Kaybedersin translate English
1,851 parallel translation
Kanser tedavisinden söz etmiyorsan bu tartışmayı kaybedersin.
- you're gonna lose this argument. - Yeah. All right, fellas, promise me something.
Çünkü çekçekle gidersek kaybedersin.
BECAUSE IF WE HAVE TO TAKE RICKSHAWS, YOU'LL LOSE.
Eğer Odessa'dakiler, asi bir adamın olduğunu öğrenirse her şeyi kaybedersin.
If anyone in odessa learns you have a maverick you lose everything.
Tereddüt edersen kaybedersin.
If you hesitate, you lose.
Oyundan kaçarsan, kaybedersin.
- No, I... - Well, that's how it goes. - If you don't play the game, you forfeit.
Gülersen, kaybedersin.
If you laugh, you lose.
Bazen kaybedersin.
Well, you lose sometimes.
- Uyursan kaybedersin.
You snooze, you lose.
Ne zaman bir şey alsan, bir şeyini kaybedersin.
Whenever you get something, you lose something.
Ama unutma, yanlış cevap verirsen her şeyi aynen bu şekilde kaybedersin.
But remember, if you answer wrong you lose everything, just like this.
Eğer yanlış cevap verirsen her şeyini kaybedersin.
If you get the answer wrong, you lose everything.
Dan White'ı yine atarsan gay oylarını kaybedersin.
If you reappoint Dan White, you will lose the gay vote.
İyi madem, sen kaybedersin.
Fine then. Your loss.
Ve eğer bu ışığı kaybedersen... yolunu da kaybedersin Brooke Davis.
And if you've lost sight of that, you have lost your way, Brooke Davis.
Bana sırt çevirirsen, hepsini kaybedersin.
You turn your back on me, you throw it all away.
Sen kaybedersin.
You lose.
- Sen kaybedersin.
- Your loss.
- Cevap verme işte. Sürekli emre amade olursan tüm gizemini kaybedersin.
If you are always available to her, she may become bored.
Jean George'la yarışırsan kaybedersin.
The one time you race with Jean George you lose, huh?
Yaşlı adamlarla takılıp, rahatlamak sana iyi gelmemeli.. herşeyini kaybedersin
Want to go out with an old feel relaxed? Well let me ask you a favor to tell you... you will lose everything and not gain anything.
Ne kaybedersin?
What have you got to lose?
Eğer ara vermezsen, etkini kaybedersin.
If you don't take the pause, you'll lose the effect.
Birlikte terlersin, acı çekersin. Birlikte kazanır ve kaybedersin.
You sweat and hurt, and win and lose together.
sahip çıkman gereken bir kız var. ve biliyorsun, eğer randevularını görmezden gelmeye devam edersen arkadaşlarını kaybedersin..
You've got a girl to take care of. And you lose friends, you know, if you keep ignoring your appointments.
Evet, kaybedersin.
Yes, you will.
Sen kaybedersin.
Loser.
- Sen kaybedersin.
It's like razor blades.
Tetikte olmazsan kaybedersin.
You snooze, you lose.
Bazılarını kazanır bazılarını kaybedersin.
You win some, you lose some.
Kaybedersin, kaybedersin, büyük kazanıp hepsini telafi edersin.
You lose, you lose, and then you win big to make up for it.
Eğer senin yaşlı moruk öğrenirse 24'lük birayı kaybedersin.
Your old lady finds out, you'll be off the super slab for good.
Aksi takdirde kendini kaybedersin.
Otherwise you'll lose yourself.
Bir dahaki sefere hepsini kaybedersin.
Next time you lose the whole thing.
Bir gezegeni nasıl kaybedersin?
How do you lose a planet?
Bazen kazanır, bazen kaybedersin.
You win some, you lose some.
Sen kaybedersin.
You'll lose it.
Eğer yanlış bir hareket yaparsan, O hakkını da kaybedersin.
Make the wrong move, you lose that right.
Ne kaybedersin ki?
What do you have to lose?
Fakat neler olduğunu açıklayan bir rapor yayınlarlarsa ve seni reddederlerse, her şeyi kaybedersin.
But if they release a statement explaining what happened, then refuse to, you'll lose everything.
Bazen kazanır, bazen de kaybedersin.
You win some. You lose some.
Ona hemen dönmezsen onu kaybedersin.
If you don't go back to her now, you'll lose her.
Senin bacan düşerse, kaybedersin.
If your funnel falls, you lose.
Bu durumda, sen yarın kaybedersin.
In that sense, you loose tomorrow.
Kendin kaybedersin, ajan.
Your loss, G-man.
Bir kere yaşın geçti mi, şansını kaybedersin.
Once you're over the hill, that's it.
Bana bir daha dokunursan, ellerini kaybedersin.
You put your hand on me again, you're gonna lose it.
Bir dahakine,... hem ekibini hem de işini kaybedersin.
One more you lose the team, plus your job, if I can manage it.
Nasıl olur da, teçhizatını kaybedersin?
What's this about you losing your kevlar?
Siktiğimin şeyini ne kaybedersin ki?
Lose the fucking colors.
Kullan yoksa kaybedersin.
Use it or lose it.
Ya kazanırsın, ya kaybedersin.
Ahh, you either win or lose.
kaybettim 177
kaybettin 183
kaybettik 72
kaybetmek 19
kaybetti 30
kaybeden 20
kaybedeceksin 23
kaybedecek zaman yok 60
kaybedersem 24
kaybettiniz 25
kaybettin 183
kaybettik 72
kaybetmek 19
kaybetti 30
kaybeden 20
kaybedeceksin 23
kaybedecek zaman yok 60
kaybedersem 24
kaybettiniz 25