English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ K ] / Konuşuyorlar

Konuşuyorlar translate English

1,753 parallel translation
İnsanlar senin hakkında kötü konuşuyorlar.
People say bad things about you.
Bu sersemler anormal hızlı konuşuyorlar.
They're talking fast.
Ee, ne konuşuyorlar?
So what are they saying?
Takım her toplandığında bana döner ve "senin hakkında konuşuyorlar." derdi.
No. Every time the team went into a huddle, he turned to me and said. "They're talking about you."
Yoksa konuşuyorlar mıydı?
Were they?
Çünkü çocuklu olunca böyle oluyor. Sürekli konuşmalarını dinleyemiyorsunuz. Ve sürekli konuşuyorlar.
If you're a parent, you just start making it because you can't listen to them all the time when they're talking because they're talking all the time.
Abuk sabuk konuşuyorlar. Kafamı bozuyorlar ondan sonra.
They talk crap, get on my nerves.
Biliyorum federal görevliler "T" harfini etrafta rahatça konuşuyorlar ama güvenin bana Chole tehlikeli biri değil.
Look, i know the feds like to throw the "t" word around willy-Nilly, But trust me... Chloe...
- Sence Rusça konuşuyorlar mıdır?
So... Do you think they speak Russian?
Farklı bir dilde konuşuyorlar!
Oh! They're speaking a different language!
Onun hakkında ne konuşuyorlar?
Do you know the guy who lives next door to me?
İşitilebilir düzeyin altında konuşuyorlar.
They're speaking below audible hearing levels.
Tezgahtarlar hep İbranice şeyler bağırarak, cep telefonlarıyla konuşuyorlar.
The clerks are always shouting in Hebrew on their cell phones.
- Benimle konuşuyorlar.
- They're talking to me.
- Benimle konuşuyorlar.
They're talking to me.
- Benimle konuşuyorlar.
Come back.
Konuşuyorlar mıymış?
And they spoke?
Size de öyle geliyor mu, bilmiyorum ama o kültürlü ilahiyat profesörleri birbirleriyle ve genel olarak entelektüellerle konuşurken bir türlü cemaatlerle de tamamen başka türlü konuşuyorlar. Mucizelerden bahsediyorlar ya da- - Cemaate konuşmuyorlar ki.
I mean, I donít know what you feel about that but one of the things that I feel is that the sophisticated professors of theology will say one thing to each other and to intellectuals generally but will say something totally different to a congregation.
Bence ne konuşuyorlar, biliyor musun?
You wanna know what I think they were talking about?
- Benim havuzumdan konuşuyorlar!
- They're talking about my pool!
Samy, acele et, Arapça konuşuyorlar.
Samy, quick, they're speaking Arabic.
Bazı hostesler konuşuyorlar.
Well, some of the stews have been talking.
Ve neden ölüler hep saçma sapan konuşuyorlar?
And how come dead people always talk such tedious drivel?
İnsanlar üzgün olduğum için arkamdan konuşuyorlar.
They just gogopeople off my back about being sad,
Kevin ve Justin şu an ne konuşuyorlar merak ediyorum.
I wonder what Kevin and Justin are talking about right now.
İnsanlar arkamdan konuşuyorlar.
They just got people off my back about being sad,
Biliyor musun izinlere onay verme ihtimalim üzerinde konuşuyorlar.
Do you know they are talking about the possibility of sanctions.
Şu anda dışarıda, detektif Crews ile bu konu hakkında konuşuyorlar.
That's what he's out there talking to Detective Crews about right now.
Ve sizin hakkınızda iyi konuşuyorlar, beyefendi.
And they speak well of you, sir.
Gün içerisinde olup biteni konuşuyorlar ve bazen insan, yaşlı bir çifti dinliyormuş gibi hissediyor sanki.
And they catch up on the day's events, and it really does sound like you're listening to an old married couple sometimes.
Silah diliyle konuşuyorlar... bunla beraber biz sanki farklı mıyız?
They're speaking with guns... that being said, are we really any different?
Shep, Yuri ve Sergei yeni ziyaretçileriyle konuşuyorlar.
Shep, Yuri, and Sergei are about to have company.
Hızlı konuşuyorlar.
They talk fast.
Babanla sürekli konuşuyorlar.
He talks to Papa all the time.
Jamaal ve babam mı konuşuyorlar?
Jamaal and Daddy have been talking?
Çünkü yüksek sesle konuşuyorlar ve ağızlarından önemli tek bir laf çıkmıyor.
Because they are loud, and nothing that comes out of them mouths is important.
Bazen o adamı arabayla gezdirirken ve o güzel, lüks restoranların yanından geçerken beyaz gençler de orada oluyorlar, önemli şeylerden konuşuyorlar, milyon dolarlık anlaşmalar yapıyorlar, biliyorum.
Sometimes when I'm driving that man around, and we passing them cool, fancy restaurants, and these white boys, these white boys they've just been there talking about things, important things, they closing million-dollar deals, I know they are.
Senin şu okuldaki saçmalığı konuşuyorlar hala
They're still talking about that stunt you pulled at school.
Neden pencereden konuşuyorlar?
Why are they talking through the window?
Yani, aslında birbirleriyle konuşuyorlar.
I mean, they're actually talking to each other.
Ne konuşuyorlar acaba? Merak ettim.
What they doing there.
Annem ve karın kardeşler. Sürekli konuşuyorlar.
Hello, my mom and your wife are sisters.
"Arnavutça konuşuyorlar."
They're speaking Albanian.
Hâlâ futboldan mı konuşuyorlar?
is it still football?
Çünkü gördüğüm kadarıyla bu dili konuşuyorlar.
Which, from what I can tell, is what they speaking down there.
Benimle konuşuyorlar eşyalar.
They speak to me... the objects.
Seninle konuşuyorlar mı?
They speak to you?
Hayvanları görüyoruz, Aslan, köpek ve domuz, Çoğu filmde insan gibi konuşuyorlar.
We've seen the animals, the lion, the dog and the pig, we've seen them in many movies talking like humans.
Ne konuşuyorlar?
What are they saying?
( Anadillerinde Konuşuyorlar )
.. to list and fight the foe today..... over the hills... and far away.
Sadece konuşuyorlar...
They're just talking about...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]