiniz herşeye rağmen, Hıristiyan bir ülkeye tabîsiniz.
But I must remind you, sir, that despite everything you've said, you are the subject of a christian country.
Herşeye rağmen bir komlonun kurbanı olabileceğim aklımdan çıkmıyordu.
Could it be possible that this beautiful girl was in love with me?
- Herşeye rağmen nasıl kaçtı?
- How did he escape, anyway?
- Harika günbatımı, herşeye rağmen.
- Pretty sunset, though.
Herşeye rağmen, buradasın.
In any case, you are here :
Herşeye rağmen onu severdim, ama artık yok.
I loved her, in spite of it all. And now she's gone. I can't take it in.
Belki herşeye rağmen başarırız, ha?
Maybe we'll make it after all?
Herşeye rağmen daha fazla
And though you feel much more
Herşeye rağmen Stanley adını bulmadımı?
After all Stanley found what's his name, didn't he?
Herşeye rağmen, o hala senin karın.
After all, she's still your wife.
Herşeye rağmen çıkıyorum.
I'm gonna go up anyway.
Herşeye rağmen, bugün Aziz Leonardo günü biraz eğlence olması gerekiyor!
Excellent! After all, it is St Leonard's Day - there's meant to be some entertainment!
- Herşeye rağmen gidiyorum.
- I'm going anyway.
Şuna da inanıyoruz ki herşeye, rağmen yaşayacaklar, kalbimizde içimizde yaşıyorlar, asla ölmeyecekler.
"'He that believeth in me, though he were dead, yet shall he live. "'And whoso believeth in me shall never die.
... toprakta herşeye rağmen muma dönüşür... mallarıda toprak olur... suyun kokusuyla tomurcuk olur... ve bir bitkinin dallarını oluşturur... sular gibi, denize düşecek... ve sel onları götürecek... böylece burada yatmayıp, yükselecek...
"Though the root thereof wax old in the earth, " and the stock thereof die in the ground. " Yet, through the scent of water, it will bud
Herşeye özenle bakacağım çok az param olmasına rağmen.
I'll take care of everything Though I've little money.
Herşeye rağmen çiçek gibi açmıştı.
It blossomed in spite of all.
herşey 150
herşey yolunda mı 236
herşey iyi olacak 43
herşeyi 155
herşey tamam 39
herşey yolunda 454
herşey bitti 79
herşey için teşekkürler 44
herşey iyi 21
herşeyi yaparım 20
herşey yolunda mı 236
herşey iyi olacak 43
herşeyi 155
herşey tamam 39
herşey yolunda 454
herşey bitti 79
herşey için teşekkürler 44
herşey iyi 21
herşeyi yaparım 20