Ve onun translate English
43,582 parallel translation
Ben de 12. yüzyıl Pers filozofu El-Gazzali ve onun iki randevu arasında kalmış insan örneğiyle alakası olup olmadığını merak ediyordum.
Yeah, I wonder if that's related to the 12th century Persian philosopher, Al-Ghazali and his story of a man caught between two dates.
Yarasını temizledim ve onun senin dairene götürdüm.
I patched her up and I took her to your place.
Köpeğime kendi ağzımdan yediriyorum ve onun değil benim hoşuma gittiği için.
I let my dog eat food out of my mouth, not because she likes it but because I do.
Çocuklar, bu dergiler insanoğlunun yemeğini aradığı ve onun için mücadele ettiği zamanlara götürüyor insanı.
Kids, these magazines harken back to a time when man had to forage and fight for his foods.
Ama sence bu öğleden sonra Rahibe Bernedette ve onun fahişelerini kim katletti sanıyorsun?
But who do you think massacred Sister Bernadette and her whores of mercy this afternoon?
Hatta, bize göre Jack'in anlattıkları basına çıkınca merak etmeye başladı ve onun oyuna geldiğini düşündü.
In fact, we think he saw everything Jack was saying in the media and started to wonder, had he been tricked?
Peder, kasıla kasıla geri geldi ve onun...
Father, he's back with his swagger and his...
Milton ; Eccles'ı ve onun... cadılar topluluğu kurup, Willard's Mill'da Gölgeler Ülkesinden Işık Ülkesine bir portal oluşturma planını biliyordu.
Milton knew about Eccles and his plan... to found a colony of witches and turn Willard's Mill into a portal from the Land of Shadows to the Land of Light.
Ben, Eccles'in aşağılık kurulunu ve onun kölelerini sonsuza dek yok edecek bilgiye sahip tek ölümlüyüm.
Me, the one mortal with the knowledge to eradicate the vile coven of Eccles and his minions forever.
Yetişkin bir dişi ve onun dişi yavrusu.
An adult female and her daughter.
Dişi artık yeniden kızışıyor ve onun imzasını koklayan her erkek de bunun bilincinde.
The female is now in heat again, and any male that smells her signature will know that.
Hayır, getirmiyorum, çünkü çünkü bizim bir Gizli Noel Baba yardımcımız var, ve onun adı...
No, it's not, because we have a Secret Santa helper, and his name is...
Ancak... ayrıca, Nick'i haftalardır görmedim, ve onun saçmalıklarını gerçekten özlüyorum.
But... also, I haven't seen Nick in a couple weeks, and I really miss his nonsense.
Ve onun boyutundaki insanların envaiçeşit ölümcül hastalığa daha elverişli olduğunu.
And that men of his large stature are more susceptible to a wide array of life-threatening diseases.
Saçma genetik piyangoyu benim kazanmamın ve onun kaybetmesinin hiçbir mantıklı açıklaması yok.
And for no good reason but some stupid genetic lottery that I won and she lost.
Ve onun icabına ben bakacağım.
And I will take care of that.
Katı toplumsal roller Ve onun için yetersizlik hakkında hiçbir şey söylemeyin.
Both of which involve rigid societal roles and say nothing about his capacity for subterfuge.
Ethan'ın tedavilerine aşırı derecede karışmıştı. Ve onun için çok dikkat var.
She was extremely involved in Ethan's treatments and got a lot of attention for it.
Eğer yakalanmış olsaydı, hapise girerdi. Fakat orada bir yerde hala bir doktordu. Ve onun hastasıydın.
If she was caught, she would've gone to prison, but somewhere in there she was still a physician and you were her patient.
Bak, Stan'i uzun zamandır tanıyorum onun hakkında ne düşünürsen düşün adamın sonuç aldığını inkar edemezsin.
Look, I've known Stan for a long time. And no matter what you think of him, you can't argue that the man gets results.
Sanırım Damien Novak'la onun arasında bir bağ bulduk, ne dersin?
I think we've found a link between her and Damien Novak. Don't you?
Çocukken, adam ona kimsenin inanmayacağını ve tamamen onun hatasına olduğuna ikna etmiş.
When she was a kid, he convinced her that no one was gonna believe her and it was all her fault.
Onun hafızasını düzeltmek için çok değerli bir malvarlığı sağlamak ve uzaylı kaçırılma destek grubuna katılmasına izin vermek plana faydası mı olur, zararı mı?
Does allowing a highly-valued asset to recover his memory and join an alien abduction support group help that plan or hurt it?
Onun psikolojisini ve Beacon'dan gitmesini neyin sağlayacağını biliyorum.
I know his psychology, and I know what'll get him out of Beacon.
Annesi, yavruyu başarıyla büyüttü ama onun için yaşam zorlu olacak ve neredeyse her zaman yalnız yaşayacak.
Her mother has succeeded in raising her, but life ahead will be challenging, and she will spend nearly all of it alone.
Ve inanın bana, Buzz Aldrin ve Neil Armstrong'un onun için ne anlama geldiğini bilemezsiniz.
And trust me, you have no idea how much. Buzz Aldrin and Neil Armstrong mean to him.
Ve biz onun işine el atacağız.
And we're double-teaming him.
Penny'yle tanıştığımdan beri onun görünüşünü kıskanırım.
Ever since I met Penny, I've been envious of her looks.
