English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ O ] / Onun da

Onun da translate English

18,900 parallel translation
Görünüşe göre onun da adını yazmış.
Looks like she signed him in, too.
İşini kurmak için babamı kandırdığını onun da annemin hayatını bu yüzden mahvettiğini biliyorum.
I know you fooled my father into setting you up in business, and he ruined my mother's life doing it.
Tıpkı senin gibi onun da ismi George'tu.
His name was George, like yourn.
Onun da az da olsa seni sevdiğini düşünüyorsun.
You thinking maybe one tiny piece of him inside the same.
- Onun da adıyla adresi var mı?
You got a name and address for her, too?
Onun da bir yolunu bulabilirim.
I might have a way to get those, too.
Ben istediğim adamla evlendim, onun da evlenmesini isterim.
I married the man of my choice. I'd like to think she could do the same.
Onun da dışlanmış olduğunu düşünüyordun.
You thought she was shed out too.
Onun da yok.
Well, he doesn't.
Onun da altında bez var, Boots'un da var. Eğlenceli olur.
She has diapers, he has diapers... it's fun.
Kavgayı Boots'un başlattığını ve onun da bıçakladığını söylemiş.
And he said that Boots started a fight with him, and so he killed him.
Sonuçta onun da ülke birincisi olması gerekiyor.
After all, she too has to win the Nationals.
Seninle işim bittiğinde onun da işini bitireceğim.
So once I finish you, I'm gonna finish him.
Onun da avantajları var.
It has its upsides.
Eğer onun da adaylığı tartışılmaya açılsa ona karşı yarışır mısınız?
Would you run against him if his nomination were in play?
Evet, bence siz... onun da kız gibi Grimm olduğunu biliyorsunuz.
Yeah, I guess you should know... He's a Grimm just like her.
Artık değeri ne ise onun da.
For- - for what that's worth.
Ayrıca Mercia'nın tacını onun kafasından aldığını da biliyorum.
I also know that you have taken the crown of Mercia from her head.
Ben onun kalbini kazandım o da benimkini.
I have his heart, and he has mine.
Ben, onun yerine geldim.
Ta-da! Me. I replaced him.
Kocam onun kalbini kırdı sonra da o kocama bir daha dokunamayacağı için köpürdü.
He broke her heart, and she seethes because he will never touch her again.
Bu karaciğerle birisi Francis'in ölümünden sonra oynamış. Bu da onun zehirlenmediğini ve senin masum olduğunu kanıtlar.
That means the liver was tampered with after Francis'death, which proves he wasn't poisoned and that you are innocent.
Bu da onun bizi bağışlamasının tek yolu.
And it's the only way we might gain his forgiveness.
Bebeğin bir yarısı da onun.
The baby is half his too.
Bu da onun yeni Ulusal Güvenlik Bakanı.
That's his new head of State Security.
Bunu da biliyorum çünkü onun için çalışıyorum.
And I know that because I work for him.
- Ne dediğimi biliyorum. Bu çocuğun adını Tom koymazsan onun ne yapacağını da biliyorum.
I know what I said, and I knew what he'd do if you don't name that boy Tom.
Bana onun Küba'da kaldığını söylemiştin.
You told me she was stuck in Cuba.
O iyi bir adamdı. Neden birinin ona ya da onun birine saldıracağını anlayamıyorum.
I just can't understand why anyone would or why he would attack someone.
O da onun numarası.
That's his number.
Uçak bizim olsa da ülkenin onun olduğunu söylüyor.
He's telling us it may be our plane, but it's his country.
Jeremy'nin vardiyası bittiğinde onun yerine geçtiğim gibi Walter da benim yerime geçecek.
Just as I took over for Jeremy when his shift ended, he'll be taking over for me.
Onun için kardeşim John'la konuştum, o da sana yardım etmek istiyor.
So, I talked to my brother John and he's willing to help you.
Yapman gerektiği gibi dün onun yanına taşınmış olsaydın diğer tarafta kocanla güvende olacağını da hatırlattı mı?
Did he remind you that if you'd just moved in with him yesterday like you were supposed to, you'd be safe on the outside with your man right now?
Sanırım kadın doktorun yanında gördüğümüz erkek doktor da onun sevgilisiymiş, yani ya o kadına bulaştırdı ya da kadın ona bulaştırdı.
I think the guy we saw was the female doctor's boyfriend, which means either he got her sick or she infected him.
Eğer kötülük üzerimize gelirse, ölümcül bir hastalık, ya da veba, onun evinin önünce durup ona yalvaracağız.
Should evil come upon us, the pestilence or the plague, we will stand before this house and cry out to him.
Thomas'ı öldürmüyor. Onun vücudu virüsü yeniyor, ve bu da bizim virüsü yenmemizi sağlayacak.
His body defeated the virus, and that will help us defeat it.
Lex diğer ekiple beraber dışarıda onun yanında olduğunu söylemişti.
Lex said that you were on the outside with him - and the rest of the guys.
Bu da onun için iyi gözükmüyor.
That doesn't look good on him either.
Onun Yüzbaşın ya da bakanın olmasından daha fazlası olarak hatırlıyor musun?
Do you remember him as nothing more than your Captain or your minister?
Zavallı ağabeyime ve onun yetim çocuğuna bakıyorum ki bu da işimden, evimden vazgeçip kazanç olmadan çalışmam demek.
I'm looking after my poor brother and his motherless little lad which means I've had to give up my job and lodgings and work for nothing.
Onun yardımı olsun ya da olmasın.
With or without his help.
Doğruysa da onun canına okuyacağım.
If it's true, then I'll give him hell for it.
Onun adı da mı Murphy?
Was his name Murphy too?
Danny Waldron'ı soruşturmaya başladığımızdan beri, onun önce Ronan Murphy'yi vurması, sonra da Danny cinayeti, delillerin tam olarak doldurmadığı boşluklar var. Bu boşluklardan biri de PM Rod Kennedy cinayeti.
Ever since we started investigating Danny Waldron - - first his shooting of Ronan Murphy, then Danny's murder - - there have been holes that the evidence hasn't completely filled, one of which is the murder of PC Rod Kennedy.
Onun sonucunda da takdirname almıştım.
For which I won a commendation.
İçine edeyim, tam da onun istediği şeyi yapmış.
No! Goddamn it, he's giving him exactly what he wants!
Ve bilmemize izin vermiyorlar çünkü bunun onun hikayesi olup da bizim hikayemiz olmadığını düşünüyorlar.
They're just not letting us know'cause they believe his story and not ours.
Ayrıca da onun kabinesindeyim.
I'm on his cabinet.
Artık gelecek 4 yılda da onun Beyaz Saray'daki ortağı olmamın zamanı geldi. "
Now, it's time for me to be his partner in the White House for the next four. "
Onun ya da altındakilerden birinin isyancılara bilgi satan bir hain olduğunu düşünüyorum.
I think he, or someone of lower rank is a traitor... Providing secret information to the insurgents.
david 2467
davıd 24
darling 44
daddy 17
danny 1357
daniel 570
dana 196
dante 84
dash 20
data 848
daphne 369
dale 159
daria 27
daisy 193
dave 763
dane 24
dani 91
danke 21
dallas 215
daniele 26

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]