English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ M ] / Mesele o değil

Mesele o değil translate English

515 parallel translation
Mesele o değil canım.
It ain't that, honey.
- Mesele o değil!
- That's not it!
Mesele o değil.
That's not the point
Şey, mesele o değil.
Well, it isn't that.
- Mesele o değil.
- That's not the point.
Hayır, mesele o değil Bayan Alison.
No, no, no. It's quite all right, Miss Alison.
Üzgünümden sonra daha ne diyebilirim? Mesele o değil.
What else can I say after I say I'm sorry?
Mesele o değil.
I wasn't talking about that.
- Mesele o değil bayan.
- That's not the point
Sadık bir eş olduğunu biliyorum ama mesele o değil.
I know you've been a devoted wife but that's not the point!
Sevgilim, mesele o değil.
But that's not the point, darling.
Mesele o değil.
That's not the question.
Mesele o değil.
That isn't the point.
Hayır, mesele o değil.
No, that's not it.
Mesele o değil, sen Burnsy değilsin.
That's not the point, you are not Burnsy.
Hayır, mesele o değil.
No, that ain't it.
- Mesele o değil.
- It ain't that.
Mesele o değil.
It is not that.
- Mesele o değil.
It isn't the point.
Şöyle söyleyeyim mesele o değil!
Let me put it this way... It isn't the point.
Mesele o değil.
It's not the point.
Mesele o değil ki!
- That's not the point.
Mesele o değil.
That ain't it.
- Hayır, mesele o değil.
No, that's not it.
Dinle, Tom birkaç gün sonra buradan ayrılacağını biliyoruz, mesele o değil.
Listen, Tom we know you're leaving in a few days, that's not the issue.
Mesele o değil de sadece beni bilirsin, yaşayan canlılarla aram yoktur.
It's just a... Oh, you know me. I'm not really great with living things.
Mesele o değil.
It's not that.
- Jennie, Jennie, mesele o değil.
- Jennie, Jennie, it's not that.
Mesele o değil.
That's not the point.
Mesele o değil.Speke ailesi tarafından görevlendirildim.
I have been commisioned by the Speke family
Hayır, mesele o değil.
Not like this. I mean, fuck him.
Ama tek mesele o değil.
But that's not the only issue.
- Yo, hayır.Mesele o değil.
- No, no. It's not that.
Mesele o değil Barry.
Oh, no, no, no, Barry.
- Yanlis anladin, mesele o degil.
- You misunderstand me. It's not that.
Mesele o kadar basit değil.
It's not that simple.
Lorenzo benimle konuşmak istemişse mesele o kadar da basit değil demektir.
If Lorenzo wanted to talk to me... that means it's not a simple matter.
Burada mesele sadece işi almakta değil, aynı zamanda onu yürütebilmekte. Sende o yetenekler var mı?
It ain't just a question of taking the job, it's also a question of being able to handle it.
- Ne yazık ki, mesele sandığın kadar basit değil, Prudy. - Nedenmiş o?
- It's not as simple as that, Prudy.
Ama mesele o değil.
But that's not the point.
"Görüyorsun, kaygılandığım beni unutman değil..." "... mesele, senin o yoldaki kızı devamlı göz ardı etmen! "
See, I don't worry about you remembering me it's that girl on the road you keep forgetting.
Komser Lu, bu o kadar büyütülecek bir mesele değil.
Captain Lu, there's no need to make a fuss.
Bu o kadar da büyük bir mesele değil Kelly.
It's really no big deal, Kelly.
Beni için o kadar büyük bir mesele değil Reinhold.
It's no big deal for me, Reinhold.
- O kadar karışık bir mesele değil.
- It's not that complicated.
- Mesele o değil.
- It's not that.
Hayır, mesele buysa İrlanda dili benim dilim değil.
- Irish? O no, if it comes to that, you know, Irish is not my language.
Mesele ben değil, o!
It's not me, it's him!
Sizin yaşınızda biri için uygun bir hükme varmak o kadar kolay bir mesele değil.
It's not an easy matter to decide on a sentence for someone of your years.
Bütün bu mesele işinin aramıza girmesi olayı sadece bir bahane değil mi? Asıl mesele o kadın değil mi?
This whole subject of your work coming between us, isn't it just a pretext, when the real subject is her?
Mesele bir şarkı veya o şarkı değil!
It's not just one song or that song!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]