English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ I ] / Iki tane al

Iki tane al translate English

371 parallel translation
Dağıtan iki tane alıyor.
Dealer takes two.
Bunlardan bir iki tane al.
Better have a couple of these.
Ben de iki tane alıyorum.
Take two.
Bu gece bunlardan iki tane al.
Take two of these tonight.
- Sen de yatmadan bunlardan iki tane al. Gece deliksiz uyursun.
Take two of those before you go to bed, they'll put you out all night.
Sorun değil iki tane al
Nothing wrong, take two.
Bu haplardan iki tane alın, yarın bunların hepsini sakin bir şekilde konuşabiliriz.
Take two of these pills and tomorrow we can talk about all this calmly.
O niye iki tane alıyor?
Why does she get two?
Eğer bundan iki tane alırsan neşeli biri oluyorsun.
If you take two, you become hilarious.
Her cinsel ilişkide bunlardan iki tane alın.
Just take two of these each time you have sexual relations.
Devam et, iki tane al.
GO AHEAD. HAVE TWO.
Şimdi gemiye binmek için acele edin ve denizdeki, gökyüzündeki ve yeryüzündeki tüm canlılardan iki tane alıp doldurun.
Hurry now to the ark and fill it with two each of the creatures of land, sea and air.
Bana iki tane alır mısın?
Would you go get me two?
- Bir diş kaybet, iki tane al.
- Lose a tooth, you get two free.
Balayımız için yarın Honolulu'ya gemiyle gideceğiz. İki tane bilet al.
"We'll sail for Honolulu tomorrow on our honey-moon - get two tickets."
- İki tane alırız.
- We'll buy you two of them.
İki tane al. Sana zaarrı olmaz.
Take them anyway.
Yemekten önce bir iki tane içmeye alışık.
He's used to a shot or two before dinner.
İki tane glayöl al, çiçekleri dikkatlice kes, bir de aşk merdiveni.
Take two gladioli. The short right.
Daisy, iki tane çörek alıyorum.
Daisy, I'm taking two doughnuts.
Yo, yo. İki tane al.
No, no, no.
İki tane alın efendim.
Take a couple, sir.
Her altı saatte bir iki tane al.
Take two every six hours.
Sarıyı alın, maviyi alın, ikisini de alın, iki tane var.
Buy the yellow, buy the blue, buy them both, there's two.
İkisini de alın, iki tane var!
Buy them both, there are two!
Öyleyse, iki tane pasta alıp size geliriz. Deniz fenerinde görüşmek üzere!
Then we'll come with two cakes for desert.
- Onlara iki ya da üç tane çiftlik al.
- Buy them two or three ranches.
Al sana iki tane daha.
Here's two more.
İki tane El Garcia al.
Get us a couple of El Garcia's.
İki tane al.
There's two of them.
İki tane alırsınız.
Take two.
Bir fiyatına iki tane. " Muhteşem alışveriş.
Two for the price of one.
Sana anlatmadım daha... iki tane daha çocuk alıyoruz.
I didn't tell you, that we're taking on two more children the twins of Mr. Moussa, the street-cleaners.
İki tane al.
Take two.
İki tane broşür al.
Got it down to two syllables.
Kendine iki tane meze alıp, misafirlere bir tane veriyorsun.
Two hors d'oeuvres for you and one for the guests?
İki tane al.
Here, have two.
Bir tanesini alabilirdim ama düşündüm ki yalnız hissedecekler. Birini alıyorsam neden iki tane olmasın?
I was gonna only take one, but then I figured they'd get lonely and if you have one, you might as well have two.
İki tane alır mısın?
- Pick up 2, will you?
İki tane alıyoruz.
WE'LL TAKE TWO.
— Al, iki tane.
- Here's two.
İki tane al oğlum.
Shit, take two, man.
Benim iki gömleğimi de alırsan dört tane gömleğin olur.
You can have two of my shirts. Then you will have four.
İki tane al bir ödeydi, dostum.
Was a two-for-one sale, pal.
İki tane al biri de küçük hanım için.
Good. Take two, one for the little lady.
İki tane alıyorum.
I take two.
İki tane canlı örümcek alıp saklayacağız.
We'll take two back alive and preserve two.
Eğil ve iki tane büyük taş al.
Bend down and pick up two big stones.
Alın bakalım hanımlar, iki tane daha Puss'n'Boots.
Here you go, ladies, two more Puss'n'Boots.
İki tane al!
Take two!
Al işte. Hadi gidelim. Bir tane için iki.
Let's go 2 for'I is a good deal.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]