English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ M ] / Mümkünse

Mümkünse translate English

2,099 parallel translation
Sayın Yargıç, mümkünse Durell Douglas Washington ve LeeJohn James Jacob Jackson'a açılan davanın tanık yetersizliğinden dolayı bitirilmesini istiyorum.
Your Honor, if it pleases the court I would like to motion that the case against Durell Douglas Washington and LeeJohn James Jacob Jackson be dismissed due to lack of evidence and witnesses.
Beyler, Devlet tarafından, terörizmle mücadele etmek ve mümkünse onu bitirmekle görevlendirildik.
Gentlemen, our duty is to fight terrorism.
Şimdi eskisinden çok daha kötü, eğer bu mümkünse.
I mean, he's worse off, if that's possible.
Mümkünse.
When available.
Eğer mümkünse...
If I can just...
Bir hafta sonra, eğer mümkünse.
In a week, if that's all right.
Alberta veya Vancouver, bu akşam hangisi mümkünse.
Alberta or Vancouver, whatever's leaving tonight.
- Mümkünse terlemeyin çocuklar.
All right, everyone. Try not to sweat if you can. Hell, no.
Bay Bronson, mümkünse televizyonu tamir edin lütfen.
Mr. Bronson, the television, if you would.
Şimdi de bu iğrenç davranışlara gelelim,... tabi buna davranış dememiz mümkünse.
Let us move on to the motive for this heinous act if such a motive can exist.
Mümkünse yollara çıkmayın. C
Stay off the roads if you can.
Biliyorum, bu senin için çirkin bir görüş ama, bir kez olsun iyi davranıp ne dersem destekler misin? Eğer mümkünse.
I know it's a hideous concept to you but could you, for once just be nice and supportive and agree with everything I say?
U dönüşü, eğer mümkünse.
U-turn, if possible.
Evet, mümkünse ben de onun bavullardan uzak tutulmasını istiyorum.
I'd like to keep him separate from the baggage, if that's possible.
Mümkünse, beni en yakın şehre götür.
Take me to the nearest town, if you have to.
Mümkünse birkaç rakamı karşılaştırmak istiyorum.
Uh-huh. I'd like to compare some numbers if we could.
Mümkünse bugün.
Today, if possible.
Mümkünse şimdi konuta dönmek istiyorum.
I'd like to head back to the residence now if that's okay?
Mümkünse canlı ele geçirelim.
If possible, let's take him alive.
Burada hiçbir şey Jeet'i hatırlamasını sağlamamalı. Mümkünse bu şehri terk edin.
'There shouldn't be anything than can remind him of Jeet #'lf possible, you should leave this city as well #
İşimize dönelim Eğer mümkünse
Just get the job done, clean, if possible.
Nakit ve şimdi, mümkünse.
Cash, right now, if you could.
Mümkünse eve gitsek bana fıstık ezmeli ve reçelli sandviç yapsan.
Do you mind if we just go home and you can make me a nice peanut butter and jelly sandwich.
Jessie, dersten sonra mümkünse kal.
Jessie, stay after class, if you will.
İşverenim için değerli birisisin sen o yüzden mümkünse birkaç soru sormak istiyorum.
You seem to be of a certain value to my client so I'm going to ask you a few questions, if I'm allowed.
mümkünse ben Marguerite Muir ile görüşebilir miyim?
or could I possibly... or rather, Could I talk to Marguerite Muir?
Eğer mümkünse hiçbir şey düşünmüyordu.
No, lets not even think about it, if possible.
Mümkünse, eskiden Brezilya'da yaşamış Nazilerin listesine bakmam mümkün mü?
Would it be possible, if it exists, to consult a list of former Nazis residing in Brazil?
Biraz daha kahve ve eğer mümkünse sigara istiyorum.
More coffee and, I'd actually like some cigarettes if you happen to have them.
Mümkünse Nagara-san'la konuşmak istiyordum.
I would like to speak to Nagara-san, if it's possible.
Eğer mümkünse, ifadeni almak istiyorum.
I'd Iike to take your statement if possible. I just want to forget the whole thing.
Mümkünse bağışlanmak istiyorum.
I would like forgiveness now, if possible.
Sayın Yargıç, mümkünse bir öneride bulunmak istiyorum. Mahkeme, bu duruşmanın gereksiz yere zarar ve sıkıntı doğurduğunu kaydedebilir mi?
Your Honor, if I may, I'd like to make a suggestion that may save the court the unnecessary nuisance of a trial.
- Evet, mümkünse.
- Yeah, if we could.
Mümkünse baş piskopos ile konuşmak istiyorum.
I would like to speak to the Archbishop if I could.
Mümkünse, efendim, gemi kaptanlığına Eddie Boudreau'yu seçmek isterim.
If it's possible, sir, I'd like to have Eddie Boudreau as chief of the boat.
Git, mümkünse dünden git.
Get out, now, yesterday if possible.
Mümkünse şehirden ayrılmamanızı isteyeceğim.
I'm going to ask you not to leave town, if that's okay.
Özür dilerim, mümkünse yalnız yapmak istiyorum.
I'm sorry, i'd like To do it alone If possible.
Mümkünse bir an önce kurbanların aile ve arkadaşlarıyla konuşmak istiyoruz.
If it's all right with you, We'd like to talk to the Victim's friends and family As soon as possible.
Mümkünse bu konuyu kendimiz halletmek isteriz.
If you don't mind, We'd like To handle that ourselves.
Kendisiyle mümkünse bugün konuşmak istiyorum.
Well, because I'm with the FBI, and I'd really like to talk to her today if I could.
O halde mümkünse bize bir irtibat görevlisi tahsis edin, çok yardımı dokunur.
- Well, if you could supply us with a liaison, that would be a great help.
- Pekala, mümkünse bize bir irtibat görevlisi tahsis edin, çok yardımı dokunur.
Well, if you could supply us with a liaison, that would be a great help.
- Yine de mümkünse.
All the same.
Eğer mümkünse,... akşamüstüne kadar?
Can you just stay until...? This afternoon is just not possible.
Ambarı boşaltmamız gerek, önümüzdeki 12 ay içerisinde mümkünse, ama bence bunu yapabiliriz.
We gotta batten down the hatches, get through the next 12 months, but I think we're gonna do it.
Evet, bize 40 kopya gerekecek, bir de mümkünse, fotoğraf onayı.
Yeah, well, we're gonna need about 40 copies and photo approval, if possible.
Eğer konuşmam mümkünse.
If I might speak.
Mümkünse konuşmalıyız.
I just need a word, if we could.
Mümkünse...
Would you...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]