Normalde basit bir adrenaloktomiyle Melissa'nın tümörünü alırdık ama onun boyutlarında ve ağırlığında birinin ameliyat olması beraberinde büyük riskler doğuruyor.
Normally, we'd do a simple adrenalectomy to remove Melissa's tumor, but it's simply not safe for a patient of this size and weight to undergo this surgery.
- Onun beton kaidesini ve o metal havalandırma borularını görüyor musunuz?
See its concrete base and those metal vent tubes?
Bu yılın başlarında, sevgili başkanımız FDR * ve, onun sonsuz siyasi bilgeliği sayesinde...
And as the start of this year, our good president, FDR, in all of his, uh, infinite political wisdom...
Rufus, onun iflas ettiğini, neredeyse her şeyini kaybettiğini ve beş yıl önce de, 2,5 milyar dolar parayla finanse edildiğini biliyor muydun?
Rufus, are you aware that he went bankrupt, nearly lost everything, and then about five years ago, he was funded to the tune of $ 2.5 billion?
Onun elektrikli süpürgeyle olan mücadelesini izlerdim, ve ona yardım etmek isterdim.
I'd watch her wrestle that octopus of a vacuum cleaner of hers and I just wanted to help her.
Aslında orası onun toprağıydı ve Cassius'un görevi orayı kontrol etmek yani imparatorun özel topraklarını kontrol etmek demekti.
It was actually his estate, and Cassius was tasked with keeping control of Egypt, essentially keeping control of the Emperor's own private lands.
Faustina hakkında bildiklerimiz onun güvenilmez ve hafifmeşrep olduğu.
The image we get out of Faustina is one of untrustworthiness and promiscuity.
Ve Crispina da bir şekilde onun pozisyonunu gasp etmiş olabilirdi.
And Crispina may have, in a way, sort of usurped her position.
Ve babasının ölümünden birkaç ay sonra onun yokluğundaki ilk hamlesini yaptı.
And just months after his father's death, he makes his first move in his absence.
Ancak imparatorun dikkatini çektikten sonra onun şahsi hizmetkârı ve metresi olmuştu. Roma'da buna "odalık" deniyordu.
But after catching the eye of the Emperor, she becomes his personal servant and mistress, known in Rome as a concubine.
Ve bu da onun eski alışkanlıklarına geri dönmesini sağlamış.
And that led to the return of her groove.
Onun yanında olmaya hakkın yok.
You've got no business being around Wise Men.
Demek istediğim, onun bir kaçırma olduğunu ve onu sınırladığını öğrendiler.
I mean, they found out he was a snitch and capped him.
Tamam, onun üzerine stres Ethan'ın bakımını yapma zamanı ve çabası,
Okay, the stress on her, the time and effort to take care of Ethan,
Anneni ve Dr. Krieg'i öldürmek için kullanılan silah. Onun adına kayıtlıdır.
The gun that was used to kill your mother and Dr. Krieg is registered under his name.
Dr. Krieg onun olduğunu biliyor olurdu.
Dr. Krieg would've known it was him.
Belki de Ethan'ın güvenini kazanmanın tek yolu buydu. suç faaliyetlerini ortaya koymak, ve açıklama Marla yanlışlıkla onun takma adlarından birini çağırdı.
Perhaps it was the only way to gain Ethan's trust, reveal her criminal activities, and explain that Marla had inadvertently called one of her aliases.
Ya da denedim ve durduruldu. Onun fikri Bir barış teklifi.
His idea of a peace offering.
Hava iyice soğudu, ben de onun hakkında endişeleniyorum ve görmeyi istiyorum.
The weather is getting cold, I am also curious about him and want to see him.
Belki de bir tanesi özellikle onun bireyselliğini ve mükemmelliğini nedensiz yere görmezden geldiğimi ondan rahatsız olduğumu ve kendim gibi olmasını istediğimi söyleyebilir.
Maybe one who would say to him that I constantly deny him his individuality and awesomeness for no other reason that I find it really annoying and I wish he was more like me.
Dün gece kocam ve benim onun ailesi ile yemek yememiz gerekiyordu, ki bunu nasıl tarif ederim bilmiyorum.
Last night, my husband and I were supposed to have dinner with his family, which... I don't know how to describe it.
Araç bunun üzerine monte ediliyor ve matkap onun üzerine takılıyor.
This is what the carriage gets mounted to, and then the drill goes on top of that.
2001'de İsviçre, Lucerne'deki bir müzeden 16. yüzyıla ait bir borazan çalmıştı. Dikkatli bir köpek onun karşısına çıktı ve ganimeti düşürmesine yol açtı.
In 2001, he had just stolen a 16th century bugle from a museum in Lucerne, Switzerland... when an observant dog confronts him... causing him to drop his booty.
önünde 25
onun 448
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onunla 141
onun neyi var 30
onun için 179
önüne bak 138
onun yerine 89
onun da 23
onun 448
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onunla 141
onun neyi var 30
onun için 179
önüne bak 138
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun gibi bir şey 154
onun mu 44
onunla konuşmak istemiyorum 23
onunla git 84
onun yüzünden 27
onun nesi var 154
onun için endişeleniyorum 35
onunla yattın mı 71
onun babası 21
onun gibi bir şey 154
onun mu 44
onunla konuşmak istemiyorum 23
onunla git 84
onun yüzünden 27
onun nesi var 154
onun için endişeleniyorum 35
onunla yattın mı 71