English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ M ] / Müzik yok

Müzik yok translate English

413 parallel translation
Canlı müzik yok.
No organ music.
Müzik yok.
No music.
Pop müzik yok.
No pop songs.
Burada hiç çağdaş bir müzik yok mu?
Haven't you got any civilised music around here?
Kadın yok, müzik yok.
No wife, no music.
" Altı kişi, müzik yok,
" Six people, no music,
Altı kişi, müzik yok.
Six people, no music.
Şarkı söylemek yok, müzik yok.
Please, no singing, no music.
Jukebox, müzik yok mu?
The juke's box, there is no music?
Müzik yok mu?
No music?
Müzik yok.
Like I said, I just work here.
- Artık müzik yok.
- No more music.
Sevgilim müzik yok muydu o zaman?
Darling, didn't we have music?
artık müzik yok.
Listen, there is now no music.
Artık müzik yok, gülmek yok.
No more music, no more laughing.
Artık müzik yok.
No music any more.
Müzik yok.
There's no music.
Müzik yok mu bunda?
Doesn't it have any music?
ver onu bana, artık müzik yok!
Give it to me. You can't sing anymore
Ama, Londra'dan düğme ve müzik yok. - Neden?
However, there are no stays and no music from London.
"Müzik yok" der Akira.
"Not the music," says Akira.
HaroId, başka müzik yok mu?
Harold, don't you have any other music?
Müzik yok. Ben bunu karşı koymak için paketliyorum.
I'm packing this for the crossing.
Müzik yok ; sadece konuşmalar.
NO MUSIC - JUST WORDS.
Müzik yok. lşıklar rezalet.
Where's the sounds? And the lighting in here sucks.
Müzik dinlemesinin bir yararı yok.
No use having him listen to music.
Onun müzik kulağı yok.
He's got no ear for music.
Maalesef senin müzik kulağın yok, Watson.
I'm afraid you have no ear for music, Watson.
Müzik işinde iyi para yok mu, yoksa?
Or don't they pay so good in the music game?
Müzik bile bunu yok edemiyor.
Even the music can't drive it out.
Müzik odası yok, çeşme yok.
No music room, no fountain.
- Müzik konusunda yardıma ihtiyaçları yok.
- They don't need any help with that tune.
Bir şeyim yok, bu müzik nedir?
What is this music?
- Müzik yok.
- No music.
- Müzik falan yok!
- No music!
- Sen de müzik kulağı yok.
- You're tone-deaf.
- Bende müzik kulağı yok.
- I'm tone-deaf.
- Müzik kulağı yok onda.
- Griff is tone-deaf.
Üzgünüm, disk itme oyunumuz veya bir müzik grubumuz yok.
- I'm sorry we don't have shuffleboard or a band. - [Chuckles]
Müzik eğitimine de gerek yok.
No musical training required.
Steve bilir rock'n'roll'u, cihazlar hakkında bir fikri yok ama, teknik işlerden çok anlamaz, bu müzik ne hakkında, bilmez.
Steve knows rock and roll, he's got no idea about the equipment, he's got very little idea, in terms of technicalities, what the music's about.
- Radyoda müzik dışında bir şey yok.
- There's nothing on the radio except music.
- Bu tuhaf müzik de nesi? - Bir fikrim yok.
- What's that strange music?
Müzik kutusu için paran yok mu?
You don't got a quarter for the jukebox?
Üniversiteye gidip müzik eğitimi almak istiyorum, ama paramız yok.
I want to go to college and study music. But we can't afford it.
Pekâlâ. Yüksek sesle müzik dinlemek yok.
Okay, now, no loud music.
Arka planda müzik sesi yok.
You do not hear music playing in the background.
Müzik seti ya da televizyonu yok.
He doesn`t have a stereo or a television.
Bir sürü müzik dinliyorum. Bir dünya kitap karıştırıyorum ama yok. Şunlara baksana.
So I'm listening to all this music, and I'm plowing through all these books here.
# ayağımızı vuralım # # müzik içinde derinlerde bir yerdeyse # # yapacak bir şey yok demektir # # ama inan # # oh inan # # şarkı söylemek gibisi yoktur # # ve karışan seslerimiz çoktur # # oh, birlikte müzik yapalım bebeğim #
♪ Move Your Feet ♪ When The Music's Deep down in you ♪ There's Nothing That you can do
Spor, Müzik, Sanat? - Evet, sıkıntı yok.
Gym, Music, Art :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]