Mesajınız var mı translate English
149 parallel translation
Evet efendim. Mesajınız var mı acaba?
Is there any message, sir?
Bir mesajınız var mı?
Any message if he comes back?
- Mesajınız var mı?
IS THERE ANY MESSAGE?
Mesajınız var mı?
Can I give him a message?
Bir mesajınız var mıydı?
Is there any further message?
Mesajınız var mı?
Any message?
Mesajınız var mıydı?
May I take a message?
Ona bir mesajınız var mı?
Have you any message for her?
Mesajınız var mı?
May I take a message?
- İletilecek bir mesajınız var mı?
- Want me to give a message?
Barona bir mesajınız var mı?
Do you want to give the Baron a message?
Babama iletmemi istediğiniz bir mesajınız var mı?
Do you want me to give a message to my father?
Bu akşam dışarıda, mesajınız var mı?
She's out this evening. Any message?
Mesajınız var mı?
Can I take a message?
- Amerikan halkına bir mesajınız var mı?
Have you anything to say to the American people? I certainly do.
- Mesajınız var mı?
Want me to give her a message?
Halka bir mesajınız var mı? Güdüleriniz dinsel mi? Arkanızda size destek olan bir parti ya da kuruluş var mı?
The defendant city of Pfilzing is not to interfere with the plaintiff's further research, and will grant her access to all the documents in the city archives.
Mesajınız var mı?
Would you like to leave a message?
- Mesajınız var mı?
- Any message?
Takiama için bir mesajınız var mı?
You have message for Takiama?
- Mesajınız var mı?
-'Any message? '
Mesajınız var mıydı?
Can I take a message?
Karınıza bir mesajınız var mı?
It's your responsibility, sir.
Mesajınız var mı, Bayan O'Connor?
Do you have a message, Ms. O'Connor?
Bir mesajınız var mı?
May I take a message?
Mesajınız var mı?
Is there a message?
Mesajınız var mı?
Can I take a message? .
- Mesajınız var mı? - Onunla hemen konuşmam gerekiyor.
- Would you like to leave a message?
Mesajınız var mı?
Can I give her a message?
Johnny Smith'e gönderecek bir mesajınız var mı?
You have any direct comments on Johnny Smith?
Mesajınız var mı acaba?
Can I take a message?
- Mesajınız var mı?
Can I take a message?
Bir mesajınız var mı?
Do you have a message?
Mesajınız var mı? Sonunda çok kızıyor ve Tony Blair'e, havaya uçmuş oğlunun fotoğrafını gönderiyor.
At the end è is angry and sent a photo his son to Tony Blair.
Seyirciler için mesajınız var mı?
A message for the audience?
Mesajınız var mıydı?
Would you like me to give her a message?
- Buffy'ye mesajınız var mı?
- Any message for Buffy?
Bir mesajınız var mı?
Can i give her a message?
Ona bir mesajınız mı var?
You have a message for him.
Benim için bir mesajınız var mı?
Do you have any messages for me? One.
Pekala İyi Arkadaş'lar, bugünlük İyi Arkadaş Şov'umuz bu kadar... ama bir yere ayrılmayın... çünkü size çok önemli bir İyi Arkadaş... mesajımız var.
All right, good guys, that's our Good Guys show for today, but don't go away, because we've got a very important Good Guy message just for you.
Tüm dünyadaki sapıklara katillere... bir mesajım var : kenar mahalle sakinlerine bulaşmayın. Çünkü artık bunlara sabrımız kalmadı.
I think the message to psychos, fanatics, murderers... nutcases all over the world is, uh... do not mess with suburbanites because, uh, we're not gonna take it any more.
Mesajım var mı diye bir bakar mısınız lütfen?
Any messages? Can you check, please?
Teneke tanrınıza bir mesajımız var.
We've got a message for your little tin god.
Çok cömert olduğuna ve sanal sevgiyi verdiğine eminim Jen. Mesajınız var.
But that doesn't mean I'm actually ready to go out there and cope.
Size ulaşabileceği bir numara var mı ya da bir mesajınız?
Is there a number she can reach you at... or a message or something?
- Bir mesajınız var. Mesaj tarihi, 20 : 23.
- You have one message, 8 : 23 p.m.
Arkadaşınız Max için bir mesajım var.
I got a message for your friend Max.
Başkan için bir mesajınız mı var?
You have a message for the Vice-Council?
- Bir mesajınız var. - Mesaj mı?
I've got a message for you.
Mesajınız var mıydı?
Any message?