Sen olduğunu bilmiyordum translate English
124 parallel translation
- Mac, sen olduğunu bilmiyordum.
- Mac, I didn't know it was you.
Gelen misafirin sen olduğunu bilmiyordum.
I didn't know that the guest was actually you.
Sen olduğunu bilmiyordum.
Forgive me. I didn't know it was you.
O odada Burroughs'un yanındakinin sen olduğunu bilmiyordum.
I never knew it was you in the room with Burroughs.
Üzgünüm, sen olduğunu bilmiyordum.
Sorry, Colonel. Didn't know it was you. Moving out.
- Oh, ama sen olduğunu bilmiyordum, amigo.
- Oh, but I did know it was you, amigo.
Sen olduğunu bilmiyordum.
I didn't know it was you.
Ah, ja, Dorf'tan bana bahsedildi. Ama onun sen olduğunu bilmiyordum.
Oh, ja, I was told about Dorf, but I didn't know it was you.
- Sen olduğunu bilmiyordum.
- I didn't know it was you, I...
Üzgünüm bebek.Sen olduğunu bilmiyordum.
Sorry, babe. Didn't know it was you.
Sen olduğunu bilmiyordum.
Didn't know it was you.
Sen olduğunu bilmiyordum.
I didn't know was you.
- Sen olduğunu bilmiyordum.
- I didn't know it was you.
Daha önce sen olduğunu bilmiyordum.
Just never knew it was you.
- Tony, sen olduğunu bilmiyordum.
- Tony, I didn't know it was you.
- Sen olduğunu bilmiyordum.
- I didnt know it was you.
Sen olduğunu bilmiyordum.
I knew it would be you.
Onun sen olduğunu bilmiyordum. - Ama sanırım bu mantıklı geliyor.
I didn't know it was you but I guess it makes sense.
Özür dilerim, sen olduğunu bilmiyordum.
I didn't know it was you! - You're lucky it was your head.
Ryan olduğunu biliyordum, ama o Ryan'ın sen olduğunu bilmiyordum.
I knew it was a Ryan, but I didn't know it was you, Ryan.
Özür dilerim, sen olduğunu bilmiyordum.
I'm sorry, I didn't know it was you.
Sen olduğunu bilmiyordum!
I didn't know it was you!
Sen olduğunu bilmiyordum.
I didn't know that was you.
Sen olduğunu bilmiyordum amca, başkası sandım.
Pop, I thought you were somebody else!
Çılgınca, ani bir saçmalıkla, senin eğildiğini görünce ayrıca sen olduğunu bilmiyordum, geçmiş günlerin hatırına...
On some crazy, impulsive lark, I saw you bending over... ... and I didn't know it was you, and for old times'sake....
Bunca zaman boyunca sen olduğunu bilmiyordum.
I'D NEVER, IN A MILLION YEARS, KNOW IT WAS YOU.
Vic, sen olduğunu bilmiyordum.
Vic, I didn't know it was...
Borçlu olduğu kişinin sen olduğunu bilmiyordum.
I didn't know it was you he owed the money to.
Şey, sen olduğunu bilmiyordum, kağıtta Alexis Garret yazıyordu.
Well, I didn't know it was you. The sheet says Alexis Garret.
Sen olduğunu bilmiyordum, Lorraine.
I didn't know it was you, Lorraine.
Oh, tanrım. sen olduğunu bilmiyordum.
Oh, god. I didn't know it was you.
Tanrım, Lana, sen olduğunu bilmiyordum.
My God, Lana, I... I had no idea it was you.
Sen olduğunu bilmiyordum!
I didn't know it was you.
Yemin ederim Richie, sen olduğunu bilmiyordum.
CAMPIZI : I swear to God, Richie, I didn't know it was you.
Sen olduğunu bilmiyordum...
I didn't know you were...
Gerçekten sen olduğunu bilmiyordum.
I didn't know that it was "you" you.
Ama onun sen olduğunu bilmiyordum.
But I didn't know it was you.
Hey, bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum... ta ki sen şu kapıdan girene kadar, Larry.
Hey, didn't know it was such a big deal... till you came through that door, Larry.
- Sen olduğunu kesinlikle bilmiyordum.
- I certainly didnt know it was you.
Şöyle diyelim, bu geceye kadar sen ve Ben'in yolculuk için yaptığınız planlara Julie'nin kulak misafiri olduğunu bilmiyordum.
Let's just say that until tonight, I never realized that Julie overheard you and Ben conspiring to take that road trip.
Ama hayatım kusura bakma da olumsuz görevlerimden birinin de sen sorumsuzca davranırken seni uyarmamak olduğunu bilmiyordum.
But if you'll let me say so... I didn't know one of my negative duties... was not to warn you when you took your imprudence too far.
Sen olduğunu hiç bilmiyordum.
I had no idea it was you.
Sen benim erkek arkadaşımı da alıp "senin olduğunu bilmiyordum." dersin.
You could take my boyfriend too and say, "I didn't see he was already yours."
- Orada arka oda olduğunu bilmiyordum.Sen, Tuck?
- Didn't know there was one. You, Tuck?
- Sen olduğunu bile bilmiyordum.
I didn't even know it was you.
Sen ve Trafik Kontrol'deki Kitty'nin şey olduğunu bilmiyordum.
Listen, I didn't know that you and Kitty from Traffic Control were a thing.
Hani sen bana şunları ye demiştin, ama ben ne olduğunu bilmiyordum sende ozaman dudağını yaladın, karnını ovaladın "Mmm, gerçekten güzeller, Kelso" der gibi ve bende yedim keşke ben bitirmiş olsaydım bunları dedim.
Like that time that you told me to eat that stuff, and I didn't know what it was, and then you licked your lips, and you rubbed you stomach and you were like'Mmm it's really good Kelso'
Tanrı beni gördü ve sonra sen geldin. Benden bu kadar hoşnut olduğunu bilmiyordum
And I opened the door and there you was I never knew you was so satisfied with me
Sadece onun sen olduğunu bilmiyordum.
I just didn't know it was you.
Doğruyu söylemek gerekirse, sen olduğunu bile bilmiyordum.
To tell you the truth, I didn't even know if it'd be you.
Onun evli bile olduğunu bilmiyordum. Sen biliyor muydun?
I didn't even know he was married.
sen olduğunu biliyorum 29
sen olduğunu biliyordum 24
bilmiyordum 699
sen öyle san 131
sen osun 16
sen oku 28
sen öyle diyorsan 53
sen olmasaydın 39
sen öldürdün 24
sen orada kal 30
sen olduğunu biliyordum 24
bilmiyordum 699
sen öyle san 131
sen osun 16
sen oku 28
sen öyle diyorsan 53
sen olmasaydın 39
sen öldürdün 24
sen orada kal 30
sen o 37
sen olamazsın 19
sen otur 63
sen öleceksin 19
sen ölüsün 79
sen öyle zannet 20
sen öyle diyorsun 17
sen ona bakma 16
sen öldün 179
sen o değilsin 21
sen olamazsın 19
sen otur 63
sen öleceksin 19
sen ölüsün 79
sen öyle zannet 20
sen öyle diyorsun 17
sen ona bakma 16
sen öldün 179
sen o değilsin 21