Hissediyorum translate English
37,064 parallel translation
Sadece her zaman onlar tarafından anlaşıldığımı hissediyorum.
I just always have felt understood by them.
Bazen insanlar dinlemiyormuş gibi hissediyorum.
You know, sometimes I feel like people aren't even listening.
Kendimi berbat hissediyorum.
I feel awful.
Hiç sanmadigim kadar büyük bir sey basardigimi hissediyorum.
I feel like I've achieved something bigger than what I ever thought I could achieve.
Flora'nın yaşam enerjisini hissediyorum ve çok kuvvetli.
I feel Flora's life force, and I feel it strongly.
Onunla beraber benim bir parçam da ölmüş gibi hissediyorum!
I feel like part of me has died with her!
Şimdi patlama sırasında ölürsem, göz kürelerimin kurtulacağını bildiğim için daha iyi hissediyorum.
I feel so much better knowing that if I die in a fiery explosion, my eyeballs will survive.
Kendimi kötü hissediyorum.
I feel sick.
Yüzünü hayal edemiyorum ama ona her şeyi anlatabilirim gibi hissediyorum.
I can't picture his face, but I feel like I could tell him anything.
Ve suçlu hissediyorum.
And guilty.
Kötü hissediyorum.
I feel bad.
Ben de kötü hissediyorum.
Well, I feel bad, too.
Ve, şey aslında, ben de 9'a yaklaşmışım gibi hissediyorum, Jack.
And, the thing is, i feel like I'm there, Jack.
Ama nedendir bilinmez, son zamanlarda iyi hissediyorum.
But for some reason, i don't feel so bad lately.
Şimdi kendimi kaltak gibi hissediyorum.
Well, now I feel like a bitch.
Beni anladığını hissediyorum, değil mi, Mr. Hyde?
I have a feeling you understand me, don't you, Mr. Hyde?
Garip, gerçeküstü bir filmin içindeymişim gibi hissediyorum.
I feel like I'm in some weird, surreal movie.
Ağabeyine mesaj göndermem gerekliymiş gibi hissediyorum.
I feel like I should send a text to her brother.
Neredeyse suçlu hissediyorum.
I almost feel guilty.
Zor olacak gibi hissediyorum.
I sense there's an "or" coming.
Bazen cehenneme gidip geri gelmişim gibi hissediyorum.
Sometimes I feel like i've been to hell and back.
Bir şey hissediyorum.
I'm feeling something.
Bak, bir şey söylemem lazım, şöyle bir şey Tanrım, gülünç hissediyorum.
Look, I need to say something, and it's something that... God, I feel ridiculous.
Tabii ki sorumlu hissediyorum.
Of course I feel responsible.
Ben de öyle hissediyorum.
I feel the same way.
Aptal gibi hissediyorum.
I feel stupid.
- Şu an hoş bir baş dönmesi hissediyorum.
Right now it's a very pleasant spinning sensation.
Ve bazen söylemem gereken hisleri hissediyorum. Kapa çeneni!
And sometimes I feel I should say, Shut up!
Bir hindistancevizi kırmak gibi hissediyorum Herkesin kafasına.
I feel like breaking a coconut on everyone's head.
Ben önemli hissediyorum.
I feel important.
Kendimi saygılı hissediyorum.
I feel respected.
Hissediyorum..
I feel..
Mutlu ve güvende hissediyorum.
I feel happy and safe.
Güvende hissediyorum ama..
I feel safe but..
Kendimi özgür hissediyorum, kendim gibi hissediyorum.
I feel free, I feel like myself.
Şimdi de T-ball oynuyormuş gibi hissediyorum.
And now I'm fielding like I'm playing T-ball.
Son zamanlarda sadece var olduğum için bile açıklama yapmış olduğumu hissediyorum.
It seems like I'm sort of making a statement just by existing lately, so, right.
Senin yanında kendimi rahat hissediyorum.
I feel totally comfortable around you.
Oh, Lois, biraz daha iyi hissediyorum.
Oh, Lois, I feel a little better.
Cicero'nun bir sözünü söylemek zorunda hissediyorum...
I do feel compelled to say something Cicero once said...
Eski usul giyiniyormuş gibi hissediyorum, hikayesi olan.
It's, like... I feel like vintage clothing really has, like, a story to tell.
- Senin ve Nancy'nin aranızdaki bağ şeyini kuramamış gibi hissediyorum.
- Well, I'm feeling like maybe things aren't gonna work out for you and Nancy.
Bak, açık olacağım, Zorn için üzgün hissediyorum.
Look, honestly, I just feel sorry for Zorn.
Kötü hissediyorum.
Something's wrong.
Gidelim. - Tanrım, çok saçma hissediyorum.
Let's go.
Yüzüm yerine karnıma tekme yemişim gibi hissediyorum şimdi.
Any better? Now I just feel like I got kicked in the gut instead of the face.
Sana her zaman biraz kızgın olacakmışım gibi hissediyorum.
I get the feeling I'm always gonna be a little mad at you.
Evet, ben de öyle hissediyorum.
Yeah, I get that feeling too.
Sanki çocukmuşum gibi hissediyorum.
And I feel like a kid again.
İyi hissediyorum.
I feel okay.
Ama buymuş gibi hissediyorum.
But I feel like this is it.