Sen bir yalancısın translate English
637 parallel translation
Sen bir yalancısın!
You're a liar!
Sen bir yalancısın, Julie.
You're a liar, Julie.
- Sen bir yalancısın, Penny Baxter.
- You're a liar, Penny Baxter.
- Sen bir yalancısın.
- You're a liar. He promised...
Sen bir yalancısın.
You're a liar.
- Sen bir yalancısın!
You're a liar!
Sen bir yalancısın.
You're a liar!
Exeter, sen bir yalancısın.
Exeter, you're a liar.
- Sen bir yalancısın!
- You're a liar!
- Sen bir yalancısın Sidney.
- You're a liar, Sidney.
Doğal olarak, sen bir yalancısın.
Naturally, you're a liar.
- Sen bir yalancısın.
- You're a liar.
Sen bir yalancısın dedim.
I said you're a liar!
Sen bir yalancısın,
You are a liar,
Sen bir yalancısın, Charlie.
- You're a liar, Charlie.
- Sen bir yalancısın.
Oh, you're a liar! You're just a liar!
Becket, Sen bir yalancısın!
Becket, you are a liar!
Sen bir yalancısın.
You are a liar.
- Mata Hari! - Sen bir yalancısın.
- You are a liar.
Sen bir yalancısın, Ed.
You're a liar, Ed.
Sen bir yalancısın Bay Vanzetti.
You're a liar, Mr. Vanzetti, a charming liar.
Ayrıca sen bir yalancısın.
And you're a liar.
Sen, Ralphy, bir aptalsın, sen bir yalancısın, ve sen cinsdaşların için bir tehlikesin.
You, Ralphy, are a fool, you're a liar, and you're a menace to your fellow man.
Sen koca bir yalancısın.
You're a big liar.
Sen bir yalancısın Tom.
- You're a liar.
- Sen bir ahmak ve lanet bir yalancısın McCoy!
- You're a fool, McCoy, and a dad-blasted liar!
Harden, Sen bir düzenbaz ve yalancısın.
Harden, you're a sneak and a liar.
Sen küçük sevimli bir yalancısın.
You are a gallant little liar.
Sen kötü bir yalancısın, Julie.
You're an awful liar, Julie.
- Sen kötü bir yalancısın.
You're a poor liar.
Sen güzel bir yalancısın.
You're a lovely little liar.
Bana inanmıyor musun? - Bence sen esaslı bir yalancısın.
I think you're a constitutional liar.
Sen bir yalancısın Neron!
You lie, Nero!
Sen çirkin bir yalancısın.
You're a filthy liar.
Sen lanet bir yalancısın.
You're a damn liar.
Ed, sen gerçekten iyi bir yalancısın.
Ed, you're just a natural born liar.
Korkunç bir yalancısın... Yancı bir hilekar, sen busun.
A mean, disho dishonest swindler are you!
- Sen kötü, pis bir yalancısın.
- You no-good, lowdown liar.
Sen açgözlü bir yalancısın.
You're such an avid liar.
- Lanet bir yalancı mısın sen?
- Are you a bloody liar?
Sen büyük bir yalancısın.
And you're an absolute liar.
Sen küçük bayat hileleri olan, basit metotlu bir yalancısın!
You're a cold, practiced little method actress of a liar.
Sen obsesif bir hırsız, patolojik bir yalancı mısın?
Are you a compulsive thief? A pathological liar?
Bence sen bir yalancı ve dolandırıcısın, aynı baban gibi.
I say you're a liar and a cheat, just like your old man.
Sen pis bir yalancısın, Hillmann.
You're a filthy liar, Hillmann!
Harry Mudd. Sen, yalancı ve başı ciddi belada olan yasadışı bir adamsın.
Harry Mudd, you're a liar, and an outlaw, and in deep trouble.
Sen kurnaz bir yalancısın.
You're a clever liar, Captain Kirk.
Sen pis bir yalancısın ve benim hükümlerim senin yaratıklarındır.
You are a foul liar, and my judges are your creatures.
Aptal! Sen busun işte aptal bir yalancısın!
That's all that you are because you're a lying sucker!
Sen lanet bir yalancısın!
You're a damned liar!
Dawn Davenport, sen kronik bir yalancısın... ve ben bunun farkındayım.
Dawn Davenport, you are a habitual liar... and I'm quite well-aware of it.
sen bir tanesin 30
sen bir 32
sen bir meleksin 58
sen bir dahisin 132
sen bir pisliksin 43
sen bir erkeksin 31
sen bir harikasın 29
sen bir aptalsın 74
sen bir kadınsın 24
sen bir kızsın 17
sen bir 32
sen bir meleksin 58
sen bir dahisin 132
sen bir pisliksin 43
sen bir erkeksin 31
sen bir harikasın 29
sen bir aptalsın 74
sen bir kadınsın 24
sen bir kızsın 17