Merak ettim de translate English
690 parallel translation
- Merak ettim de... - Kır evim o semtte.
I wondered... my countryhouse is in that district.
- Hiç, merak ettim de.
- I just wondered if you could.
Git hadi, çok merak ettim de!
Go on, say I'm too curious!
Ben sadece... Merak ettim de.
- I mean, I just wondered.
- Merak ettim de...
- I was wondering why- -
Hâlâ aynı hâlde misin, merak ettim de.
I was just seeing if... if you were the same.
- Hayır, merak ettim de.
- No, I'm just curious.
Merak ettim de...
I was wondering...
Merak ettim de- -
I was just wondering...
Merak ettim de, bu şovda rol almayı mı düşünüyorsunuz?
Just so I'll know, are you thinking of joining the cast of this show?
Henry, merak ettim de, acaba biraz daha...
I wondered, Henry, if you could manage...
- Merak ettim de...
- I wonder...
Neden sorduğunuzu merak ettim de.
I'm not offended.
Merak ettim de eğer sen...
Wondered if you could...
Aradığım yer olup olmadığını merak ettim de.
I was wondering if it was the one.
Merak ettim de biraz daha oturup konuşabilir miyiz?
Old man, I wonder if I could stay and talk a little longer.
Merak ettim de, aceleniz yoksa, bir masaj alabilir miyim?
I wonder, if you're not in a hurry, could I get a massage?
Nereye gittiğinizi merak ettim de.
I was just wondering where you was going to go.
Merak ettim de.
I'm just checking in.
Nasıl bir evliliğiniz olduğunu merak ettim de.
- I was curious about your marital status.
nasıl tanıştığınızı merak ettim de.
I was wondering how you met.
Bütün bu saatleri senin kendi başına kurup kurmadığını merak ettim de.
I just wonder whether you wound all those clocks by yourself.
Merak ettim de, acaba biri mi verdi?
I wondered if someone had handed it in.
Merak ettim de... sormamın sakıncası yoksa... Avustralyalı olabilir misiniz acaba?
I was just wondering, are you in fact Australian at all, by any chance, may I ask?
Bu arada, merak ettim de... daha önce hiç Ritz salatası denemiş miydiniz? Ritz salatası mı?
And by the way, I wonder, have you by any chance tried a Ritz salad?
Değerli bir şey olup olmadığını merak ettim de.
I was wondering if it was worth anything.
- Yo, ben sadace merak ettim de. - İlgini çeken ne?
No, no, no, I mean, I was just wondering, you know...
- Ben de onu merak ettim.
- That's what I was wondering.
Ben de bazen merak ettim.
I've wondered sometimes, too.
Ben de kim kimi takip ediyordur diye merak ettim şimdi.
I just wondered who might be following whom.
Ben de merak ettim.
I wonder too.
Ben de merak ettim.
I wondered why.
Ben seyir defteri tutmam, ve açıkçası, dev mürekkep balığıyla ilgili yazdıklarınızı merak ettim, özellikle de kurtarılmam kısmını.
I keep no log on The Nautilus, and I was frankly curious to read your account of the giant squid - - in particular, my narrow escape and rescue.
Seni bekledim, senin de beni özleyip özlemediğini merak ettim.
I just been waitin and wonderin'... if you missed me like I missed you.
Aslında, bunu kendim de merak ettim.
In fact, I've been worried about it myself.
Merak ettim de ondan.
Because I wonder.
- Merak ettim de, biraz yiyeceğiniz varsa, efendim..
We have no food.
- Ben de merak ettim.
- I wonder,
Sen bu konuyu hiç açmayınca ben de merak ettim.
- Well, you never brought up the subject.
Seni çok seviyorum ve merak ettim sen, en az Sharon'ı sevdiğin kadar beni de sevebilir misin, lütfen?
I love you very much, and I wondered if you could love me as me and not as Sharon... please?
Sen de katılmak ister misin diye merak ettim.
I wondered if you'd like to attend.
Ben de merak ettim.
I was worried.
Sadece merak ettim de.
I'm just curious.
- Sadece merak ettim. Son üç gündür hiçbir şey sipariş etmedi de.
For three days she hasn't ordered anything.
Ben de kafanın içinde ne olduğunu merak ettim.
I also wonder what's inside your head.
- Ben de seni merak ettim.
A mortician. This is the kind of music they play in funeral parlors. - I've been wondering about you.
Ηayιr, dοstum, karιm güzel dedin, ben de kim οlduğunu merak ettim.
No, man, you say your old lady's beautiful, I just want to know who she is.
- Merak ettim de.
- Just curious.
Ben de sizin arama izninizi merak ettim.
I'm interested in seeing your search warrant.
- Yine de bir şeyi merak ettim.
- I am curious about one thing, though.
Ben de neler olduğunu merak ettim.
So I go over to see what's happening.