English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ S ] / Suçlu

Suçlu translate English

19,780 parallel translation
- Masum olduğunu düşünen bir suçlu.
A guilty man who thinks he's innocent.
Bir suçlu olduğunu söyledik.
Well, we profiled something criminal.
Eğer o mahkumlar sert birer suçlu değillerse seni öyle görünce sertleşecekler.
If those inmates weren't hardened criminals before, they will be once they see you in that.
Sen de suçlu hissediyor olmalısın.
You must feel guilty about something too.
anne'nin büyücülük ve diğer ahlaksız şeylerle suçlu olduğunu da söylemiştin.
Anne was guilty of witchcraft and other depravities.
Anne'nin suçlu olduğu tek şey bir oğlan verememesiydi.
The only thing Anne was ever guilty of was not having a son.
Kendini tuhaf ve suçlu hissetmiş.
So he feels, like, self-conscious and guilty, you know?
Bu dava burası ve şimdiyle alakalı burası ve şimdiyle ilgili gerçek ise.. ... makul şüphenin ötesinde hiç kimse müvekkilime suçlu diyemez.
This case is about the here and now, and the truth regarding the here and now is this- - there's no way anyone can say beyond a reasonable doubt that my client is guilty.
Ağabey, ben suçlu değilim.
Sir... I'm not a criminal.
Mahkeme esas kararı bozup sanığın suçlu olmadığına karar vermiştir.
So the court revokes the original verdict and declares the defendant not guilty.
Alice'in cinayetinden suçlu değilse neden kaçtı?
If he wasn't guilty of Alice's murder, then why did he run?
Aramızda kalsın ama siviller, bizim gibi gazileri görünce suçlu hissediyorlar o yüzden bizi görmezden gelmeyi alışkanlık edindiler artık.
Between you and me, civvies feel super guilty around us veterans, so they've trained themselves to ignore us.
Oldukça önemli bir dava olmuştu,... ve soruşturmanın boyutu oldukça genişletildi. Sanırım daha önce bir şekilde "Olympic Games" hakkında konuşmuş,... ve suçlu olmadığı blinen kişilerle bile tekrar görüşüldü.
It became a significant issue and a very wide-ranging investigation in which I think most of the people who were cleared for Olympic Games at some point had been, you know, interviewed and so forth.
Sonrakine firavun faresi, pangolin ya da meyve dilimi olur, hatırlamıyorum diye de ben suçlu olurum.
Next time she'll be a mongoose, a pangolin or a fruit. It'll be my fault for not remembering.
İkimiz de kararın suçlu olacağını biliyoruz.
You and I both know that means a guilty verdict.
Müvekkilin suçlu çıkarsa 10 yıl cezayı göze alıyor.
Your client is risking ten years in prison with a guilty verdict.
Bu, baban suçlu anlamına gelmiyor.
But that doesn't mean Dad is guilty.
Yani, kim suçlu kim suçsuzla uğraşıyormuş gibi yapma bana.
So don't pretend like you actually care about what really happened.
Bu, suçlu olduğunu ispatlamaz.
It doesn't mean that he's guilty.
Eğer sonuçlar jüriye ulaşırsa, Peter'i suçlu bulacaklardır.
If these results get to the jury, they will find against Peter.
Çünkü o suçlu.
He's guilty.
suçlamadan değil, ama o gerçekten suçlu tamamen.
Not to start pointing fingers, but she really is entirely to blame.
Suçlu olanın araştırma için dedektif tuttuğu çok nadirdir.
In my experience, the guilty party rarely hires someone to investigate.
Suçlu kadın mı?
Female offender?
Pisliğin teki bir suçlu.
A criminal son of a bitch.
Eğer ben başka bir kadınla birlikte olursam başka erkekleri istemesi Nancy'yi daha az suçlu hissettiriyor.
If I'm with other women, it makes Nancy feel less guilty that she wants other men.
- Suçlu.
- Guilty.
