Onlar için translate English
26,360 parallel translation
- Onlar için bir şeyler yapıyorum.
They need me to do things for them.
Onlar için önemi yok, onu ne kadar çirkin bulduğunun ya da sana nasıl kötü baktığının.
It doesn't matter how ugly you think it is or how bad you think it makes you look.
Onlar için iyi bir manşet olacak.
It's a good headline for them.
O zaman onlar için doğru olanı yap.
Then do right by them.
Fırtına onlar için hayati tehlike yaratmadan önce geri gelemem.
I can't just leave the others here.
Bence zaten onlar için hayati tehlike yaratmaya başladı.
The roof tiles are flying off!
- Evet, onlar için.
- Yeah, for them.
Söylediğim şey sadece onlar için mi geçerli sence?
Do you think what I said was only meant for them?
Planım, bunu geliştirmekti, ama onlar için değil.
It was to get my hands on this and enhance it, but not for them.
Arkadaşlarını öldürürler çünkü onlar için hiçbir şeyin önemi yoktur, değil mi?
They kill their friends, because nothing matters to them anymore, right?
- Bu durum onlar için neyi kolaylaştıracaktı?
How would that make things easier for them? For me.
Kardeşlerin senin için öldürür. Senin için ölür aynı senin de onlar için öleceğin gibi.
Your brothers would kill for you, would die for you, as you would kill and die for them.
Çünkü hiç kimse hükümetin onlar için her şeyi yaptığını göremiyor.
Because no one can see that government does anything for them.
Biz onlar için bir hiçiz.
We're nothing to them.
Şikagodaki 15,000 şehirlinin giydiği şeyleri mi giyiyordu? Onları tespit etmeyi zorlaştırmak için hepsi aynı şekilde giyiniyorlar. Evet.
The same ones that are worn by 15,000 urban youth in Chicago.
Bu iyi, çünkü aksi halde... onları tedavi etmem için verecek paran olmazdı.
A good thing, too, because I know if they didn't, you wouldn't have the money for me to fix'em.
Bu metinleri yıllarca araştırtım, Ve onları bulmak için çok öldürdüm.
I've searched for those texts for years, and I've killed so many to find them.
Onları araştırmak için zamana ihtiyacım vardı.
I needed time to research them.
Bu yüzden, geri dönmeleri için her şeyi yapabileceğimi anlasınlar diye onları silkeleyip bağırmak ya da ne gerekiyorsa onu yapmak istiyorum.
And it just... it makes me want to shake them or yell or something so that they'll...
Çocukların için hayatını verdin. Onlar ise karşılığını ölümünü düşleyerek verdiler.
You gave your children your life, and they paid you back by fantasizing about your death.
Basitçe, benim bedenim onlar olmadan çalışmak için tasarlanmamış.
The simple fact is, my body was not designed to function without them.
Tatlı Sue kutup tilkilerini kurtaramaz ama öfkeli Sue kurtarabilir ve Jeremy ile benim listemde ilk sırada onlar var kısmen alfabetik sıraya denk geldiği için ama bize ihtiyaçları da var.
Well, sweet Sue can't save the arctic foxes, but angry Sue can, and they are first on mine and Jeremy's list, partly because that's where they come alphabetically but also because they need us.
Onları yargılamak için söylemiyorum.
I'm not telling you this'cause I'm judging them.
Ve Kötülük Efendileri size onları yok etmek için bir yol teklif ediyorum.
And I offer you Masters of Evil a way to eliminate them.
Birkaç herif beni buraya onları uçurmam için tuttu.
Some guys hired me to fly them up here.
Davies'in uydusunu onları takip etmek için kullanacağım.
I'm gonna use Davies'satellite to track the team.
Bunun onlar için neden bu kadar önemli olduğunu anlamış gibi mi yaptın?
Were you just pretending to understand why it's important to them?
Bu sizin olduğu kadar aynı zamanda onların da korunması için.
This is as much for their protection as it is for yours.
Onların adına konuşmak için buradayız.
We're here to speak on their behalf.
- Pope için mi onlar?
Are those for Pope?
Onlar Pope için mi?
Are those for Pope?
Onlar toplama için değil.
They were never for internment.
Küçükken onları kötü günler için yaptığımız zamanları hatırlıyor musun?
Remember when you were a little girl and we'd make those on rainy days?
Onları göstermek için biraz para istiyor.
He charges a buck to see them.
Onları alt edebilmek için Führer'e de böyle askerler lazım.
To win, the Reich will need their own.
Çünkü onlar da benim için aynı şeyi yapardı.
Why? 'Cause they'd do the same for me.
Tanrım, neredeyse eğer bu senin oyların için iyi olmasa onların hisse fiyatlarını arttırdığımız için neredeyse kötü hissedeceğim. Fakat basın kısmını bu sefer senin halletmen gerek.
God, I'd almost feel bad about boosting their stock prices if it wasn't so good for your approval ratings, but, actually, you should really handle the press on this one.
Onları kazanmak için kullandın.
You use them to win.
Ben kendi hedefim oluyorum ve bunu yapmak için onlar hakkında öğrenilecek ne varsa öğrenmem gerek kendileri hakkında bildiklerinden daha çok şey.
I become my target, and to do that, I've got to learn everything there is to know about them, more than they know about themselves.
Viktor bu ikisini beni öldürmek için göndermiş,... ve başka bir adam gelip onları öldürüyor ve...
Viktor clearly sent those two to kill me, and then some other guy shows up, kills them, and... and...
Uzun süredir, annemin ve babamın ölümü için seni suçluyordum. Damien Darhk'ın deney odalarından birinde onları bıraktığın için seni suçluyordum.
For a long time, I blamed you for my parents dying, that you were responsible for leaving them to suffocate in one of Damien Darhk's testing chambers.
Benim pozisyonum için başka biri var diyelim ama onlar benden daha radikallerdi.
Let's say that there was someone else in my position, but they were more extreme than I am.
Lars antikaları kazıp çıkarmak için tutulmuştu Onları korumak için.
Lars was hired to excavate the antiquities in order to protect them.
Onları Jolayemi'ye ödeme yapmak için satacaktım.
I was gonna sell them for money to pay Jolayemi.
Onların güvenliği için elimizden geleni yapacağız.
We're gonna do everything we possibly can to insure their safety.
Onları alt etmeme yardım etmen için göndermiştim Abby. Onlardan biri olasın diye değil.
I sent you in there to help me take them down, Abby, not become one of them.
Ben onları Luke için kestim.
I cut them for Luke.
Oradalarsa da, söz veriyorum insanlarımdan hiçbirine onları bir yere götürmeleri için onay vermedim.
Well, if they are, um, I promise I did not sign off on any of my people taking them anywhere.
Ne yapacaktık? Ne, mesela para için onları tehdit mi ederdik ya da onlara zarar mı verirdik?
What, like, threaten them for the money or hurt them?
Onlar sonsuza dek bizim için kayıp olacaklar ama biz sevgi içinde kalacağız ve ışık ve sıcaklık içinde. Kaybın acısını atlatmamızı sağlayan da bu olacak.
They'll be lost to us forever, but we will remain in love and light and warmth, and that will see us through the pain of loss.
Onların ölümü için Shaw'u suçladınız.
You blame Shaw for their deaths.
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
onları 229
onların 83
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlardan biri 72
onlar benim 87
onlara sor 23
onlar da ne 21
onlar da 64
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlardan biri 72
onlar benim 87
onlara sor 23
onlar da ne 21
onlar da 64