English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ S ] / Suçluluk

Suçluluk translate English

3,673 parallel translation
Olan oldu zaten, şimdi kendi suçluluk duygunu bana yükleyip beni suçlamaya kalkma.
And now you're trying to transfer your guilt and blame me.
- Suçluluk hissedeceğim.
- No, no, no. Come here.
Bir annenin ne yapacağını bilemediğinde hissettiği suçluluk duygusundan haberin var mı?
Know the guilt a mother feels when she doesn't know what to do?
Herhangi bir suçluluk yok kabul.
No admission of guilt of any kind.
Sen, bu bağışıklık olduğunu anlamak ama aynı zamanda suçluluk bir giriş var.
You understand this is immunity, but it's also an admission of guilt.
Suçluluk duygusuyla Billy'e yaptığı şeyi itiraf etti.
Riddled with guilt, he confessed to Billy what he'd done.
Kamyona çarpması benim suçum olduğu için bir miktar suçluluk duyduğumu söyleyebiliriz.
- Yeah. Although he was hit by a truck and it was my fault, so I have a little bit of guilt.
Gözünde korku vardı, suçluluk değil.
I smell fear on him, not guilt.
Kardeşim suçunu reddetti fakat suçluluk duygusu o kadar barizdi ki ben de onu kendi ellerimle kör ettim ve sonra onu canlı canlı yaktım.
My brother denied responsibility, but his guilt was too obvious. So I blinded him with my own hands, and then I burned him alive.
Bu da senin insan olmanın suçluluk hissini azaltıyor.
And that made you feel less guilty about being human.
Ama tek yapabildiğim öfkemi daha da arttırmaktı ta ki öfkeden ve suçluluk duygusundan kendi gözlerimi oyacak hale gelene kadar.
But all I accomplished was to make myself more angry, until I was insane with rage, guilt, trying to pull my own eyes out.
Herhangi bir şey için suçluluk duymama sebep olamazsın.
You're really not allowed to make me feel bad about something.
Kendilerini onca saklı duyguya maruz bırakıyorlar onca suçluluk duygusu, acı, keder ve...
I mean, exposing themselves to all those hidden feelings - all that guilt, pain and sorrow and...
Önünde sonunda suçluluk duygusuna, dehşete yol açacaktır...
Sooner or later it gives way to guilt, to horror...
Kâbuslar, hayaller, kramplar geçirecek, suçluluk duyacaksınız.
You will experience nightmares, delusions, cramps, guilt.
Artık suçluluk yok, saklanma yok.
No more guilt, no hiding.
Jest deyin, liberal suçluluk deyin ne derseniz deyin ama parayı verin.
Call it a beau geste, call it liberal guilt, call it whatever you want, but do it.
Eğer tüm suçluluk duygusunu sen hissediyorsan diye.
If you were feeling at all guilty.
Suçluluk ve öfkeyle dolu.
She's filled with guilt and anger.
Suçluluk ve gözyaşı ilr bir yılını boşu boşuna harcadın.
You wasted a year on guilt and tears.
Suçluluk duygusundan uzaklaşmak istiyordum.
I want to be safe from the guilts.
Seni ziyaret ederek, savunarak, bana yaptığın her şey için suçluluk duyarak aylarımı harcadım.
I wasted months visiting you, defending you, feeling guilty for everything you did to me.
Suçluluk duymamı istedin, öyle mi?
You wanted me to feel guilty, is that it?
Suçluluk duygunun azalacağını mı sanıyorsun?
You really think it's gonna make you feel any less guilty?
Ama suçluluk duygusuyla hayır.
But not with guilt.
Şimdiye kadarki sessizliği suçluluk olarak görüldü.
Her silence until now has been taken as guilt.
Kardeşi bana saldırdığı için suçluluk duyuyordu.
He just felt guilty that his brother ran out on me.
Roma'nın doğusuna doğru ruhsal bir yolculuk yaptığını hayal edersen suçluluk ve acıdan uzaklaşıp zevk ve aydınlığa ulaştığını hissedersin.
If you imagine a... a mental journey from Rome eastward, you feel how you move away from guilt and pain towards joy and light.
Bir adam, arzusu için çocuklarını terk edince omuz silkip kabul ederiz, ama sen, bir kadın olarak asla hafiflemeyecek bir suçluluk yükünü omuzlarına almak zorunda kaldın.
When a man leaves his children because of desire, we accept it with a shrug, but you as a woman, you had to take on a guilt, a burden of guilt that could never be alleviated.
Nihayetinde, tüm o suçluluk hissi yıllar boyunca birikti ve sana fazla geldiğinde de agresif bir tepki verdin. Hatta bir erkek gibi tepki verdin.
And all in all, all the blame and guilt that'd piled up over the years became too much for you, and you reacted aggressively, almost like a man I have to say.
Kurbanları tanıyordun. Suçluluk duygusundan bunu şahsi meseleye dönüştürüyorsun.
You overidentify with the victims, the guilt makes it personal, you unravel.
Suçluluk duyuyorsun ama duymamalısın.
You're feeling guilty, but you shouldn't.
Her sabah ona söyleme niyetiyle uyanıyorum ve geceleri de ona söylememenin verdiği suçluluk duygusuyla uykuya dalıyorum.
I-I'd wake up every morning with the intention of telling him, and then I'd go to sleep every night feeling guilty that I didn't.
Gittiği için suçluluk hissediyor.
She's guilty she's leaving.
Dürtüleriyle hareket ediyorlar. Ne bir suçluluk ne bir utanç duygusu.
They act on their impulses- - no guilt, no shame.
- Senin zevk almaktan suçluluk duyduğun şey.
For your guilty pleasure. I...
- Zevk almaktan suçluluk duyduğum bir şey yok.
I don't have a guilty pleasure.
Sen zevk almaktan suçluluk duyduğumuz şeyi söylersen ben de benimkini söylerim. Başla.
You tell me your guilty pleasures and I'll tell you mine.
Lord Tekir'in suçluluk duyduğu zevki Scientology.
I assume that they're racist. Lord Tubbington's guilty pleasure is Scientology.
Suçluluk duyduğun zevklerin. Elinden geleni yap.
Guilty pleasure.
Suçluluk duyduğun zevklerin.
Bring it on again.
- Suçluluk duyduğun zevkin!
Guilty pleasure!
Ama en önemli sırrım, suçluluk duyduğum en büyük zevkim?
But my most secret, my most guilty pleasure of late?
Bu benim gerçek suçluluk verici sırrım.
That's my real guilty secret.
Endişe yok, geçmiş yok, suçluluk yok. Susar mısın artık?
Will you shut up.
Bu benim suçluluk duyduğum zevkim.
They're my guilty pleasure.
Suçluluk duyduğumuz zevklerimiz!
Huh? Guilty pleasures.
Suçluluk duyduğum zevklerim?
Guilty pleasure?
Tamam, suçluluk duyduğum zevklerim.
Me, too.
Suçluluk duyduğun zevklerin.
Bring it on.
İki Kişilik Fondü'nün sadık hayranları olarak suçluluk...
Stop!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]