English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ I ] / Inanırım

Inanırım translate English

4,943 parallel translation
Görünce inanırım.
I'll believe that when I see it.
İnsanlara inanırım.
I believe in people.
Hadi ya, inanırım.
Holy shirt, I believe it.
Ben bilimsel sorgunun meydana getirdiği ışığa inanırım.
I believe in the light of scientific inquiry.
Hayatın sihrine inanırım.
I just--I believe in the everyday magic of life.
Ben de insanlara inanırım.
I believe in people, too.
Yok, inanırım.
No, I-I get that.
Kanunun uygulanmasına inanırım, Gibbs.
I believe in upholding the law, Gibbs.
Tabii ki de inanırım.
Of course I would.
Bazen inanırım.
Sometimes I do.
Karmaya inanırım.
I believe in karma.
Ben demokrasiye inanırım.
I believe in democracy.
Mona'nın adam öldürdüğüne inanırım.
Well, I totally believe Mona could have done it.
Tanrı'nın bağışlayacağına inanırım.
I believe more in forgiveness.
Ancak gerçekleştiği zaman inanırım buna.
I'll believe that when it happens.
Lacey bana daha önce hiç yalan söylemedin bu yüzden Sean'la aramda bir şey yok diyorsan sana inanırım.
Lacey, you've never lied to me before, so if you tell me there's nothing going on with you and Sean, I will believe you.
Ben gördüğümde inanırım.
I'll believe it when I see it.
Ben görünüşün çok aldatıcı olabileceğine inanırım.
I'm a believer that appearances can be quite deceptive. Precisely.
Merhamete inanırım, şerif.
I believe in mercy, sheriff.
Ben inanırım.
Well, I do.
Belirli şeylerin yıldızlara yazıldığına inanırım.
I believe certain things are written in the stars.
Hayır inan ya da inanma, bu işte seninleyim.
Oh, believe it or not, I'm right there with you.
Ama gerçekten, Başkan Teddy Conrad bu şehrin sorunlarının, herkesin yardımıyla çözüleceğine inanır.
But seriously, mayor Teddy Conrad believes that this city's challenges require an all-hands-on-deck approach.
"Sonsuza kadar mutlu yaşadılar" teranesine inanır mısın?
Do you believe in "happily ever after"?
Bana "ağır çekim" e inanıp inanmadığımı sormuştun, hatırladın mı?
Remember when you asked me if I believe in "slow mo"?
İnanırım. Tıbbi kararlarla polis kararları arasında fark vardır.
Big difference between medical decisions and police decisions.
Chester's Mill'i daha iyi şartlar altında tanımadığınız için üzüldüm. Ama inanın, bir yerde mahsur kalacaksanız, kalınacak yer burasıdır.
Well, I'm sorry you ladies aren't discovering Chester's Mill under better circumstances, but trust me, if you're gonna be stuck somewhere, this is the place to be.
Ona inanır mı?
Does she believe him?
- İster inan ister inanma sanırım az önce annemden mail aldım.
Believe it or not, I think I just got an email from my mom.
Masallara inanır mısın?
Do you believe in fairy tales?
İnanın bana, son seçimden sonra o mikrobu, vücuttan attım sanırım.
Believe me, I think I've gotten the bug out of my system after the last election.
Hüngür hüngür ağladı, inanır mısınız?
I gave old Dwayne the good news, no alimony.
Eğer hizmet dışı kaldı dersem, bana inanır mısınız?
Would you believe me if I said it was... out being serviced?
Eğer kendinin suçlu olduğuna inanıyorsan, öyle olduğuna diğer insanlarda inanacaktır. Viyana mı?
Vienna?
- Tanrı'ya inanır mısın?
Don't you believe in God?
Kadere inanır mısın?
Do you believe in destiny?
- Yaşamın kutsallığına inanır mısın, Karl?
- Do you believe in the sanctity of life, Karl?
Sence ben mucizelere inanır mıyım?
You think I believe in miracles?
Hayır, bir bağlantı bulamadım, sadece rüşvet vererek hile yaptığını düşündüm, inan bana.
No, no connections are needed there, Just a hefty bribe will do the trick, Believe me.
Eğer öyleyse inanır mısın?
Would you believe it if it was?
Hayaletlere inanır mısın?
Do you believe in ghosts?
İnanır mısın inanmaz mısın?
Do you or don't you?
"Hayaletlere inanır mısın?"
'Do you believe in ghosts?
Bütün BlueBell'i aradık ve dün gece kimse onu yanında biriyle görmemiş sanırım, elemanın gerçekten pişman olduğuna inanıp bu işi burada bitirmeliyiz. Torchy'e gitmedik.
Uh... well, we've been all over BlueBell, and no one saw her with anyone last night, so I guess we just trust that the guy really regrets what he did, and we just call it a day.
Cooperton'da ufak bir fırından iki tane inanılmaz lezzetli Cannoli almıştım.
I just happen to have picked up two incredibly delicious cannolis from this little bakery in Cooperton I heard about.
Hayır, ama inan 100 aldım.
No, but trust me, hundred.
Şu anda sana kimse inanır mı sanıyorsun?
Think anyone will believe you now?
Senkrona, şansa, kadere inanır mısınız?
( Sam ) You guys believe in synchronicity? You know, chance, fate?
İnan bana hazırım.
Believe me, I'm ready.
- Kirstie... Bizim birbirimize inanılmaz saygımız ve sevgimiz vardır.
- Hey, Kirstie, we have the utmost respect and love for one another.
- Kadere inanır mısın?
Do you believe in fate?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]