English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ O ] / Onların

Onların translate English

90,567 parallel translation
Ben onların kölesiydim.
I was their slave.
Onların en büyük pişmanlıklarını aldım.
I took away their one greatest regret.
Onların dünyasındaki bir versiyonundu.
It was their world's version of you.
Onların gerçek dünyada bir anlamı yok.
They don't matter in the real world.
Her gün onların yalanlarını anlattım. Farklı oldukları ve sorular sordukları için sınıfımdan çocukları götürmelerine seyirci kaldım.
I sold their lies every day, watched kids get taken out of my classroom because they were different, because they asked questions.
Onların yalanları için kendi suçlayamazsın.
You can't blame yourself for their lies.
Belki problemimizi çözmenin tek yolu onların problemini çözmektir.
Maybe the only way to solve our problem is to solve their problem.
Bu saldırıyı onların yapmış olabileceği sadece bir varsayım.
We can only assume that they're behind this attack.
Belki onların acılarını anlamam için bana acı çektirmeleri gerekiyordur.
Perhaps they... they need to make me feel pain to understand theirs.
Bursa'da bir akrabamız var işte onların yanına gidecekler.
We have a relative in Bursa. That's where they're going.
Bizler onların metresleri değiliz.
We aren't concubines.
Bu onların hatası.
It's their own fault.
Onlara biraz sert davrandığımı biliyorum ama bu sadece onların olabilecekleri en iyi avukat olmalarını görmek istediğim için.
I know I can be rough on them... But it's only because i want to see them become the best lawyers they can be.
Orada yatan olmaktansa onların yerinde olmayı yeğlerim.
I'd rather be them than him.
Onlarını hayatını değiştirecek bir teklif bu ve sen bunu göremeyecek kadar aptalsın.
I'm willing to cut your clients a check that'll change their lives and you're too stupid to see it.
Onların içtiğinden istiyorum.
I'll have what they're having.
Ama sen... onların nasıl yaşadıklarını biliyordun.
But you... you knew how they were living, and you know...
Onların geçmesine izin veremeyiz.
We can't let those things cross over.
Onların desteği olmadan başaramayız. Biliyorsun.
No, we won't succeed without their support.
Bu ahşap bir kapı, her yeri ufak kıymıklarla dolu, onların da her yeri mikrop dolu.
This door is made of wood, which is teeming with tiny shards, which in turn is teeming with infection.
Radcliffe baskın sırasında onları bayılttı.
Radcliffe gassed them during the raid.
Onlar seni öldürene kadar anlayamazsın.
You won't know until they kill you.
Onlar seni öldürene kadar anlamanın imkânı yok.
There's no way to know until they kill you.
Onları kurtarabileceğimizden emin olmanın en iyi yolu onları taklit eden makineleri bulmak ve parçalarına ayırmak.
The best way to ensure that we can save them is to find these machines pretending to be them and take them down.
Hayır, onları bırakamayız.
N... No, we can't leave them.
Gidip onları kurtarın ve bizi rahat bırakın.
Go and save them, and leave us in peace.
Çünkü bazen insanların istedikleri şeyler onlar için uygun olmaz.
Because sometimes what people want isn't right for them.
Onları bıraktın mı?
You left them?
Onları ele geçirmek için az kalsın canımdan oluyordum.
You know, since I almost died to get them.
Jeffrey Mace bu insanları kurtardı. Fakat Hydra, yalanlarını korumak için onları öldürmeye razıydı.
Jeffrey mace saved these people, but hydra was willing to kill them just to maintain their lie.
Bakın, onlar terörist. Onları yakalayıp bu işten kimin sorumlu olduğunu öğrenene kadar dinlenmeyeceğiz.
Look, they're terrorists, and we're not gonna rest until we take them down and find out exactly who's responsible.
Geri dönüp onları kurtarmak zorundasın.
You need to go back and get them out of there.
Onların ne hissettiğini düşün.
Think...
Ben onların acı çekmesini istiyorum.
Now... make me feel something else.
Tek duyduğu bir gece ansızın onları terk edip gittiğin olacak.
All he'll ever know about you is that, one night, you up and disappeared without a trace.
Sen burada duracaksın onlar sana ok atacaklar.
Stand here while they shoot at you.
- Onlar için çocuklarını taşıyacaksınız.
You will bear children for them.
Onları şımartmamalısın.
You shouldn't spoil them.
Dan, eşyalarını aldığımı anlamadan onları geri koymak.
Putting them back and then not having Dan find out I took his stuff.
O yardımcılar benim, ve onları almanın tek yolu benim soğuk ölü ellerimden koparman olacak.
Those associates are mine, and the only way you're ever gonna get them is if you pry them from my cold, dead hands.
Onlar için kutsanmışların ruhlarının saflığı... Cennetin Krallığıdır.
Blessed be the pure in spirit for theirs is the Kingdom of Heaven.
Onları öldürmem gerekirse loş ışıkta Mozart dinletir, nitröz oksitle kafalarını güzel yapar, sonra da minik nane aromalı bir kürdanı beyinlerine saplarım.
If I have to put them down, I dim the lights, play Mozart, get them high on nitrous oxide, and then drive a tiny, mint-flavored toothpick into their brains.
Ya buluştuğun adamlara onları soyacağını söylemesi için birini tutacağım... -... ve adam başı milyon dolardan bereketli işin son bulacak...
Either I'm going to hire someone to tell every one of your male clients when they meet them that you're going to rob them, and then your cushy job making a million dollars per sucker is going away...
O yüzden halletmen için seni yolladım. Biliyorum onlar da bizimle sonuna kadar savaşacaklarını söylediler.
I know, and then they said they would fight us to the ends of the earth.
Başka bir müvekkil için onları kapının önüne koyabileceğini daimi müvekkillerine göstermek planının bir parçası mı peki?
Well, is it also part of the plan that you signal to the rest of our longterm clients that you'll just throw them over for the next big thing?
Onlar senin bölgenden birini kaçırırlar, sen de payını alırsın.
They nab somebody on your turf, you get a cut.
Onları durduracak tek şey kızın öldüğünden emin olmaları.
Only thing that'll stop them is if they're sure the girl is dead.
Seninle konuştuktan hemen sonra onları çağırdım, planlarını gözden geçireceklerini söylediler, hımm?
I called them right after I talked to you, and they said that they are gonna do a policy review, hmm?
Etrafı çembere alın, onlar yakalanana kadar giriş çıkış yasak
Secure the perimeter, no one in or out until they're caught.
Ölürsün ve onları yalnız bırakırsın.
You're gonna die and leave them all on their own.
Belki bu kadar çok performans raporu olmasının nedeni onları kendisinin yazmasıdır.
Maybe there are so many performance reports... because he's writing them himself.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]