Sanırım burada translate English
3,100 parallel translation
Sanırım burada soğuk karşılanıyoruz.
I think we're getting the cold shoulder.
Sanırım burada değil.
I don't think he's here.
Sanırım burada Ruth'la birlikte kalmalısın.
I think you should stay here with Ruth.
Sanırım burada olmanın en çok sevdiğim yanlarından bir tanesi insana her şeyin mümkün görünmesi.
I think one of the things I loved the most about being here was the feeling that anything was possible.
Sanırım burada kalmak hakkında ciddiydin?
So I suppose you're serious about staying here?
Sanırım burada olmaktan hoşlanırdın.
I guess you would have loved being here.
Sanırım burada çekmiyor.
I don't think there's any reception here.
Sanırım burada işimiz bitti.
I think we're done here.
Sanırım burada olmazdım.
I might not be here.
Hayır, sanırım burada çok daha... güvende olduğumuz konusunda hepimiz hemfikiriz.
Heh. No, I think we all agree that you're much safer in here.
Ve diğerlerini de yakaladığımızda sanırım burada olmayı sevmeye başlayacağım.
And when we get the rest of them, I think I'm going to like it out here.
Sanırım burada beklemiş. Lola dışarı çıkana kadar.
I suppose he waited here, until Lola was out.
Sanırım burada birine ihtiyaç oldu, çünkü Scarlett Bay Pryce'a yardımcı oluyor, böylece Clara ile defterleri tutabiliyorlar.
I guess they needed someone up here because Scarlett is now covering Mr. Pryce so that she can do the books with Clara.
Bilmem ki, sanırım burada kalacağım.
I don't know. I think I'll just stay here.
Sanırım burada telefon bağlamak yerine okuldan sonra arkadaşlarıyla takılabileceği günü sayıyordu.
I think he was counting down days till he could go back to hanging out with his friends after school, instead of manning the phones here.
Ace, sanırım burada polisi çağırmamız gerekiyor artık.
Ace, I think this is the point where we call the police,
Sanırım burada kan var.
Think I found some blood.
Sanırım burada bi yanlış anlaışma var dostum.
We got a little misunderstanding here, my friend.
Bak, sanırım burada biraz daha takılacağım. En azından bu davayı çözene kadar.
Look, I think I'm gonna stick around here for a while.
Sanırım neden burada olduğumu merak ediyorsundur.
I... suppose you're wondering why I'm here.
Şey, sanırım bu gece burada kalmak zorundayız.
Well, I guess we're going to be stuck here for the night.
Sanırım, bu adamlar seni kurtarmak için burada değiller.
I guess they're not here to rescue you.
Burada işleri tek başıma hallettiğim için,.. ... sanırım kendimi bu seferlik affedeceğim.
Since I'm a one-man show around here, I think I'll forgive myself this one time...
Burada hava basıncı daha düşük sanırım.
The air is thinner up here, I think.
Evet, ikimiz de biliyoruz ki, efendim San Francisco veya daha kuzeyde at binmemesinin ve burada kalmasının tek sebebi on adım ötede barakada duran attır.
Yeah, now we both know, sir, instead of riding in San Francisco or further north still, Rosie's only reason, really, for staying down here is just 10 steps up your shed row on the left.
Seaside Heights canlı olarak bildiriyoruz, bu... â ™ ª Vücudum çağırıyor â ™ ª â ™ ª Tam burada ve şimdi â ™ ª â ™ ª Sezgilerim çağırıyor â ™ ª Fakat, oğlum, Sanırım düşüyorsun â ™ ª
Reporting live from Seaside Heights, this is... ♪ My body's calling ♪ ♪ Right here and now ♪
Sanırım neden burada olduğumu biliyorsun.
I think you know why I'm here.
İyiyim sanırım. Burada kendimi güvende hissediyorum.
I feel safe here.
Peki, sanırım ben de burada güneşleneceğim takım için hazırladığım sandık dolusu sürprizlerle beraber tabii.
Well, I guess I'll just sit out here where it's warm and sunny... with a trunk load of surprises for the lacrosse team.
