Tamamen haklısın translate English
244 parallel translation
Korkarım ki Bassington tamamen haklısın ama sıkıcı olduğun da bir gerçek.
I'm afraid, Bassington... that you are right... but nonetheless boring.
Tamamen haklısın, ama nerede?
You're quite right, but where?
Tamamen haklısın Watson inanmıyorum.
Quite right Watson I don't.
Tamamen haklısınız.
You're entirely right.
Evet, tamamen haklısın, hayatım. Her zaman olduğu gibi.
Yes, quite right, darling, as usual.
Tamamen haklısın.
You're quite right.
Evet, tabii ki, tamamen haklısınız.
Actually, of course, you're perfectly right.
Tamamen haklısınız.
You may have hit on the key to the whole thing.
Teknik olarak tamamen haklısınız.
Technically, you're absolutely right.
Evet, tamamen haklısın.
Yes, you're quite right.
Tamamen haklısınız muavin bey.
You're absolutely right, deputy.
- Tamamen haklısın.
- Quite right.
Tamamen haklısın, Bayan Clyde.
You're quite right, Miss Clyde.
Tamamen haklısınız, ama bunu kendi bildiğim gibi yapacağım.
You're exactly right, so I'll just be on my way.
Bunda tamamen haklısınız, efendim.
You're definitely right about that, sir.
Mr. Spock, tamamen haklısın.
Mr. Spock, you're absolutely right.
Tamamen haklısın.
You're perfectly right.
Tamamen haklısınız, doğru.
You're damn right, it's right.
Tamamen haklısınız, doğru.
You're damn right that's right.
Tamamen haklısın.
Right you are.
Evet, tamamen haklısınız.
Yes, it certainly is, ma'am.
Tamamen haklısınız, Bay MacDonald, fakat yumuşak kalpli olmanız sebebiyle değil.
- You're quite right, Mr MacDonald. But not for any of your bleeding-heart reasons.
Söz ettiğiniz hayaletler ise tamamen haklısınız.
If you mean surviving personalities, you are correct.
Tamamen haklısınız.
You're quite right.
Söylediklerinde tamamen haklısın. Hiç kimse onu öldürmeyi başaramadı.
What you say is quite correct, no one else could do it.
Tamamen haklısın, Baltar.
Quite right, Baltar.
Siz tamamen haklısınız ama...
"You are all correct, BUT..." But what?
Tamamen haklısın.
You're absolutely right.
Tamamen haklısınız Müfettiş Farges...
You're certainly right, Inspector Farges...
Tamamen haklısınız.
You're absolutely right.
Tamamen haklısınız.
You are perfectly correct.
Cesursun, zarif ve tamamen haklısın.
You were brave, graceful and totally right.
İnan bana, tamamen haklısın.
Believe me, you got every right to be.
Tamamen haklısın.
Well... and you'd be absolutely right.
Bu gemi ve mürettebatı söz konusu olduğunda... sağlamcı olduğum konusunda tamamen haklısın.
When it comes to this ship and this crew, you're damned right I play it safe.
- Tamamen haklısın.
Yes. You certainly are.
- evet tamamen haklısın, bana yardım et Marge
- Yes. You're right, I am! Help me, Marge.
Pekala, böyle söyleyince, sanırım tamamen haklısın.
Well, when you put it like that, I think you're absolutely right.
Tamamen haklısınız efendim.
You're absolutely right, sir.
- Tamamen haklısın.
- Absolutely positive.
- Niles, tamamen haklısın.
- You are right. Oh!
Tamamen haklısın.
- No. You're quite right.
Tamamen haklısın.
You are completely right.
Tamamen haklısın. Benim... ne olduğunu bilmiyorum!
- Annie, you are still doing it.
Tamamen, tamamen haklısın, sevgili Harriet... şimdi daha önceden yapamadığımı yağacağım çünkü seni etkileyemem... eğer kabul etmiş olsaydın arkadaşımı kaybetmiş olacaktım.
Perfectly, perfectly right, dearest Harriet... And now I can tell you what I could not before because I would not influence you... If had you accepted him I would have lost my friend.
Her şeyi dünyaya bağışlamanın, servet kazanmamızı engellemenin, bize yararı olacağına inanıyorsan, tamamen haklısın.
If you think giving away everything before the world... preventing us from making an unimaginable fortune... will accomplish anything... you're absolutely right.
Haklısınız, tamamen farklı bir yer olurdu.
Yes, it would be quite something else.
Haklısın, onlardan daha iyi bir iş bulmalarını isteyeceğim! Eminim seni dinlerler, ama anlamadığım bir şey var... Uzaktayken bana sadece 2 kere para gönderdin sonra tamamen unutuldum!
You're right, I'll ask them to wind up their business I have nothing to say but I have only got money twice none has been sent to me since I also suffered the danger of being assassinated
Tamamen haklısın Bleek.
- You're absolutely right, Bleek.
Haklısın... Tavırları tamamen kabul edilemez.
You're right... his behavior is completely unacceptable.
Asteğmen, kesinlikle haklısın... fakat aynı zamanda... tamamen yanılıyorsun.
Ensign, you're absolutely right, but you're also... absolutely wrong.
haklısın 4682
haklisin 34
haklısınız 730
haklısın galiba 26
haklısınız efendim 33
tamam 65623
tamam mı 13610
tamam mi 103
tamamdır 2135
tamam canım 67
haklisin 34
haklısınız 730
haklısın galiba 26
haklısınız efendim 33
tamam 65623
tamam mı 13610
tamam mi 103
tamamdır 2135
tamam canım 67
tamamen 264
tamam o zaman 544
tamam olur 25
tamam anladım 45
tamam tatlım 105
tamam efendim 298
tamam anne 127
tamamlandı 26
tamamıyla 47
tamamı 16
tamam o zaman 544
tamam olur 25
tamam anladım 45
tamam tatlım 105
tamam efendim 298
tamam anne 127
tamamlandı 26
tamamıyla 47
tamamı 16
tamam oldu 33
tamamiyle 25
tamam öyle olsun 18
tamam baba 89
tamam hayatım 43
tamam dostum 85
tamam tamam 209
tamam patron 67
tamam mıyız 25
tamam o halde 42
tamamiyle 25
tamam öyle olsun 18
tamam baba 89
tamam hayatım 43
tamam dostum 85
tamam tamam 209
tamam patron 67
tamam mıyız 25
tamam o halde 42