Iki tane daha translate English
1,070 parallel translation
Dört güverteyi tırmandık, iki tane daha kaldı.
We've climbed four decks, two more to go.
Sonraki gün için iki tane daha tribün bileti.
But for two more grandstands on the following day
Majeste, iki tane daha getirmişsiniz.
Sire, you bring me two more.
Lütfen, iki tane daha!
Two more, please.
- Onun atı ve iki tane daha.
- His and two more.
Günün yemeğinden iki tane daha.
Two more specials.
Hancock, iki tane daha....
MACKENZIE : Hancock, here are another...
Ona iki tane daha vermem gerekir.
I'd have to give him two more.
Kuzey limanında iki tane daha var.
Two others work at the North Port.
Sana anlatmadım daha... iki tane daha çocuk alıyoruz.
I didn't tell you, that we're taking on two more children the twins of Mr. Moussa, the street-cleaners.
Oğlunuzdan küçük iki tane daha çocuğunuz varmış.
He has a sister and brother.
Kırmızı Göz'e benzeyen iki tane daha bulduk.
We found two others like Red Eye - destroyed.
Şurada iki merdiven var ve orkestraya doğru gelen iki tane daha.
Two staircases come down here... and two more come back into the orchestra.
Brian, iki tane daha.
Brian, two more.
Sonra geri çekildi ve iki tane daha sikti!
Then he backed off, jacked off, and fucked the other two!
Biraz sonra iki tane daha geçecek.
There'll be two more.
Bu şeylerin insanı biraz sersemlettiğini söylüyorlar ama Chicago üzerindeyken sana iki tane daha içmemeni söylemiştim.
Well, they say these things make you drowsy... but I told you not to take two more over Chicago.
Derebeyim, sektörde iki tane daha davetsiz misafir var. 1-6.
Overlord, two more intruders in the sector 1-6.
Orada iki tane daha parçalanmış motor var.
There's two more wrecked speeders back there.
Bu, ve bu... iki tane daha.
This one. This one. Two more.
Bunun gibi iki tane daha bulabilir misin? ve benimle yarın öğlen Mulholland yolunda buluşabilir misin?
Can you find two more like that... and meet me at the Mulholland cut-off at noon tomorrow?
Bunlardan bize iki tane daha gerekiyor.
We'll need two more of these.
İki tane daha.
Two more,
İki tane daha lazım.
I need two more.
İki tane daha, Kate.
Two more, Kate.
İki tane daha var Bay Benedict.
Two more here, seòor Benedict.
Alt tarafı iki tane düğme karıştırdık, ne oldu yani? Daha ne olsun?
What uproarious people you are, I've just played with two buttons, so what?
On iki tane çalıntı araba, üç soygun, sekiz silahlı saldırı ve saat daha sekiz bile değil.
Twelve stolen cars, three burglaries, eight aggravated assaults. And it's not even 8 : 00.
Hastanede sürekli ziyaret ettiğim iki arkadaşım daha var ve birkaç tane de vaftiz töreni beni bekliyor.
I have two other friends in the hospital whom I visit regularly and, uh, been to a couple of christenings.
İki tane daha getirdiler.
He's brought two more.
Evet, öyle, şimdi çelikten bir tane var ve eskisinden iki kat daha güçlü.
Yeah, well, now I've got one made of steel and twice as strong as before.
İki tane daha var.
There's still two more of them out there!
İki tane daha gelecek. Tabii görüşme tatmin edici şekilde yürürse.
Two others will come if the interview should prove satisfactory.
İki tane daha olmalı Wilbur.
There should be two more, Wilbur.
İki tane anne daha iyi olabilir.
Two mothers are fine.
İki uzun çöp dışında bir tane daha var mıydı?
One long match out of the two long ones?
Ben daha hiç bulamadım, hem de bir seferde iki tane!
I never found anything like that, two at once!
- İki tane daha geçirdim.
- And since then?
İki tane daha ve 20 üstünden 20 olacak!
Two more and I'm 20 for 20!
İki tane daha, lütfen.
We would like two more, please.
İki tane daha bozukluğun var mı?
Have you got another two coins, Mr Abrahams?
İki tane daha 25'liğe ne dersin?
How about two more 25s?
İki tane daha.
A couple more.
- İki tane daha var.
Careful. - There's two more to come.
Daha bugün iki tane "Star Parade" teslim ettim.
Today I delivered two copies of Star Parade magazine.
İki tane tek masadansa, bu daha karmaşık görünüyor.
Makes more sense than cluttering up the place with two single ones.
İki tane daha kola.
Two more Cokes.
İki tane daha kola
Two more Cokes.
Bir damla, bir damla daha büyük bir damla yapar, iki tane değil.
One drop plus one drop makes a bigger drop, not two
Ve daha sonra iki tane.
And then there were two.
Aşık olunca daha güçlü hissediyorum, şişmanlıyorum, iki tane kadar büyüyorum...
When I'm in love I feel stronger, get fatter, become twice as big
iki tane 162
iki tane var 26
iki tane al 16
iki tane olsun 20
daha 281
daha önce hiç böyle hissetmemiştim 22
daha sonra 654
daha fazla 180
daha neler 80
daha iyi olur 49
iki tane var 26
iki tane al 16
iki tane olsun 20
daha 281
daha önce hiç böyle hissetmemiştim 22
daha sonra 654
daha fazla 180
daha neler 80
daha iyi olur 49
daha iyi 561
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyiyim 141
daha iyi olacak 29
daha iyi misin 168
daha sonra gel 18
daha yeni geldim 61
daha iyisin 19
daha iyi misiniz 18
daha sonra da 30
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyiyim 141
daha iyi olacak 29
daha iyi misin 168
daha sonra gel 18
daha yeni geldim 61
daha iyisin 19
daha iyi misiniz 18
daha sonra da 30