English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ S ] / Silahın var

Silahın var translate English

1,747 parallel translation
Bir cinayet silahın var mı?
- Do you have a murder weapon?
İdris kardeş, senin de silahın var mı?
Brother ldris, do you also have a gun?
Silahın var mı?
You got a gun?
Başka silahın var mı?
Any other weapons?
- 53'te silahın var mıydı Monty? - Hayır.
- You own a gun back in'53, Monty?
Ed, silahın var değil mi?
You got your gun, Ed?
Demek istediğim, silahın var ve silahlar her zaman korkutur.
I mean, you've got a gun with you. And guns are always scary.
Gidiyorum ama rica etsem onu gördüğünde, bana bir iyilik yapıp ona söyler misin- - Silahım var- - Silahın var.
I'm gonna go, but, um, could you- - when you see him, could you do me a favor and let him know that I- - have a gun- - you have a gun.
Silahın var mı?
Hidden weapon?
Herhangi bir silahın var mı?
We have to dump this thing.
- Silahın var mı? - Bu seni ilgilendirmez.
- None of your damn business.
[15 Silah ] [ 10 Varış yeri ] [ 2 Ev ] [ 1 Kara kuğu]
- = ÆÆÀÃÐÜÀÖÔ ° ÇãÇé · îÏ × = - ± ¾ × ÖÄ "½ ö ¹ © Ñ § Ï ° ½" Á ÷ £ ¬ ÑÏ ½ ûÓÃÓÚÉÌÒµÓÃÍ ¾
" Bu silahın içinde hala kurşunlar var çünkü kullanmak için her zaman hazır oluyor.
"there's still bullets in this gun,'cause that what works really well with... with shooting stuff."
İkinci bir silahınız var.
Vance : you have A second weapon.
Babasının silahı var.
Her father has a gun.
Zanlının elinde de öyle bir silah mı var?
Is that what your suspect is holding?
Sizin emirlerinizi yerine getirecek binlerce silahınız ve askerleriniz var.
You have tens of thousands of subjects and soldiers who will obey your every command.
Pekâlâ, iki tarafın da silahı var.
Okay.
Hayır, teşekkürler. Silahım var ve kullanmasını biliyorum.
I have my own gun, and I know how to use it.
Bu yaşlı adamın büyük bir silahı var.
You know, this old man happens to carry a big, old gun.
- Silahın üzerinde sadece senin izlerin var.
I don't care what you got.
Yaranın giriş kısmında sıyrıklar var, sanki kendini vurmuş ve silah sarsılmış.
Abraded skin around the entry wound. The gun's upside down, as if he shot himself.
O halde, saldırgan yaklaşırken silahı doldurmaya zamanın var mıydı?
So you had time to load the weapon as you heard the intruder approach?
Memur bey, oradaki adamın silahı var!
Officer, that man over there has a gun!
Hey! Çok güzel şapkalı adamın silahı var.
The guy in the cool, cool hat has a gun!
Cinayet silahının kirli bir geçmişi var.
Murder weapon has a sordid history.
Alison'un üstünde de aynı sersemletici silahın izleri var. Devamında, sıkı siyah plastik bağlarla bağlanmış, gövde kısmında kesme ve saplama darbeleri ve sonunda iç organlarda hasar.
On Alison, we have stun-gun marks followed by binding with tight, black, plastic ligatures frenzied cutting and stabbing assault of the torso, and abuse of the viscera.
Ne cinayet silahınız var, ne de görgü tanığınız.
You got no murder weapon and you got no witnesses.
Silah dolabında Cole Erickson'ın parmak izi var mıymış?
Hey, are Cole Erickson's prints on the gun cabinet?
Silahınız var.
You have a gun.
Evinizde hiç silahınız var mı?
Do you have any guns in your home?
Kadının silahı var.
She's got a gun.
Benim benzin istasyonumda bir adamla birlikte adamın silahı var.
Um, she's here. She's here at my gas station. And she's, she's with a man and he has a gun.
Şunuda sormak zorundayım, eski ordu mensubusunuz, evde silahınız var mı?
So I have to ask, because I know you're a vocal N.R.A.Supporter, do you own firearms?
Silahın var.
It's cool.I'm just gonna take a- - you're not going anywhere. You have a gun.
Adamın silahı var.
Guy's got a gun.
Nick, kadının silahı var.
Nick, she's got a gun.
Amcanın silahı var mıydı?
Did your uncle have a gun?
Bu kadın delirmiş, elinde silah var!
She's crazy! The door!
Elde taşınabilen şok silahı versiyonu da var. Müşteri listelerinden, son bir yıl içinde kimlerin bu silahtan aldığını araştırdım ve ilgini çekebilecek birine rastladım.
After going through customer sales lists for the last year, I came up with this name you might find interesting.
Bizim silahımız var ama onların yok.
We've got guns. They haven't.
Hepinizin anasını ağlatacak bir silahım var.
I've got a mother flipping gun!
- Kadının silahı var! Fırsat varken kaçalım! İletin çabuk!
Get out while we can!
Dolabın üstünde bir silah var.
There's a gun on the cupboard.
Kontrol edemediğimiz bir silahın bize ne faydası var?
What good is that, a weapon that we can't control?
Kadının silahı var.
She's got a gun!
- Kadının silahı var!
- She's got a gun!
Babanın silahı var mıydı?
Does your dad have a gun?
Bleckner'ın silahı var!
Bleckner's got a gun!
Silahın mı var?
You got a gun?
Sanıkların silah zoruyla kilisedekileri rehin alıp pazar bağışlarını çaldıklarını teyit edecek bir tanığınız var mı?
You have a witness to testify that the defendants held members of the church hostage with firearms while attempting to steal from Sunday's offering?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]