Vaktiniz var mı translate English
303 parallel translation
Biraz vaktiniz var mı?
Have you a little time right now?
- Birkaç kadeh birşeyler içmeye vaktiniz var mı?
- Have you time for a luncheon and a glass of wine?
Ustabaşı biraz vaktiniz var mı diye soruyor, efendim.
The foreman would appreciate a word with you, if you could spare the time, Sir.
Kahve içmek için vaktiniz var mı?
Got time for a coffee?
- Biraz vaktiniz var mı?
- Do you have a moment?
Özür dilerim, vaktiniz var mı?
Would you mind coming into my office?
Vaktiniz var mı?
Come here.
Vaktiniz var mı?
- Do you have time?
Vaktiniz var mı?
Are you free?
Vaktiniz var mı?
Will you be free?
- Doktor Donovan, vaktiniz var mı?
- Doctor Donovan, got a spare minute?
Vaktiniz var mı şimdi kutsal peder, yoksa akşam duasından sonra mı geleyim?
Are you at leisure, holy father, now? Or shall I come to you at evening mass?
Şu zavallı asker için vaktiniz var mı bayan?
Do you have time, miss, for a poor soldier?
Vaktiniz var mı?
Is it convenient?
Mola verecek vaktiniz var mı? Bir şeyler yiyelim mi?
'Hey, y'all think you can stay outta trouble'long enough to get something to eat?
Vaktiniz var mı?
Have you time?
- Bir set için vaktiniz var mı?
- Got time for another?
Biraz vaktiniz var mı?
Can I have a second with you?
Biraz vaktiniz var mı?
Got a sec? - Yeah.
Vaktiniz var mı?
Have you a second?
Kaptan, vaktiniz var mı?
Captain, have you got a minute?
- Vaktiniz var mı?
Would that be possible?
- Bir bardak içkiye vaktiniz var mı?
- Does it have time for a glass?
Farmakolojiyle ilgilenecek vaktiniz var mı diye merak ediyordum...
Just wondered if you'd had time to get around to my pharmacy stuff.
Gwen, biraz vaktiniz var mı?
Gwen, do you have a minute?
Hey bayım... vaktiniz var mı?
Hey, mister... you got the time?
Bay Gubler, ne yaptığıma bakmak için vaktiniz var mı?
Mr. Gubler, do you have time to take a look... at what I've done here?
Vaktiniz var mı?
Got a second?
Yemek için vaktiniz var mı?
Do you have time for lunch?
Vaktiniz var mı kutsal peder? Yoksa akşam duasından sonra mı geleyim?
or shall I come to you at evening mass?
- Peder, vaktiniz var mı?
- Chaplain, got a minute?
Gitmeden kahve içmek için vaktiniz var mı?
Say, have you got time for a coffee before you go?
- Dr. Greene, vaktiniz var mı?
- Dr. Greene, you got a second?
Vaktiniz var mı?
Do you have a minute?
Dr. Greene, vaktiniz var mı?
Dr. Greene, a minute?
- Dr. Weaver vaktiniz var mı?
- Dr. Weaver, you have a minute?
Kahve içmek için vaktiniz var mı?
Do you have time for some coffee?
- Vaktiniz var mı?
- Do you have a minute to talk to us?
Dersiniz hakkında konuşmak için vaktiniz var mı?
Do you have a moment to talk about your lecture?
Doktor, vaktiniz var mı?
Doc! Have you got a second? Sure.
Vaktiniz var mı?
Got a minute? Okay.
Çocuklar, vaktiniz var mı?
Guys. Got a minute?
Biraz vaktiniz var mı?
Do you have some time?
Vaktiniz var mı?
You guys got a sec?
Yarım saat vaktiniz var. 2 de iş başı yaparsınız.
Half an hour yet before you have to work at 2.
Biraz vaktiniz - Aslında bir gününüz var mı?
Could you spare a day?
Hiç boş vaktiniz var mı?
And, uh, do you have any spare time?
Güneş batana kadar vaktiniz var bayım.
You have until sunset, sir.
Gazetenizi almanız ve kahve içmeniz için hala vaktiniz var bayım.
Leaves you time to read the paper and maybe a cup of coffee.
İkinizin bu evde tuttuğunuz paçavraları buradan çıkarmak için yarın sabah sekize kadar vaktiniz var.
You two got till tomorrow morning at 8 : 00 a.m... to get the crap you're storing in this house out.
Gün batımına kadar vaktiniz var.
But you do have until sundown.