Suçlu.
Guilty.
Tamam, davaya karşı zinayı önümüze getirecekler ki böylelikle planları seni bir suçlu olarak göstermek olacak.
Okay, well, adultery is against the law, so they plan on portraying you as a criminal.
Little Brown'la olan bütün pazarlığım suçlamalara karşı savaşmaya suçlu olduğumuzu kabul etmemeye dayalı.
My entire negotiation with Little Brown was based on the fact that we would fight these charges and not plead guilty.
Sayın Yargıç, suçlu olduğumu kabul edeceğim.
Your Honor, I will plead guilty to the charge.
Hâl böyle iken, müşterin az önce cinsel sapkınlıktan suçlu bulundu.
And yet, your client just pleaded to sexual deviance.
Eminim ki, ben başına kakmasam da sen yeteri kadar suçlu hissediyorsundur.
Look, I'm sure you feel guilty enough without my piling on.
Ben neden kendimi suçlu hissedeyim ki?
Why would I feel guilty?
Biz kaç tane suçlu öldürdük?
That's how many outlaws we'll have to put down?
Tüm kanıtlar suçlu olduğunu işaret ediyormuş ama salıverilmiş.
All evidence pointed to his guilt, but he was let off.
Ünlü silahşorun uzun süreli yoldaşı... KADIN SUÇLU : KOCA BURUN KATE
Long-time companion of a famous gunslinger... _
Kahraman ya da suçlu olacağını bilmeden bayrak yakmak gibi mesela ya da gittiğin yerde ne bulacağını bilmediğin hâlde oraya 35 mil yürümek gibi.
Like burning a flag and not knowing if you're a hero or a felon, or... walking 35 miles, even if you don't know what you'll find when you get there.
Hayatımda seksin olmasını istediğim için kendimi suçlu gibi hissetmekten bıktım.
I am done being made to feel that wanting sex in my life is a crime.
Eğer suçlu hissetmesi gereken biri varsa, o da burada olmayan Park Joon'dur.
If anyone has a reason to feel guilty, it's Park Joon for not being here.
Bir, kaba ve sempatik olsa da Phil hayatında iki kişiyi öldürmüş bir suçlu.
First, while gruff and loveable, Phil's a felon who's murdered two people in his lifetime.
Gitmen konusunda suçlu hissetmene gerek yok.
No need to feel guilty about leaving.
Dillerini bilmesen bile kimin güçlü olup, kimin suçlu olduğunu kimin korkup, kimin güldüğünü anlayabilirsin.
You don't speak the language, but you know who's in power, who's at fault, who's scared, who's amused.
Bir keresinde biri, suçlu hissetmenin kansere benzediğini söylemişti. Hastalığı tedavi edebilirsin, ama sebeplerini asla.
I once heard someone say that guilt is like a cancer - you can treat the symptoms, but never the cause.
Sizin suçlu olduğunuzu düşünmüyorum.
I do not think you are guilty.
Onu suçlu buldular.
They found him guilty.
Geçtiğimiz yıl Bay Herz, İngiliz kız öğrenci Alice Webster'ın kaçırılışında suçlu bulunmuştu.
Last year, Mr Herz was accused of the abduction of British schoolgirl Alice Webster...
Kocanızı suçlu bulacaklarını düşünüyor musunuz, Bayan Herz?
Do you think they will find your husband guilty, Mrs Herz?
Birileri benim suçlu olduğumu göstermeye çalışıyor.
This is somebody trying to make it seem I'm guilty.
Bu kanıt Kristian Herz'ün, Alice Webster'ın kaçırılışında suçlu bulunmasının kaçınılmaz olduğunu gösteriyor.
This piece of evidence makes it all but certain that Kristian Herz will be found guilty of the abduction of Alice Webster.
Eger gercekten duysaydin onume % 55 olasilikla suclu olan birini gonermezdin.
If you really knew, you wouldn't send anyone my way on a 55 % chance he's guilty.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]