English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ K ] / Kimse bilmez

Kimse bilmez translate English

635 parallel translation
- Dinle, kimse bilmez.
- Listen, nobody has to know.
" Kim olduğunu... kimse bilmez!
" Who he is - - nobody knows!
- Onu kimse bilmez?
! - Who doesn't know him?
Kimse bilmez bile.
Nobody will ever know.
Kimse bilmez.
No one knows.
- Bilmiyorum, kimse bilmez.
WHERE DOES HE LIVE? I DON'T KNOW.
Hatta başım ciddi dertte olduğunda, bunu kimse bilmez ama sana özel olarak söylüyorum, yiyecek ve içecek dışında her şeyi reddederim.
Indeed, when I'm in really great trouble... as anyone who knows me intimately will tell you... I refuse everything except food and drink.
Kimse bilmez ve ölü de anlatamaz
Nobody knows and the dead won't tell
Birinin ne kadar yalnız olabileceğini kimse bilmez.
Nobody knows how lonely someone can be.
Yeni bir dişli yerleştirirler ve bir saat içinde, senin çekip gittiğini kimse bilmez.
They'd slip in a new cog and within an hour, nobody would know you were gone.
Ve böyle yaptığı taktirde kimse bilmez, yakalanması olanaksız olursa, başarıya ulaşır.
And if he does it so nobody knows, if he can't possibly be caught, then he's got it made.
Bugün küçük hoş bir ev buldum, orada buluşabiliriz, kimse bilmez.
I found a lovely little house today where we can meet and nobody knows.
Bu günlerde kimse bilmez.
These days, who does?
- Hayır. - Zaten kimse bilmez.
Neither does anybody else.
Yüksek mahkemenin nasıl iş gördüğünü kimse bilmez.
What the prospects are of the will we just don't know.
Bizden başka kimse bilmez.
Nobody will know about this except us.
Yuvarlana, yuvarla gider, nerede durur kimse bilmez.
Round and round and round she goes, and where she stops nobody knows.
Bir etiket. Nasıl da gülünç hale gelebiliyorsun? Şey, Bay Jennings, sanırım, bir kadın hakkında her şeyi hiç kimse bilmez, siz bile.
Yes, well, we could debate that, but frankly, I think it would be a lot more productive if I got some tools and tried to get the engine started.
Bu adı nereden aldığını kimse bilmez.
Nobody knows where he got that name.
Burada hiç kimse bilmez.
Nobody here knows.
# Kimse bilmez, kimse bilmez #
# What tomorrow may bring #
Donanmada transitteysen yerini kimse bilmez.
When you're in transit in the Navy, nobody knows where you are.
Belki de şu anda Calogero'nun metresi, ama hiç kimse bilmez.
Maybe she's Calogero's mistress now, but no one knows for sure.
Köpekbalığının dişleri vardır herkes görsün diye gösterir oysa Macheath bıçak taşır kimse de bilmez nerededir.
The shark has teeth There they are for all to see But the knife that Macheath carries
Kimse geçmişimizi bilmez.
And no one will know our past.
Kapılar açılır, kapanır ve kimse sebebini bilmez.
Doors open and close, and no one knows why
Kayıpsam eğer, kimse öldüğümü bilmez.
If I'm missing, nobody will know I'm dead.
Ölmüşsem eğer, kimse kayıp olduğumu bilmez.
If I'm dead, nobody will know I'm missing.
Dışarıdaki kimse muhtemelen ne anlama geldiğini bilmez.
No one outside can possibly know what that means.
Ama aynı şekilde hiç kimse onun hakkında çok şey bilmez.
But nobody knows very much along those lines.
Çünkü Pete Backalis dahil kimse nerede yaşadığımı bilmez.
Because nobody knows where I live, not even Pete Backalis.
Sessizce çıkarız, kimse de bilmez.
We can get away quietly and no one will know.
Kimse kimin ne yaptığını bilmez.
Nobody knows who did just what.
Kimse sen ve beni bilmez. Sadece sahiplenir. Affedersiniz ben iyi değilim.
Nobody knows nothing of Sam or me, except unless...
Kimse tam olarak bilmez.
And why does it hold on? No one quite knows.
Ve kitaplardan öğrenemeyeceğiniz daha pek çok şey çünkü kimse bunları nasıl yazacağını bilmez.
And a lot of other things you can't get out of books because nobody knows how to write them down.
Hiç kimse neden pis işlere bulaştığını asla bilmez.
Nobody knows why he gets the dirty job.
Bu belgeler Washington'a gidene dek kimse bunu bilmez değil mi?
Until these papers get to Washington, no one really knows we've been detached.
Ama kimse bilmez ki :
But nobody knows :
- Kimse bilmez...
Nobody knows
Çoğu kimse Tugay'ın ilk görevinde tamamen imha edildiğini bilmez.
Not many people know the Brigade was annihilated on its very first mission.
Yeni pantolon al bana ve ayağım için ilaç getir... yaşIı Herbie buradan sıvışır gider, kimse ne olduğunu bilmez.
You get me some new pants and some medicine for my leg, and old Herbie will skip outta here and nobody will ever know I was here.
Hepimiz geçmişi biliriz, ve kimse geleceği bilmez.
We all know the past - and no one knows the future.
Çünkü kimse Rooks'un tipini bilmez.
Because we'll let you live, and Rooks won't.
Kimse niye bilmez.
Nobody knows why.
Kimse kimsenin nereye gelip nereye gittiğini bilmez.
Nobody knows where they come from and where they go.
üstelik, kimse nerede olduğunu... bilmez onun!
Besides, nobody knows his whereabouts! I know where he is.
Kimse nereden geldiğini bilmez ve bunun pek bir önemi yoktur.
Nobody knows where he came from and it don't seem to matter much.
Seni ölümüne döverler, ve hiç kimse, hiç birşey bilmez.
They'll beat you to death, and no one will know a thing.
Kimse nerde olduğunu bilmez... ama heran birini öldürebilir
No-one knows where he is... but everybody knows he can kill anyone
Kimse onun ve müritlerinin nereye gittiğini bilmez.
No one knows where he and his followers are heading.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]