Bir şeyleri düzeltip normale döndürmek için çok çaba sarf ediyorum Henry. Fakat, sanırım benim de biraz ara vermem lazım her şeye burada olmaya.
I've, been trying too hard, Henry, to fix things, to get back to normal, but I think I need some time off, too, from all of it, being here.
Charlie, pardon, sanırım Marcy'nin söylemeye çalıştığı şey "Ne bok yiyorsun burada"?
Charlie, I'm sorry, I think what Marcy was trying to say is what the fuck are you doing here?
Louis burada Amerika'da boşanmayı kabul etmeyebilir ama... sanırım orada rızası olmadan da boşanabilirim.
Louis may not agree to a divorce here in the states, but... I think I can get one there without his consent.
Sanırım artık burada istenmiyorsun.
I reckon you just about worn out your welcome.
Sanırım ben burada, şu şeyi dinliyor olacağım.
Guess I'll be down here, checking this thing.
Çünkü sanırım Little Nunn'ın başı burada fena halde dertte.
He's in all kinds of trouble over here.
Sanırım senin benimle, burada kalman daha iyi.
I think it's better if you stay here with me.
Sanırım neden burada olduğunuzu biliyorum.
I bet I know why you're here.
Uzun zamandır görmediğim sevgilimle burada buluşacaktım ama... sanırım gelmemiş.
I'm supposed to be meeting my cutie here for a long overdue reunion, but I, uh, I guess he didn't make it.
Sanırım, diğer çocuklarla kasabaya gitmek için zamanında burada olmanı umuyordu.
I think he was just hoping you'd be back in time to go to town with the other kids.
Dur Max. Sanırım benim partim burada.
Max, I think this is where my party is.
- Schmidt hâlâ burada. - Hayır, sanırım...
No, I think...
Sanırım toplantı burada sona eriyor.
I suppose that brings this meeting to a close.
Burada olmanıza izin yoktu sanırım.
I'm not even sure it's allowed for you to be here.
Çok fazla insan var burada. Sanırım ben yukarıda bir şey unutmuştum.
There's just a lot of, um, people here, so maybe I...
Sanırım hâlâ burada yaşıyorlar.
i think they still live here.
Sanırım, burada insanların dört yılda öğrendiğinden fazlasını bir yılda öğrendi.
I think she learned more in a year Than most people learn here in four.
Ama sanırım artık o da burada değil.
But I guess he's not here either... anymore.
Merhaba. Daha önce tanışmadık sanırım. Ama burada olduğunuz için çok mutluyum.
Hi, I don't think we've had the chance to meet, but I'm thrilled that you're here.
Burada yanlış bir şeyler var. Sanırım yanlış bir şey olduğunu seziyorum.
There's something wrong with it, and I think it registers as something wrong.
7'nin bu katları, sanırım Kubrick'in aynı zamanda Thomas Mann'ın 1924 tarihli romanı "Büyülü Dağ" ın da farkında olduğu gerçeğini yansıtıyor. Burada da benzer bir bağ, bir otelle değil de yüksek dağlarda bulunan bir sanatoryumla kurulmuştur.
These multiples of seven, I think, also reflect the fact that Kubrick was aware of the importance of Thomas Mann's novel of 1924, The Magic Mountain, which similarly concerns a sanitarium... though not a hotel...
Sanırım bir süre burada olacağız.
I think we're gonna be here for a while.
buradayım 1669
buradasın 260
burada 4271
burada ne yazıyor 27
burada ne işin var 798
burada ne arıyorsun 599
burada da 32
buradan 750
burada kimse yok 180
burada mısın 154
buradasın 260
burada 4271
burada ne yazıyor 27
burada ne işin var 798
burada ne arıyorsun 599
burada da 32
buradan 750
burada kimse yok 180
burada mısın 154
burada ne yapıyorsun 1049
burada neler oluyor 706
buradan gitmek istiyorum 41
burada ne var 74
burada ne işim var 33
buradan git 21
buradaydı 142
buradasınız 63
burada dur 141
buradan gidiyorum 95
burada neler oluyor 706
buradan gitmek istiyorum 41
burada ne var 74
burada ne işim var 33
buradan git 21
buradaydı 142
buradasınız 63
burada dur 141
buradan gidiyorum 95