Ihtiyacım yok translate English
15,915 parallel translation
Benim o şeye ihtiyacım yok.
I don't need that.
- Affedersiniz ama kutsal kitap alıntılarının bir polis katili tarafından yüzüme çarpılmasına ihtiyacım yok.
- The burden is far... " - Excuse me, but I don't need scripture thrown in my face by a cop killer.
Çılgın olan şey, işe bile ihtiyacım yok.
What's crazy is, I don't even need the job.
Beni bir şey yapmana ihtiyacım yok.
I don't need you to make me anything.
Büyünün ne olduğunun ya da olmadığının öğretilmesine ihtiyacım yok.
I don't need to be taught what magic is or isn't.
Kanıta ihtiyacım yok.
I don't need no evidence.
Yardımına ihtiyacım yok, ne yaptığımı biliyorum.
Look, I don't need your help, I know what I'm doing.
Eldivene ihtiyacım yok, tamamen güvenli.
I don't need gloves, it's totally safe.
Sana ihtiyacım yok tamam mı?
I don't need you, OK?
Rolloya ihtiyacım yok.
I do not need Rollo.
Buna ihtiyacım yok.
I don't need this.
Umuta ihtiyacım yok.
I don't need hope.
Bunun için size ihtiyacım yok.
I don't need you to do it for me.
Bunun olmasına izin vermiyorum ve kimsenin benim sorumluluklarımı yüklenmesine ihtiyacım yok.
I'm not gonna let that happen, and I don't need anyone looking over my shoulder.
Annemim şu öksürükle ilgilenmesini ister misin? Afrika ilaçlarına ihtiyacım yok.
Want my mama to look at that cough?
- Yardıma ihtiyacım yok.
Don't need no help.
Şeritlere ihtiyacım yok.
I don't need stripes.
Grup terapisine ihtiyacım yok.
I don't need group therapy.
Benim işe ihtiyacım yok ki, işim var zaten.
I don't need a job. I have one.
Evde olmaya ihtiyacım yok.
Time at home is not what I need.
Soktuğumun Keys'ine gitmeye de ihtiyacım yok.
And the fucking Keys are not what I need.
Polise ihtiyacım yok.
I don't need no police.
Zihin sağlığı uzmanına ihtiyacım yok.
I don't need a mental health professional.
Erişime ihtiyacım yok.
I don't need access.
Kitaba falan ihtiyacım yok.
I don't need a book.
Sadakana ihtiyacım yok.
I don't need your charity.
Sizin izninize ihtiyacım yok.
I don't need your permission.
Teste ihtiyacım yok.
I don't need a test.
Onun fikirlerine ihtiyacım yok.
I don't need his attitude.
- İyiliğe ihtiyacım yok benim.
- I don't need any favors.
- Müsaadeye ihtiyacımız yok ki.
Let's just go in. We don't need permission.
Bir tutuklama yapana kadar, dikkatimizi dağıtacak ki buna ihtiyacımız yok.
Until we have an arrest, he is a distraction that we don't need.
Evet, sana ihtiyacımız yok, GöbekliBomba!
- Yeah, we don't need you, Bellybomb!
Şaraba ihtiyacımız yok.
Mm-mm. We don't need wine.
Yemek için ona ihtiyacım yok mu?
Don't I need that to eat?
Ona ihtiyacımız yok!
- Don't matter. - We don't need that!
Ona ihtiyacımız yok.
We don't need that! We got this!
Quinlan ortada yok ve Efendi'yi kutuya hapsetmek için ona ihtiyacımız var.
Quinlan's gone missing, and we need him to force the Master into it.
Ama Büro'ya götürecek kanıta ihtiyacım olduğunu biliyorsun. Elinde de hiç plan yok.
But you know I need evidence to take to the Bureau, and you never got any.
Laboratuvarda ona ihtiyacımız yok.
We don't need him at the lab.
Tüm çocuk katil rutinine ihtiyacımız yok.
We don't need the whole child-killer routine.
Kelimelere ihtiyacımız yok.
We don't need words.
Evet, çevremizi genişletmeye kesinlikle ihtiyacımız yok.
Yeah, we don't absolutely need to widen the circle right now.
- İhtiyacımız yok.
We have no need.
Bu tesiste bunlarla ilgilenebilecek uygun alanımız ve personelimiz yok bu yüzden yardımına ihtiyacımız var.
We don't have sufficient facilities or personnel here to deal with them properly, so we need your help.
Baker, buna ihtiyacımız yok.
Baker, we don't need that.
Yüzbaşı Scott'la konuşmak için hatta ihtiyacım var. İnsanlar birbirine yok yakın dolaşıyorlar, aralarından biri bile hasta olsa virüs anında yayıIır.
I need a line to Captain Scott... his people are gathering close together, and any of them are infected, the virus will spread like wildfire.
- Dikkat dağınıklığına ihtiyacımız yok.
- We don't need distractions.
Yetkiye ihtiyacımız yok.
We need no authority.
Hazır yeri gelmişken, yardımına da ihtiyacımız yok.
We don't need your cooperation.
Diğerlerine artık ihtiyacımız yok.
We don't need other people.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65