Sen bir hırsızsın translate English
169 parallel translation
Sen bir hırsızsın!
You are a thief!
- Sen bir hırsızsın!
You're a thief!
Kontes, sen bir hırsızsın.
Countess, you are a thief.
Sen bir hırsızsın Pip.
You're a thief, Pip.
Çünkü sen bir hırsızsın!
You're a thief!
Sen bir hırsızsın.
You're a thief.
- Mueller, sen bir hırsızsın.
- Mueller, you're a thief.
- Sen bir hırsızsın!
You're a thief.
- Sen bir hırsızsın!
- Six. - Youre a thief!
Şu an senden ne kadar nefret ediyorsam, o zamanlar o kadar çok seviyordum. Çünkü sen bir hırsızsın, Matt.
I loved you so much that now I hate you because you're a thief, Matt.
Demek sen bir hırsızsın.
So you're a thief.
Sen bir hırsızsın!
You're a thief!
Sen bir hırsızsın.
Relax. You're a thief.
Sen bir hırsızsın.
Why, you're a thief.
Sen bir hırsızsın Simon.
Simon, you're a plagiarist.
- Sen bir hırsızsın.
- You are a thief.
Bence sen bir hırsızsın.
I think you steal.
Tanrım! Sen bir hırsızsın!
My God, you're a thief.
Sen bir hırsızsın. - Yaklaştın.
You're a thief.
Sen bir hırsızsın.. Sıradan bir hırsız..
An ordinary intruder.
Çünkü sen bir hırsızsın.
'Cause you're a thief.
- Sen bir hırsızsın.
- You're a thief!
Sen bir hırsızsın, katil değil.
You're a thief, not a killer.
Sen bir hırsızsın.
You ´ re a thief.
Sen bir hırsızsın.
You're nothing but a hack.
Sen bir hırsızsın, o kadar!
You are a thief, that's what you are!
Sen bir hırsızsın, Alejandro.
You're a thief, Alejandro.
Sen bir hırsızsın!
They're framing you.
- Sen alçak bir hırsızsın.
- You're a mean, contemptible thief.
- O kitap beş para etmezdi sen ise bir hırsızsın.
- The book was trash and you're a thief.
Sen iyi bir hırsızsın Charley.
You're a good thief, Charley.
Sen bir canavarsın, bir domuzsun ve kahrolası bir hırsızsın!
You're a beast and a swine and a bloody, bloody thief!
Yoksa sen de mi bir hırsızsın?
Are you also a burglar?
Bir hırsız utanır ve sen de bir hırsızsın.
A thief like you, though.
Ve sen de hırslı, nemfomanyak bir hırsızsın. Ün ve servet için benimle evlenmişsin.
And you... you're a scheming... thieving, nymphomaniac... who's married for fame and fortune.
Sen, Shobei Hamajima'dan daha beter bir hırsızsın.
You're a thief. Worse than Shobei Hamajima.
Ne tür bir hırsızsın sen?
What kind of thief are you, otherwise?
Sen bir así ve bir hırsızsın.
You're disobedient and you're a thief.
Oh, ne biçim bir hırsızsın sen.
Oh, some thief you are.
Çünkü benim her zaman yüksem bir kredim olmuştur ve sen ise şüpheli bir hırsızsın
Because since long I've held a good reputation And you are a suspicious devil head
Sen koca şişko bir hırsızsın!
You're a big, fat thief!
Grigori, sen yalancı bir hırsızsın.
Grigory, you're a thieving liar.
- Sen ayrıca bir hırsızsın.
- This is great. You're a thief, too, huh?
Sen ise sefil bir hırsızsın.
You are a miserable thief.
Sen bir katil ve bir hırsızsın.
You are a murderer and a thief.
- Ben bir leprikonum ahbap. Ve sen de açgözlü bir hırsızsın.
I'm a leprechaun, me lad, and you're a greedy thief.
- Sen bir hırsızsın, Dobbs!
You are a thief, Dobbs.
Hatırlasana, sen de bir hırsızsın.
Remember, you're a thief, too.
Saçmalık.Sen yanlızca bayağı bir hırsızsın.
Rubbish. You're just a common thief.
Fakat sen bir inci sınıf bir hırsızsın!
But you are an ace thief!
Sen zaten bir hırsızsın.
You're already a thief.
sen bir tanesin 30
sen bir 32
sen bir meleksin 58
sen bir pisliksin 43
sen bir dahisin 132
sen bir erkeksin 31
sen bir harikasın 29
sen bir aptalsın 74
sen bir kadınsın 24
sen bir kızsın 17
sen bir 32
sen bir meleksin 58
sen bir pisliksin 43
sen bir dahisin 132
sen bir erkeksin 31
sen bir harikasın 29
sen bir aptalsın 74
sen bir kadınsın 24
sen bir kızsın 17