Kıskanmak mı translate English
114 parallel translation
- Ben, kıskanmak mı?
- Me, jealous?
Kıskanmak mı?
Envy me?
Kıskanmak mı?
Jealous? That's silly.
Kıskanmak mı?
Jealous?
- Kıskanmak mı, efendim?
- Jealous, my lord?
- Kuşları kıskanmak mı?
- Jealousy of the birds?
Kıskanmak mı?
Jealous? Of you?
Kıskanmak mı?
Envy?
Kıskanmak mı? Şaka mı bu?
Are you kiddin'?
Kıskanmak mı?
Envious?
- Kıskanmak mı?
- Jealous?
Max'ı kıskanmak mı?
Jealous of Max?
- Kıskanmak mı?
Of him? Poo!
Kıskanmak mı dedin?
Did you say jealous?
- Kıskanmak mı?
Jealous?
Onu kıskanmak mı?
Jealous of her?
Kıskanıyorsun. Kıskanmak mı?
You are jealous.
- Kıskanmak mı?
JEALOUS? !
- Sen beni kıskanıyor olmayasın? - Kıskanmak mı?
- Or you just might be a little jealous.
Kıskanmak mı?
- No!
Öldürecek kadar kıskanmak mı?
Jealous enough to kill?
Kıskanmak mı?
? Jealous?
Kıskanmak mı?
Jealous? What?
- Kıskanmak mı?
Oh, really?
Ne, kıskanmak mı?
What, jealous?
Kıskanmak mı?
Jealous...
- kıskanmak mı kıskançlık mı?
- Jealous or jealousy?
Kıskanmak mı, kıskanmak mı? Ne dedin sen?
jealo- - jealousy of ew--what?
Kıskanmak mı?
She's jealous?
Kıskanmak mı? Evet.
Jealous?
Kıskanmak mı?
Envy? !
Kıskanmak mı?
Aah! Jealous?
- Kıskanman hoşuma gidiyor. - Kıskanmak mı?
I like it when you get jealous.
- Ne? Kıskanmak mı?
- What? "Jealous"?
Kıskanmak mı? Mantıklı şeyler söyle.
I don't really care if people like us or not,
Kıskanmak mı?
- Jealous. - ( Lionel ) Ready or not, here I have to come. Good God.
Archie'yi kıskanmak mı?
Envious of Archie?
İtiraf et, kıskanıyorsun. Kıskanmak mı?
Admit it, you're jealous.
- Kıskanmak mı?
- You were jealous of Michael.
Kıskanmak mı!
Jealous!
Sanırım bir uçağı kıskanmak budalalık, ama ben böyleyim.
Seems silly to be jealous of an airplane, but I am.
- Kıskanmak mı? Niçin?
Envy me?
- Kıskanmak mı? Kimi kıskanıyor muşum? Kimi.
Are you suggesting we turn J.B.'s death into a game?
Kıskanmak mı Peg?
Jealous, Peg?
Fakat diğer yandan gözlerini açtığım ve kendini Phil'i kıskanmak zorunda hissettiren acı zincirlerini kırdığım için beni sevmişti.
But on the other hand... he loved me for opening his eyes and releasing him from the bitter chains of envy that bound him to Phil.
Kıskanmak mı?
- Jealous?
Artık seni kıskanmak zorunda kalmayacağım.
I don't have to ever envy you again
Sakın en ufak bir kıskançlık için de olmadığını söyleme. Kıskanmak mı?
Jealous of that bitch?
Kıskanmak için biraz geç kalmadın mı?
IT'S A LITTLE LATE TO BE JEALOUS, DON'T YOU THINK?
Yapacağım son şey kıskanmak olacaktır.
The last thing I am is jealous.
- Kıskanmak mı?
Of how bad it looks on you?