Iyi öyleyse translate English
1,455 parallel translation
- Evet. - İşler iyi öyleyse. - Öyle sanırım.
So business must be pretty good?
Öyleyse iyi geceler.
well, I'll say good night, then,
- İyi geceler öyleyse.
- I'll say good night,
İyi, öyleyse, gidip onları etkileyelim.
Well, then, let's go be impressive.
İyi. öyleyse biraz ağırlık kaldırmanı sağlayacağım.
Good. I'll let you do the heavy lifting, then.
İyi, öyleyse..
Well, then...
Öyleyse... iyi geceler.
Well... good night, then.
İyi öyleyse.
Well, good, then.
Öyleyse, dilerim Varşova'dakinden biraz daha iyi yer bulursun beni bilirsin, adamım.
So I'm hoping you'll get a little bit better theater than Warsaw because you know me, man.
öyleyse iyi yolculuklar colin.
Well, have a good trip back, Colin.
- İyi öyleyse.
- Sounds good.
İyi öyleyse.
It's good.
Öyleyse iyi şanslar.
Good luck, then.
İyi, peki öyleyse, salı günü görüşürüz.
Well, listen, I'll see you Tuesday.
İyi, hemen gidiyoruz öyleyse. O iki saati iyi hatırladığını umarım.
Well, you're only gonna fly it once I'm out, so... hope you remember your two hours well!
Peki, öyleyse iyi şanslar.
Well, then good luck.
Okul iyi görünüyor, öyleyse benimle yürü
The school looking good, so skip with me
Öyleyse, bu birkaç gün daha kalmamı konuşmak için, iyi bir zaman olabilir.
Uh, well, this might be a good time then to talk about me staying a few extra days.
Pekâlâ, öyleyse birbirimizi görmeyi bıraksak iyi olur.
Okay, then we'd better stop getting back together again.
Sen iyi bir herifsin Howard. - Öyleyse bana bunu neden yapıyorsun?
So why are you doing this to me?
İyi... öyleyse beraber yiyelim.
So, well... let's eat together.
Şirket dünyasına çok inancım var çünkü o hep orada olacak öyleyse ona inansan iyi olur çünkü inanmazsan iyi olmaz.
I have a lot of faith in the corporate world because it's always going to be there so you may as well have faith in it because if you don't then it's just not good.
İyi, öyleyse onları yakalamaya çalışalım.
Well, let's run to catch up with them.
İyi günler öyleyse.
Good day, then.
Öyleyse bu iyi birşey.
So that's a good thing.
Öyleyse o da Angel gibi iyi vampir mi?
So he's a good guy vampire like Angel?
Öyleyse bu iyi bir şey.
Oh, so that's good.
- Öyleyse sana iyi şanslar.
Well, good luck with that.
Öyleyse sana kalmadığı iyi olmuş.
Guess it was.. Good thing it wasn't up to you.
Öyleyse, bir an önce bir şeyler görsen iyi olur,'çünkü bir hata yaptığını görmek hiç hoşuma gitmez, önemli bir yeteneğini kaybetmek gibi.
Well, you better see something soon,'cause I'd hate for you to make a mistake, like missing an important prognostication.
Öyleyse aramaya başlasak iyi olur.
Then we better start looking.
- Onu diri diri gömmeyeceğiz. - İyi öyleyse.
We are not going to bury him alive.
Öyleyse babamla çok iyi anlaşırdın.
You would've gotten along very well with my father.
Öyleyse, onu korusan iyi edersin.
Then you better cover it.
Öyleyse tura devam etsek iyi olacak.
Then perhaps we had better continue the tour.
Öyleyse şirket politikasını uygulamaman senin için iyi olmuş.
Then it is good you do not subscribe to the company philosophy.
Öyleyse ben gitsem iyi olacak.
I better go then.
Pekala öyleyse ikimiz de ise basvururuz ve böylece iyi olan kazanir.
Okay. We'll just both go down there, apply and... may the best man win.
- Peki, öyleyse iyi geceler.
- Okay, then, good night. - No, wait.
Öyleyse Yüzbaşı iyi ki kumarbazsınız ve şansınıza güvenmeye yabancı değilsiniz.
It's lucky, then, Captain, that you're a gambling man... and no stranger to taking a chance.
Öyleyse, sanırım, | bunu iyi gizliyorum.
Well, I guess I'm good at hiding it, then.
Öyleyse 700.000 iyi para.
So, 700,000 is good money.
- Öyleyse bize daha iyi direktifler ver.
[laughing] What?
Öyleyse, birbirimizle o kadar sık görüşmememiz daha iyi olacak.
So we'd better not meet so often.
Öyleyse iyi uyu meleğim Sana öyle yakınım
So sleep well My angel l " m so close to you
İyi bir anneydi, çünkü benim annemdi. Doğru olduğunu biliyorum. Öyleyse sözünü geri al.
She was, because she was my mother, so I know it's true.
Öyleyse acele etseler iyi olur çünkü ben artık burada yaşamıyorum bile.
I'm sorry.
İyi şanslar öyleyse.
Well, good luck.
- İyi öyleyse, bitirelim şu işi.
Let's get it over!
İyi. Öyleyse yapacağımız şey bu.
Then that's what we'll do.
Öyleyse sanırım daha iyi bir sebep bulup yine gelmem gerekecek.
Then I guess I should think of a better one and get back to you.
öyleyse 1938
öyleyse sorun yok 16
öyleyse neden 38
öyleyse ne 59
öyleyse ne olmuş 16
öyleyse anlaştık 24
öyleyse sorun ne 20
öyleyse gidelim 26
öyleyse yap 21
öyleyse kim 21
öyleyse sorun yok 16
öyleyse neden 38
öyleyse ne 59
öyleyse ne olmuş 16
öyleyse anlaştık 24
öyleyse sorun ne 20
öyleyse gidelim 26
öyleyse yap 21
öyleyse kim 21
iyi o zaman 177
iyi olur 440
iyi ol 29
iyi olurdu 44
iyi olacak 228
iyi oldu 55
iyi o halde 26
iyi olacaksın 355
iyi olmuş 38
iyi oyundu 40
iyi olur 440
iyi ol 29
iyi olurdu 44
iyi olacak 228
iyi oldu 55
iyi o halde 26
iyi olacaksın 355
iyi olmuş 38
iyi oyundu 40