Onları görüyorum translate English
422 parallel translation
Onları görüyorum, Mary!
I see them, Mary!
Onları görüyorum, bayan Jessie.
I see them, Miss Jessie.
Genellikle bana baktıkları halde görmüyorlar, ama ben onları görüyorum.
he'll be looking right at me and not see me. But I'll see him.
Onları görüyorum ama sizi göremiyorum.
I can see them but I can't see you.
Onları görüyorum.
I see them.
Nereye gitsem onları görüyorum.
I see wherever I may be
Evet, onları görüyorum.
Yes, I see them.
- Onları görüyorum!
- I see them!
- Evet, onları görüyorum Watson.
Yes, i see them, watson.
Tarayıcımdan onları görüyorum.
I've got them on my scanner :
Onları görüyorum.
I see them :
Yani... Onları görüyorum.
I mean...
Evet, onları görüyorum.
- Yeah, I see'em.
Onları görüyorum!
I see them!
Onları görüyorum, tamam mı?
I see them, all right?
Sanırım bazen onları görüyorum bile.
Sometimes I think I see them.
Onların söyledikleri yüzünden üzüldüğünü görüyorum.
All I see is how what those people are saying is getting to you.
Onları ilk kez böyle görüyorum.
First time I've seen it.
Onları parlak kırmızı görüyorum ve öyle de resmediyorum.
I see it as bright red. That's how it is in my mind's eye.
Onları kendi istediğim gibi görüyorum, oldukları gibi değil.
I see them as I want them to be, not as they really are.
Onları ancak filmlerde görüyorum.
Only get to see them in the movies.
Onlar için çalışıyorum, fakat ortaklığı ilk defa görüyorum. Kahvaltı yiyeceğini, yerleşmiş gelenek haline getiren yer.
I work for'em, but I'm seeing the joint for the first time, where breakfast food became a national institution.
Onları nasıl tanıdığını görüyorum.
I see how you recognize them.
Işıkları kapat. Onları karanlıkta daha iyi görüyorum.
Turn off the lights, I can see them better in the dark.
Onların ne yaptığını görüyorum.
- What they do, I see.
Onları yıllardır her gün görüyorum.
I see them every day, year after year.
Bir kaç kişi görüyorum ancak onlar da kımıldamıyor.
I can see some people, but they're not moving either.
Onları görüyorum!
I see em!
- Görüyorum, onlar bir mağarada.
- I see - they're in a cave.
Onların mumyalandığını görüyorum rüyamda.
I dream about them being already embalmed.
Onlar gibi şeyler görüyorum.
I see things like they are.
Onları genellikle mezarlıkta veya katafalkta görüyorum.
I usually see them on the catafalque and on graves.
Şahsen ben onları talihsiz yabaniler olarak görüyorum.
Personally, I consider them unfortunate brutes.
Ben onları talihsiz yabaniler olarak görüyorum.
- Just like them niggers.
Resmi ziyaretler esnasında daha çok hayranlık görüyorum, ama onlar sadece birilerini cezbetmek için güzel olmamı istiyorlar.
I have heard that too. But...
Bazen sokakta görüyorum onları bazen karşıdan karşıya geçiyorlar.
Sometimes I see them on the street, and sometimes they cross the street.
Gündüz vakti sokaklarda onların yüzünü görüyorum... geceleri de karım Esther'in yüzünü.
I see their faces on the streets in the daytime and in the night I see the face of my wife, Esther.
Kılıç sallamak, düşmanı görebiliyorsan iyidir. Seni görüyorum mesela. Ama onları...
It would make it much easier if we could see the enemy's face.
Ama ben onları izlerken eski trajedinin yeniden başladığını görüyorum.
But me when I watch them, I just see the same old tragedy begin all over again.
İşte orada... görüyorum onları!
There!
Onları hep sokaklarda bunalım içinde görüyorum.
I see'em walking around the streets depressed all the time.
Onları farklı görüyorum yalnızca.
I only view them differently.
onların gözleriyle görüyorum..
I see through their eyes.
Her seferinde tek boynuzları görüyorum, onlar benim tek boynuzlarım. Tıpkı bu sabah ormanlıklarda olduğu gibi, böylece kendimi çok genç hissediyorum.
Each time I see the unicorns, my unicorns, it is like that morning in the woods, and I am truly young, in spite of myself!
Onları buradan görüyorum!
I got'em down here!
Onları sabahları iki dakika, akşamları iki dakika... hafta sonunda da belki üçsaat görüyorum.
I only see them a few minutes in the mornings and evenings and a few hours on the weekends.
Onlar olarak görüyorum al? kanl? k iyi niyet örne?
They wont see this as an example of good will.
Onları, bizim birkaç yüzyıl önceki halimiz gibi görüyorum. Ama şimdi sahip oldukları teknolojiyle, çok tehlikeliler.
I see them much as we were several hundred years ago, but possessing the technology they now have, they are dangerous.
Onları sürekli karşı taraftan gelirken görüyorum.
I keep meeting them coming the other way.
Otobüslerin numaralarını son anda okuyabiliyorum. Onları ancak çok yaklaştığında görüyorum.
And I only see the buses'numbers when they are close.
Biliyor musun, John, bazı adamlar görüyorum,... onlar birbirine sarılıyorlar.
You know, John, I see men now, they hug.
görüyorum 679
görüyorum ki 81
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlardan biri 72
görüyorum ki 81
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlardan biri 72
onlar benim 87
onlara sor 23
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları istemiyorum 21
onları tanımıyorum 26
onlar nerede 35
onları gördüm 114
onlara sor 23
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları istemiyorum 21
onları tanımıyorum 26
onlar nerede 35
onları gördüm 114