Ihtiyacım olan translate English
9,942 parallel translation
Bağırsakları, derisi apandisi falan, ihtiyacım olan her şey mevcut.
It's got, like, guts and skin and appendix... every-everything I need.
- Tek ihtiyacım olan bu.
- This is the only help I need right here.
Çünkü ihtiyacım olan her şeye zaten sahibim.
Because everything I need, I already have.
Bu tam olarak ihtiyacım olan şey.
That is exactly what I need.
Sonunda ihtiyacım olan pozlamayı al, anlıyor musun?
Get the exposure that I finally need, you know?
Bütün ihtiyacım olan, ondan Bayan Peregrine'in döngüsünün yerini öğrenmek için birkaç dakikaydı.
All I needed was a few minutes to get the location of Miss. Peregrine's loop from him.
Ihtiyacım olan her şeyime sahibim, hepsi de özgür olmaya ihtiyacım var
♪ I got all I need, all I need to be free
Ihtiyacım olan tek şey var, tek ihtiyacım olan şey var
♪ I got all I need, all I need
- Tek ihtiyacım olan...
All I need is...
Tamam, ihtiyacım olan herşeye sahibim.
Okay, I've got everything I need.
Joe bu akşam ihtiyacım olan parçayla geri geldi.
Joe was back this evening with the part we need.
Bu işe bir son vermek için ihtiyacım olan şeyi almaya.
- To get the edge I need to end this.
Sana ihtiyacım olan şeyleri söyleyeyim.
Let me tell you what I need.
Hayır, ihtiyacı olan kimseyi tanımıyorum.
No, I don't know anyone in need.
İhtiyacım olan tek hediye tüm gece boyunca kilisede oturup sırtımı ağrıtmamaktı.
Not wrecking my back sitting in those pews all night is the only present I need.
Çünkü şu anda evde yardımımıza ihtiyacı olan bir adam var.
- Are you finished? - Yeah. 'Cause there's a man up in that house that needs our help right now.
İhtiyacım olan şey bir iş.
What I need is a job.
İhtiyacımız olan şey, yeni bir para birimi.
What we need is a new currency.
İhtiyacımız olanı aldık.
We have everything we need now.
Bana tam ihtiyacım olanı veriyorsun.
You idiot.
İhtiyacım olan şey renktir.
What I don't need is color.
Senin ihtiyacımız olan şey olduğunu düşünüyor gibi görünüyor.
He seems to think you're what we need.
İhtiyacımız olan her şey var.
It has everything we need.
Adamda ruh, öfke, ruhsal enerji ve sporun ihtiyacı olan azim var. O yüzden buradayım.
He's got the soul, the rage, the mental energy and determination the sport needs, and that's why I'm here.
Tasarım, taslak proje koordinasyonu, program işlemesi, ihtiyacın olan her konuda.
Design and drafting and project coordination, cad rendering, whatever you need.
İhtiyacım olan şeylerin bir listesini buluyorum Burası uç-top almak için.
I have a whole list of things that I need to get this place tip-top.
Muhtemelen ihtiyacımız olan bilgiyi ondan alıp kurtlara yem edeceğimizden endişelenmiştir.
Probably worried we'll get the information we need out of him and feed him back to the wolves.
Hayır. Bize zaten ihtiyacımız olan şeyi gösterdin.
No, you've already shown us what we needed to see.
Her neyse, eğer bize ihtiyacımız olan bilgiyi vermezsen.
So anyway, if you do not give us the information we need.
Tanrılar bize ihtiyacımız olan her şeyi verdi.
The gods give us everything we need. Yes.
- İhtiyacım olanı aldım.
- I got what I needed.
Ve bu kırıntılarla dolu bu demetle, Tam da ihtiyacımız olan şey budur.
And with this bunch of broke dicks, that's exactly what we need.
Konuşmanızda "İhtiyacı olan herkes için ışığı canlı tutuyorum." dediğiniz kısmı beğendim.
I'm glad what he said about the light is there for those in need.
İhtiyacın olan tüm yardım burada.
All the help you need's right here.
Evet, bununla ihtiyacımız olanı alırız.
Yeah, that should get us what we need.
Bütün ihtiyacımız olan şey bir ateşleyici.
All we need now is a detonator.
Bana olan her şeye ihtiyacım var.
I need everything he's got on me.
İhtiyacım olan şey tam olarak bu.
This is exactly what I need.
İhtiyacımız olan nerede?
Got what we need?
Nasıl oluyor da ona en çok ihtiyacımız olan zamanda böyle kolayca ortadan kaybolabildi?
"How could he simply have disappeared at a time when we, as a nation, need him more than ever?"
Ancak bununla birlikte ihtiyacınız olan her şeyle içeri girmenizi sağlayacağım.
But having said that,
İhtiyacım olanı verin ben de gideyim.
Give me what I need and I'll get outta here.
Araca ihtiyacı olan var mı?
Anybody need a ride?
İhtiyacımız olan bu.
That's what we need.
- Evet öyle, tamamiyle katılıyorum. Artık, Frederica'nın ihtiyacı olan öğrenimi kolayca alabileceği Londra'da yaşıyorum.
- Yes, it is, I entirely agree, but now I'm in London, where the instruction Frederica needs can so readily be found.
İhtiyacımız olanı alır yaparız.
We'll get the supplies we need, and we'll do it.
İhtiyacım olan tek şey bu.
That's all I need.
Henry'nin geldiği gecelere ait olan güvenlik kayıtlarına ihtiyacımız olacak.
I'm gonna need surveillance tape on the nights Henry visited.
- Tek ihtiyacımız olan şey 1 tane bebek telsizi.
All we need is one baby monitor.
Bu ihtiyacımız olan son şey. Başkan zaten şehir savaşının tam ortasında.
That's the last thing we need, the President in the middle of an urban battle.
Aspirine ihtiyacı olan benim asıl.
I'm the one who needs aspirin.