Kendimi suçluyorum translate English
244 parallel translation
Sadece kendimi suçluyorum.
Only me.
Kendimi suçluyorum.
And I blame myself.
- Kendimi suçluyorum.
- I must blame myself severely.
Yardım edemediğim için kendimi suçluyorum. Belki herşey farklı olabilirdi.
I can't help blaming myself and wishing things had been different.
Ben kendimi suçluyorum.
I have myself to blame.
Burada kaldıkça kendimi suçluyorum.
But I stay on, tormenting myself.
Kendimi suçluyorum.
I blame myself.
Ben kendimi suçluyorum.
I do blame myself.
Büyük sessizliği bozduğum için kendimi suçluyorum.
I accuse myself of breaking the Grand Silence.
Rahibem hakkında merhametsiz düşüncelerim için kendimi suçluyorum.
I accuse myself of uncharitable thoughts about my sisters.
İki yemek arasında izinsiz su içtiğim için kendimi suçluyorum.
I accuse myself of having drunk a glass of water between meals without permission.
Alçak gönüllü olamadığım için kendimi suçluyorum.
I accuse myself of failing in modesty of the eyes.
Dünyevi isteklerim için kendimi suçluyorum.
I accuse myself of worldly desires.
Gereksiz konuştuğum için kendimi suçluyorum.
I accuse myself of having spoken without necessity.
Büyük sessizlik esnasında güldüğüm için kendimi suçluyorum.
I accuse myself of laughing during the Grand Silence.
kendimi suçluyorum...
I accuse myself....
Dalgınlığım için kendimi suçluyorum.
I accuse myself of daydreaming.
- kendimi suçluyorum...
- I accuse myself....
Cebrail ile tek başıma başa çıkabileceğimi düşünme gururum için kendimi suçluyorum.
I accuse myself also of pride in thinking I could handle the Archangel myself.
Zili çalıp yardım istemediğim için kendimi suçluyorum.
I accuse myself of using personal judgment in not ringing the bell for help.
Kahramanlık yapmaya çalıştığım için kendimi suçluyorum.
I accuse myself of a sense of heroism.
Kutsal Kural'a karşı tüm olası itaatsizlikler için... kendimi suçluyorum.
I have accused myself of almost every possible imperfection... against the Holy Rule.
Ve aptalığımdan dolayı kendimi suçluyorum.
And I have only my own stupidity to blame.
- Kendimi suçluyorum.
- I've been accused of it.
Sonny, kendimi suçluyorum.
I blame myself.
Kendimi suçluyorum, biliyor musunuz?
I blame myself, you know?
Evet Mösyö ve Madam Redfern, küçük oyununuzu daha önce... fark etmediğim için kendimi suçluyorum.
Yes, messieur and Madame Redfern... I blame myself for not having seen through your little charades earlier. But then, unfortunately, not even Hercule Poirot is perfect.
- Kendimi suçluyorum.
- I blame myself.
Şu suçlardan dolayı kendimi suçluyorum...
I accuse myself of the following crimes :
Ben kendi kendimi suçluyorum Kıtlık Yardımları Komitesi'nin başkanıyım ben.
- I'm blaming me. I was chairman of the Famine Aid Committee.
Oh, fakat kendimi suçluyorum, suçluyorum.
But I feel guilty, I did,
Hayır, kendimi suçluyorum, çünkü ben yeteri kadar sağlıklı değildim.
No, I blame myself because I just wasn't healthy enough.
Onun için insanlara güvenmek zordu ve bu yüzden kendimi suçluyorum.
It's been tough for her to trust people and I feel somewhat to blame for that.
Bu olaydan dolayı sadece kendimi suçluyorum.
And I place the responsibility for this directly on my own shoulders.
Seni değil, kendimi suçluyorum.
I'm not blaming you. I'm blaming me.
Sorunlarınız nedeniyle, kendimi suçluyorum, ama her şey değişecek.
I blame myself for the problems you have, but all of that is going to change.
Ve işin bu noktaya gelmesine izin verdiğim için kendimi suçluyorum.
I blame myself for letting it get to this point!
Aslında, kendimi suçluyorum.
The truth is, I blame myself.
Bunun için kendimi suçluyorum.
Oh, I blame myself for this.
Evet, kendimi suçluyorum.
Yes, I blame myself.
- Senin kadar kendimi de suçluyorum.
- I blame myself as much as you.
Kendimi suçluyorum ama bu evlilik değildi.
I blame myself, but it just wasn't a marriage.
Kendimi değil, seni suçluyorum.
I don't bloody blame myself, I blame you.
Kendimi kirli faaliyetler ile suçluyorum.
Since then I accuse myself of impure actions.
Kendimi, domuz etinde hile yapmakla suçluyorum.
I accuse myself of having trafficked with pork.
Kendimi her şeyden önce yalan söylemekten suçluyorum.
I confess to all that I have lied
Kendimi suçluyorum.
Well, officer Don, we're here to report a crime.
Bir anda fark ettim ki aslında küçük kızım beni bir kadın gibi öpüyordu. İşte kendimi burada suçluyorum.
From my scotch haze, it took me a second to realize that my daughter was kissing me like a woman.
Sagol ama ben anneme yalan soyledigim icin kendimi sucluyorum.
I-I will, thank you. I-I-I just... I feel bad about lying'to my mama.
Bu kadar kör olduğum için kendimi çok suçluyorum.
I could beat myself for having been such a blind fool.
- Kendimi suçluyorum.
Oh, I blame myself.
kendine iyi bak 816
kendi 44
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendi 44
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendim 56
kendinize dikkat edin 70
kendi kendime 91
kendini bırak 36
kendime 92
kendimi iyi hissetmiyorum 163
kendisini 27
kendisine 42
kendine bak 91
kendimizi 18
kendinize dikkat edin 70
kendi kendime 91
kendini bırak 36
kendime 92
kendimi iyi hissetmiyorum 163
kendisini 27
kendisine 42
kendine bak 91
kendimizi 18