Konusacağım translate English
8,485 parallel translation
Aileleriyle konuşacağım.
I'll talk to the parents.
- Sarah'yla konuşacağım.
- I'll talk to Sarah.
- Ayrıca Sarah'yla da konuşacağım.
- And then I... I will talk to Sarah.
Brun ile bunu konuşacağım.
I'll speak to Brun.
Annenle konuşacağım.
I will talk to Mom.
Bu yüzden açık konuşacağım Yüzbaşı.
So I will speak plain, Captain.
Gidip basına konuşacağım!
I'll go to the press!
Ronnie yine işleri batırırsa çocukları toplayıp Creekerlarla konuşacağım.
If Ronnie screws up again, I'm gonna get some of the boys over there and talk to the Creekers.
Neyse, eminim konuşacağınız şeyler vardır.
Anyway, I'm sure you two have a lot to talk about.
Orada sadece konuşacağız, tamam mı?
We'll just talk there, right?
Sen benim arkadaşımsın ve seni kardeşim gibi seviyorum bu yüzden de şimdi seninle gerçekleri konuşacağım.
You're my friend, and I love you like a brother, which is why I got to keep it real with you right now.
Yarın polise konuşacağımı söylemek için geldim.
I'm here to tell you that tomorrow I'll be talking to the police.
- Yok, ben de ne zaman konuşacağımızı merak ediyordum.
Not at all. I was wondering when we were gonna get a chance to talk.
- Sadece konuşacağım.
- Just gonna have a word with him.
Biliyorum ve kendisiyle bizzat konuşacağım.
I know, and I will talk to him personally.
Onlarla konuşacağım.
I'm gonna talk them down.
Nasıl flört ettiniz bunu konuşmak istiyorum ve konuşacağız da. Ama önce biraz çocukluğunda kalalım istiyorum. Senin hakkında daha fazla şey öğrenelim.
I want to talk about your courtship, I do, and we'll get there, but I want to hang back in your childhood for a bit, learn more about you.
Ama birkaç telefon açacağım ve eve geldiğimde Daniel'le konuşacağım.
But I'll make some calls, and [Sighs] talk to Daniel when I get home.
- Evet, labirent. Konuşacağımız Grubes denen adam var ya, buraları bildiğine emin misin?
Now this Grubes guy we're going to see... you sure he knows his way around?
- Konuşacağımız Grubes denen adam var ya... -... buraları bildiğine emin misin?
Now, this Grubes guy we're going to see... you sure
Ama artık etrafımda gerçek insanlar olduğundan onlarla nasıl konuşacağımı öğreniyorum.
But now that actual people are here, I... You know, I'm still trying to figure out how to talk to'em.
Onunla konuşacağım.
I'll talk to her, alright?
Ray'le konuşacağım birkaç şey daha var.
I need a couple of more minutes with Ray, anyway.
Hediye konusunu birlikte konuşacağımızı sanıyordum.
I thought we were going to talk about a present together.
Seninle gerçek bir insan gibi konuşacağım şimdi Alex.
I'm going to talk to you like a person now, Alex.
Norma eve gelince konuşacağım onunla. Caleb'in bende kaldığını söyleyeceğim.
I'm gonna talk to Norma when she gets home about Caleb being up at my place.
Tek konuşacağım kişi odur.
She's the only one I will talk to.
O yüzden açık konuşacağım.
So I'm gonna keep it 100 with you.
Yarın Kaleb'in annesiyle konuşacağım.
All right?
Annesiyle konuşacağım.
I'll go talk to his moms.
Alec, Carlos'la konuşacağım.
Alec, I'll talk to Carlos.
Carlos'la konuşacağım ve giriş iznimi iptal ettireceğim.
I'm contacting carlos And I am having my access revoked.
Korsak ve tanıklarla konuşacağız. Tamam mı?
Korsak and I are going to talk to the witnesses.
Bütün bunlar hakkında seninle nasıl konuşacağımı bilemedim.
Well, I didn't know how to talk to you about all that.
Havadan sudan mı konuşacağız?
[Shudders] Small talk.
- Ah götüm. - Başkomiser Holt'la konuşacağım.
I'm gonna go talk to Captain Holt.
Şimdilik sizinle konuşacağımız bir şey kalmadı, Bay Croft.
Yes. I've finished with you for the time being, Mr Croft.
- Henry söz veriyorum seninle konuşacağım...
- Henry, I promise you, I'm gonna talk to you, but I have to talk to Agent Bellamy.
Dışarı çıkıp onunla konuşacağım, siz içeride kalın.
I'm gonna go out there. I'll talk to him.
Onunla yalnız konuşacağım.
I'll talk to him myself.
- Ama şimdi onunla stokçuluk meselesi hakkında konuşacağım.
But now I got to talk to him about this hoarding.
Açık konuşacağım, Ajan Keen.
Let me be very clear, Agent Keen.
Yukarıda konuşacağım.
I'm gonna take this upstairs.
Hapishaneye gidip onunla konuşacağım.
I'll go to the jail and talk to her.
Hepinizle sonra konuşacağım.
So I'll talk to you all later.
Bugün sizinle ekranınızdan çıkarak konuşacağım.
Today, I shall be talking to you out of... The square window!
Gidip onunla konuşacağım.
I'm gonna just go... I'm gonna go talk to him, yeah.
- Köylü-Halk ile konuşacağım.
- I'll talk to the peasant-folk.
Ah, bilmenizi isterim ki, döndüğümde, Lisa konusunda Camille ile mutlaka konuşacağım.
I doubt she'll be much more help than I was. You never know.
Biliyorum, konuşacağım.
I know. I am. I will.
Yani Brooklyn Kamu Hakları Derneği fon toplantısında diğer adıyla Götlerin Odası onunla konuştuğumda daha çok kayak ve Atlantik Şehri hakkında konuşacağım.
- Yeah. So I will focus mainly on skiing and Atlantic city when I talk to him tonight at the fundraiser for The Association of Brooklyn Public Defenders, A.K.A. The Chamber of Asses.
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşmak istemiyor musun 16
konuşsana 113
konuş benimle 497
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşuyoruz 54
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşmak istemiyor musun 16
konuşsana 113
konuş benimle 497
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşuyoruz 54
konuşur 18
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16