Size bir şey göstereceğim translate English
159 parallel translation
- Şimdi size bir şey göstereceğim.
- Now, I'll show you something.
- Size bir şey göstereceğim.
- I'd like you to see something.
Size bir şey göstereceğim.
You want to see something? Here. Here.
Bakın size bir şey göstereceğim.
Here, let me show you something.
Gelin, size bir şey göstereceğim.
You're not a bunch of bums.
- Size bir şey göstereceğim.
- I'll show you something.
Size bir şey göstereceğim.
It's crazy. I've got something to show you.
Şimdi size bir şey göstereceğim.
Now, I will show you something.
- Size bir şey göstereceğim.
Uh, I've got something to show you, sir.
Size bir şey göstereceğim.
I want to show you something.
Size bir şey göstereceğim.
Let me show you something.
Size bir şey göstereceğim.
I'll show you something
- Neden? Gelin, size bir şey göstereceğim.
Come on, I want to show you something.
Size bir şey göstereceğim.
I have something to show you.
Ama kanıtım var... ve bu akşam size bir şey göstereceğim... sizi inandırmak için.
But I have proof... and tonight I'm going to show you something... to make you believe.
Size bir şey göstereceğim çok fazla hoşuma gitmeye başlarsa diye saklıyordum.
Let me show you something that I keep just in case I get to enjoying myself too much.
- Size bir şey göstereceğim.
- I want to show you something.
Aa, durun, size bir şey göstereceğim.
Oh, wait, I got something to show you.
Şimdi size bir şey göstereceğim.
Now I'll show you something.
Size bir şey göstereceğim.
I'm gonna show you something.
Siz oradakiler, Kertenkele ve Elastik Köpek, size bir şey göstereceğim.
Say there, Lizard and Stretchy Dog, let me show you something.
Benimle gelin, size bir şey göstereceğim.
Follow me, I want to show you something.
Size bir şey göstereceğim.
I have to show you something.
Ayrıca kimlerle çalıştığını da tahmin ediyoruz. Size bir şey göstereceğim.
We also have a real good idea about who he was teamed up with.
General size bir şey göstereceğim.
General, I want to show you something.
Bana bir dakika izin verin, size bir şey göstereceğim.
Give me a moment, I will show you something.
Gelin, size bir şey göstereceğim, çocuklar.
Come on, I show you something, guys.
Size bir şey göstereceğim.
I am to show you something.
Hadi, beyler, size süper bir şey göstereceğim.
Come on, fellas, I got something great to show you.
Fransa'yı niye sevdiğimi açıklayan bir şey göstereceğim size.
I'd like to show you something that explains why I love France.
Buraya gelin, size benzersiz bir şey göstereceğim.
Come over here, I want to show you something really unique.
Size çok ilginç bir şey göstereceğim.
I want to show you something really interesting.
Size garip bir şey göstereceğim.
Say, I was going to show you something funny.
Size gösterecegim bir sey var, bay Wales.
I've got something to show you, Mr. Wales.
Öyle diyorum ve size göstereceğim. Hakime hanım, bu Spegiorin'a bolca satılan şey enfes bir yemekti!
I do say, so I'm showing you, mrs magistrate, that that lot sold to Spegiorin...
Ama ben size başka bir şey göstereceğim.
But you get to see something else.
Size çok güzel bir şey göstereceğim.
I have something very nice to show you.
Hadi bakalım, size güzel bir şey göstereceğim.
Come on, oh i'm gonna show you something nice, come on.
Merak etmeyin, size özel bir şey göstereceğim.
Don't worry, I'm gonna show you something special.
Bay Spica, size göstereceğim bir şey var.
Mr Spica, I have something to show you.
Radyoaktif Çocuk'un kendini bulduğu sayı size özel bir şey göstereceğim ama ellerinizi arkanızda tutacağınıza söz verirseniz.
That's before Fallout Boy became his ward. I'll show you something if you'll put your grubby little hands behind your back. Behold.
Size göstereceğim çok eğlenceli bir şey var.
I've got something very funny to show you.
Adımın Shitou olduğuna ne kadar eminsem, işte size öyle bakacağınız bir şey göstereceğim.
Just as sure as my name is Shitou... I'll give you something to look at.
Size gülünecek bir şey göstereceğim.
I'll give you something to laugh about.
Bay Ventura gitmeden önce hoşunuza gidecek bir şey göstereceğim size.
Before you go, Mr. Ventura I'd like to show you something you may enjoy.
Sizinle görüşmek istedim, çünkü size göstereceğim bir şey var.
I wanted to meet you because I have something to show you.
Size bir şey daha göstereceğim.
I want to show you something else.
Ve şimdi güçlerimin olağanüstü bir gösterisi olarak size muhteşem bir şey göstereceğim.
And now, in an extraordinary display of my powers, I will show you something so marvelous.
Bir şey söylemeniz gerekmeyecek. Size göstereceğim.
You won't have to say anything.
Size göstereceğim bir şey var.
I have something to show you.
- Size yıldız haritasında bir şey göstereceğim.
- I'll show you on the star map.
size bir şey sorabilir miyim 51
size bir mektup var 20
size bir telefon var 22
size bir şey söyleyeyim 47
size bir mesaj var 17
size bir soru sorabilir miyim 36
size bir şey söyleyeceğim 28
size bir şey sormak istiyorum 25
size bir şey söylemek istiyorum 28
size bir sorum var 16
size bir mektup var 20
size bir telefon var 22
size bir şey söyleyeyim 47
size bir mesaj var 17
size bir soru sorabilir miyim 36
size bir şey söyleyeceğim 28
size bir şey sormak istiyorum 25
size bir şey söylemek istiyorum 28
size bir sorum var 16
size bir teklifim var 17
size bir sürprizim var 19
size bir şey göstereyim 22
size bir şey göstermek istiyorum 21
bir şey göstereceğim 20
size nasıl yardımcı olabilirim 99
size de 156
size iyi eğlenceler 23
size iyi günler 35
size iyi şanslar 32
size bir sürprizim var 19
size bir şey göstereyim 22
size bir şey göstermek istiyorum 21
bir şey göstereceğim 20
size nasıl yardımcı olabilirim 99
size de 156
size iyi eğlenceler 23
size iyi günler 35
size iyi şanslar 32